31 Ocak, 2008

PEÇETE KATLAMA - RÜZGAR GÜLÜ

19.01.2008 tarihli yazımda kahvaltımızdan görüntüler paylaşmıştım. Sofrada en çok ilgiyi rüzgar gülü şeklinde katladığım peçeteler topladı. Nasıl katladığım soruları çoğalınca bana da mümkün olduğunca açıklayarak, sizlerle paylaşmak düştü. Aşağıdaki kolajda nasıl katladığımı aşamaları ile gösterdim, umarım kolayca uygulayabilirsiniz. Bundan sonrası için blogumda bu tarz, peçete katlama, sofra süsleme fikirlerine yer vermemi ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum....
Gelen yorumlar sonucunda kolajdan tam anlaşılmayan yerler için kısa bir açıklama yazıyorum. Umarım bu şekilde daha kolay yapabilirsiniz.
1. Peçetemizi önce dört köşesinden ortaya doğru zarf şeklinde katlıyoruz.
2.Zarf şeklindeki peçetenin kenarları zarfın ortasına getirerek, 3.resimde görüldüğü gibi katlıyoruz. Sonra diğer kenarını da ortaya katlıyoruz.
3. Elde ettiğimiz dikdörtgeni 5. ve 6. resimlerde görüldüğü gibi tekrar ortaya doğru bu defa diğer kenarından olmak üzere katlıyoruz ve iki kenarı ortaya getirerek bir kare elde ediyoruz.
4.Bu aşamada peçetenin katlanan üst yüzeyini sabit tutarak, kenarından çekip alt katını çıkarıyoruz ve rüzgr gülünün kanatlarını oluşturuyoruz.
Kolay gelsin....

Devamını Oku...

30 Ocak, 2008

GELENEKSEL TATLILAR - FINDIKLI GÜL TATLISI

Etkinliklerimiz çoğalınca konularımız da eğlenceli bir hal aldı. Kaynana çatlattıktan sonra şimdi de "kaynana yaşa basmaz, asla altta kalmaz" etkinliğimiz var. Ev sahibemiz Binbir Çeşni Aşçısı Saliha. Ben de bu etkinliğe kendisi de bir kaynana olan annemin bir tarifi ile katılıyorum. Tabi ben annemi klasik kaynanalardan görmüyorum:) Etkinlik tarifi burada. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

27 Ocak, 2008

GOFRET PASTA

Gofret Pasta evde geçirdiğim ender zamanlardan birinde televizyonda rastladığım bir tarif, aslında orjinal bir tarafı yok, bir çoğumuz pastaların etrafını gofretlerle süslüyoruz ve prenses tatlısını biliyoruz. Ama bunların birarada olması hoşuma gitti ve hemen yapıp görüntüledim. Tarifi Fatoş Yağcı veriyordu ben fikrinden faydalandım açıkcası. Programda çikolatalı gofret ve çikolata sos kullanılmıştı ben ise meyveli sos ve vanilyalı gofret kullandım. Tarifin en cazip tarafı çok pratik ve şık görünümlü olması. Yarım saat gibi bir zamanda hazırladım ve dolapta geçirdiği 3 saatten sonra keyifle yedik. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler: ( 24 cm'lik kelepçeli kalıp için)

- 2 ölçü prenses tatlısı
- 1 paket hazır çilek ve böğürtlenli meyve sosu
- 3 paket vanilyalı gofret
- Süslemek için hindistan cevizi

Yapılışı:

Kelepçeli kalıbımızın altına 2 ölçü hazırladığımız prenses tatlımızdan 2-3 kaşık koyup, gofretlerimizi kalıbın kenarına dik şekilde diziyoruz. Kalan tatlımızı kalıbın ortasına döküyoruz burada dikkat etmemiz gereken tatlının çok sıcak olmaması, çünkü gofretleri yumuşatabilir ama aynı zamanda irmikli tatlı çok çabuk katılaştığı içinde kıvamını kaçırmamalıyız. Üzerindeki tarife göre hazırladığımız meyveli sosu, tatlımız biraz ılınınca üzerine döküyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. 3-4 saat buzdolabında dinlendirdikten sonra kelepçeli kalıbımızı açarak, pastamızı çıkarıyoruz. Üzerini hindistan cevizi ile süsledikten sonra dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

26 Ocak, 2008

OYUN


Sevgili Burçinciğim benim bloglar arası oyunlardan biri için sobelemiş. Kendisinin davetini zevkle kabul ediyorum.

