30 Haziran, 2008

NERELERDEYDİM?



Nerelerdesin sorularınızın cevabı aslında basit, buralaradayım, ama bloga vakit ayıramadım, daha doğrusu blog ve sizler için yeni şeyler yaptım, görüntüledim ama yazamadım. Bunun en önemli sebebi 19 Mayıs seyahatimizde geçirdiğim hastalık sonrası, kendimi daha iyi hissetmek için ev hayatımızı yeniden düzenlemek üzere giriştiğim hummalı çalışma. Zaten işte yoğun günler geçiriyorum, akşamları eve gelince oda oda tüm evi elden geçirmeye çalışınca, blogu güncellemekte zorlandım ve istemeden de olsa blog yazılarımın arası açıldı.


Geçen zaman içinde doğum günü için sürpriz bir parti hazırlamayı ve akraba davetimiz için özel bir sofra hazırlamayı ihmal etmedim. Özet görüntüleri yeralan bu sofralardan tariflerle burada olacağım. Ama öncesinde 19 Mayıs gezimizden özet ve daha da önce etkinlik evsahibeliğime dair yazımla karşılaşacaksınız....


Devamını Oku...

29 Haziran, 2008

ÇİLEKLİ VE KREMŞANTİLİ ÇİKOLATALAR

Bu ayın 2. etkinliğinin konusu çikolata, Sevda Mavisi'nde gerçekleşen etkinliğe, eşimin doğumgünü partisi için hazırladığım pratik bir çikolatalı tarif ile katılıyorum. aynı tarifi tüm ev partileri, davetler ve bayramlar için farklı şekillerde hazırlayarak uygulayabilirsiniz. Mevsimine göre çilek, vişne, kiraz, muz, kivi, kayısı, şeftali, elma... hepsi ile çok güzel olur. Ben bu pratik ve ölçüsü olmayan tarif için evde bulunan kare çikolataları kullandım, siz yuvarlak ile de yapabilirsiniz. Kare çikolatalarımın üzerine 1 bardak soğuk süte 1 paket olacak şekilde hazırladığım kremşantileri sürüp, üzerlerine çileklerimi yerleştirdim. Aslında vakit sıkıntım olmasaydı, kremşantiyi süslü uçlarla sıkmayı planlamıştım, sizler elinizde varsa duylarla da yapabilirsiniz. Hazırladığımız çikolataları serin bir ortamda bekleterek servis yapabiliriz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

28 Haziran, 2008

VİŞNELİ, ÇİKOLATALI CUPCAKE FESTİVALİ

Nerelerdeyim sorularına cevap vermeden önce etkinlik tariflerimi paylaşmak istiyorum. Cupcake Festivali, Hayatın Tatları Zerrin'in ev sahipliğinde gerçekleşti bu ay. Ben en sevdiğim muffinlerimi çikolata ve süsleme şekerleriyle etkinlik için hazırladım. Tarif için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz. Tamamen tarifteki gibi pişirdiğim muffinlerimin üzerine çikolata ve krema ile hazırladığım (1'e 1 ölçü ile) ganajı sürüp, minik kalp ve balık şekerleri ile süsledim. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

13 Haziran, 2008

MUHAMMARA

Yoğun geçen günler arasında çok az vakit ayırabiliyorum şu sıralar bloga, oysa elimde güzel sofralar ve lezzetli yemeklerin fotoğrafları birikti, en kısa zamanda eski tempoma dönmeyi umarak ve gezi yazılarımı erteleyerek muhammaranın tarifini paylaşmak istiyorum.
Muhammara Güneydoğu Anadolu (özellikle Antep) mutfağından bir lezzet, oralara da daha güneyden geldiğini söylemek lazım. Bu lezzetli meze normalde acı pul biberden, biber limonsuyu ile ıslatılarak ekmek ve diğer malzemelerin eklenmesi ile yapılıyor, ben acılığını azaltmak ve pratiklik sağlamak için acı-tatlı karışık biber salçası ve domates salçası kullandım. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:
-1 su bardagi çekilmis ceviz
-3 diş sarmisak
-1 çorba kasigi domates salçasi
-2 çorba kaşığı biber salçası
-1 çay bardağı bayat ekmek içi
-1 tatli kasigi kimyon
-1 cay kasigi karabiber
-1 limonun suyu
-2 corba kasigi zeytinyagi
-Servis için maydanoz
-Tuz (biber salçasının tuzuna göre az miktarda)
Yapılışı:

Ekmeğimizi limon suyu ile ıslatıp, diğer malzemlerle birlikte iyice karıştırarak macun kıvamı almasını sağlıyoruz. Sonra ekmek üstünde veya tek başına kıyılmış maydanoz ile servis yapabiliriz, bu kadar kolay. Muhammaramızı hazırlarken cevizleri çok ince çekmemek yerken daha lezzetli olmasını sağlıyor. Ayrıca isterseniz labne peyniri ekleyebilirsiniz. Ben hazırladıktan sonra ikiye bölüp, yarısına 100 gr kadar labne peyniri ekledim, peynir mezemize yakıştı ve acılığını biraz hafifletti. Tabi hiç acı sevmeyenler için bu lezzetli mezeyi sadece tatlı biber salçası ile yapabiliriz. Ayrıca sevenler için nar ekşisi de ekleyerek hazırlayabiliriz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

05 Haziran, 2008

ANASONLU EKMEK VE ÇİLEK REÇELİ

Eskisi kadar sık yazamıyorum, farkındayım:) Kendimce geçerli sebeplerim var, öncelikle 19 Mayıs'ta bir gezi yaptık eşimle, gitmeden önce başlayan hastalık beni seyahatimizde ve sonrasında rahat bırakmadı, bu süreçte sadece etkinlikler için yazmaya çalıştım, elimde yazılmayı bekleyen çok şey birikti, ama önce çok uzun süredir gelecek tarif penceresinden bakan anasonlu ekmeğimin tarifini yazacağım. Sonrasında gezimizle ilgili yazmak istiyorum, ilerde gideceklere ve bize rehber olsun diye. Nereye gittiğimiz sürpriz olsun:)
Anasonlu ekmek aslında sadece anasonlu denecek bir ekmek değil, içinde yok yok, haşhaş, ayçekirdeği, ceviz, anason...Bu ekmek aslında biraz kek vari bir ekmek, kahvaltılar için çok uygun bir tarif, tabi bir de benim yaptığım gibi mis gibi kokan çileklerden yapılmış reçelle yerseniz... Çilek reçelini de mevsimi geçmeden yazayım istedim, aslında kolay bir tarif ama herkesin kendince püf noktası vardır, ben de anneciğimden öğrendiğim haliyle tarifi paylaşıyorum. Önce ekmeğimizin tarifi;


ANASONLU EKMEK

Malzemeler:
- 2 adet yumurta
-1/2 çay bardağı sıvıyağ
-1 çay bardağı yoğurt
-1 tatlı kaşığı toz şeker
-2,5 su bardağı un
-1 paket kabartma tozu
-1 çay kaşığı tuz
-1 tatlı kaşığı anason
-1 yemek kaşığı ayçekirdeği
-1 yemek kaşığı haşhaş tohumu
-2 yemek kaşığı iri kıyılmış ceviz

Yapılışı:

Ekmeğimizi kek hazırlar gibi yapıyoruz, yumurta, sıvıyağ ve yoğurdu çırptıktan sonra, tozşeker ve tuzunu ekliyoruz. Unumuzuda azar azar ilave ederek çırpmaya devam ediyoruz. Bu arada kabartma tozumuzu da ekliyoruz. Hamurumuz ekmekden daha az, kekden daha fazla yoğunluğu olan bir kıvamda olacak. Son olarak haşhaş tohumu, anason, ayçekirdeği ve cevizimizi de ekleyip, bir spatula ile karıştırdıktan sonra yağlanmış kalıbımıza döküp, önceden ısıtılmış 180 derece fırında 35-40 dakika kadar pişiriyoruz. Eğer anasondan hoşlanmıyorsanız çıkarabilir veya yerine kekik koyabilirsiniz. Afiyet olsun...


ÇİLEK REÇELİ

Malzemeler:
-1 kg çilek
-1 kg tozşeker
-1/2 limonun suyu

Yapılışı:

Çilek reçelini de pek çok reçel gibi meyve ve şekerimizi bir süre bekleterek yapıyoruz. Annemin bu iş için uyguladığı süre genelde 1 gecedir. (Ertesi gün yapacağı reçeller için 1'e 1 ölçüsünde meyve ve şekeri akşamdan reçeli kaynatacağı tencereye koyar -önce meyve, üzerine şeker-. Ertesi gün şeker meyvenin suyu ile erimiş olacaktır. Buradan sonrası ise bence ustalık işi, çünkü bazı meyveleri kaynama aşamasında önceden tencereden almak gerekiyor, bunun zamanlamasını ayarlamak pratikle oluşan birşey diye düşünüyorum.) 1 gece beklettiğimiz çilek ve şekerimizi ocağa alıp, kaynayana kadar ara ara karıştırıyoruz. Kaynama noktasına gelince de çileklerimizi bir süzgeç yardımıyla tencereden başka bir kaba çıkarıyoruz ve reçelimizin suyunu kıvam alana kadar kaynatmaya devam ediyoruz. Reçelin kıvamına bakmak için bir tatlı kaşığı alıp, biraz soğuyunca kıvamını kontrol edebiliriz. Bundan sonra ise limon suyunu ekleyip, karıştırdıktan sonra ocaktan alıyoruz. Reçelimiz biraz ılınınca içine tekrar çileklerimizi ekliyoruz ve iyice soğuduktan sonra kavanoza alıp, dolaba kaldırabiliriz. Çilek reçelinin lezzetinin yanısıra en keyifli tarafı evi saran mis gibi çilek kokusu sanırım. Afiyet olsun...
Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...