"Hakkımda Söyleyebileceğim 7 Şey"

1. Yemek yapma merakım küçüklüğümden kalma, aile dostlarımız beni her görüşlerinde yeni birşeyler yapıp yapmadığımı sorarlardı
2. Alışveriş delisiyim, en çok sevdiğim şeylerden biri alışveriş yapmak, pek çoğumuz gibi:)
3.Karar vermekte, daha doğrusu 2 şey arasında seçim yapmakta zorlanırım mesela seneler önce bir bavul almam gerekiyordu, iki bavul arasında hangisini alsam kararım 1 saate yakın sürmüştü, Aşçı Yamağı'da beni beklemekten sıkılmıştı:)
4. Başak burcuyum ama sınırda olduğum için terazi burcu özellikleri de gösteririm, benim için denge ve düzen çok önemlidir.
5. Etrafımdakileri bunaltacak kadar titizdim, İstanbul'a taşındıktan sonra bu konuda kendimi epeyce törpüledim:)
6. Çok aceleciyimdir. Aklıma birşey geldiğinde hemen gerçekleştirmek üzere yollar ararım.
7. Gezmeyi çok seviyorum, imkanım olsaydı gezgin bir aşçı olmak isterdim:)

"Olsam oyunu"

Yiyecek olsam : Çikolata

Müzik aleti olsam : Arp

Mevsim olsam : Sonbahar

Kıyafet olsam : Spor ve zarif bir elbise

Ayakkabı olsam : Topuklu yaz ayakkabıları
Bir de ekstra olacak ama çiçek olsam bu kadar güzel koktuğu için nergis olmak isterdim...
Devamını Oku...

24 Ocak, 2008

BALKABAĞI ÇORBASI

Fotoğraflardan daha çok tatlıya benzeyen çorba tarifimizi de sıra geldi. Tam da mevsiminde çorba çeşitliliğini arttırıyoruz. Balkabağı çorbası da Hatsum'un tariflerinden. Ben daha önce başka bir tarifle yapmıştım balkabağı çorbası ama Aşçı Yamağı ve o günlerde bizde olan annemler pek fazla beğenmemişlerdi. Ama bu tarifi Aşçı Yamağı çok beğendi, açıkcası ben de diğerinden daha başarılı buldum, o nedenle artık eski tarifi yazmayı düşünmüyorum. Diğer tarif biraz klasik sayılabilecek balkabağı muskat ikilisini içinde barındırıyordu, bu tarifte ise defne yaprağı var. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (6 kişilik)

- 750 gr temizlenmiş balkabağı
- 2 diş sarmısak
- 1 orta boy soğan
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 2 su bardağı tavuk suyu ve 2 bardak normal su
- 3-4 adet kurutulmuş defne yaprağı
- Karabiber, kimyon, tuz
- 100 ml krema

Yapılışı:

Öncelikle ufak doğradığımız soğan ve sarmısağı hafifçe kavuruyoruz ve doğradığımız balkabaklarını ekliyoruz (benimkiler kuşbaşından iriceydi) Balkabakları biraz kavrulduktan sonra tavuksuyumuzu, suyumuzu ve defne yapraklarını ekleyip, balkabağının haşlanmasını bekliyoruz. Balkabakları yumuşayınca, defne yapraklarını içinden çıkarıp, blendardan geçiriyoruz. Sonra tuz, karabiber ve kimyon ekliyoruz. Ben burada bahsettiğim baharat karışımından kullandım. Hatsum kimyonla yapmıştı. Çorbamız tekrar kaynayınca kremamızı ekleyip kıvamını ayarlıyoruz. Eğer kıvamı çok yoğun gelirse, sıcak su veya krema ilavesi ile ayarlayabiliriz. Afiyet olsun....

Devamını Oku...

21 Ocak, 2008

ANNE POĞAÇASI VE 3 RENKLİ KURABİYE

Geçen haftanın kahvaltı sofrasını süsleyen anne poğaçası ve 3 renkli kurabiyenin tarifini de yazma vakti geldi. Anne poğaçası, gerçekten anne poğaçası, hepimizin bildiği, çoğumuzun annesinin, çocukluğumuzda yaptığı poğaçalar. 3 renkli kurabiyeler ise uzun süredir denemek istediğim bir tarif idi, farklı şekilde yapma düşüncelerim vardı ama deneme sırasında gerçekleştiremedim, yeni fikirleri başarılı olunca paylaşacağım. Gelelim tariflerimize,

ANNE POĞAÇASI

Malzemeler:(20 adet için)

- 100 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 2 yumurta (1'inin sarısını üzeri için ayırıyoruz)
- 1 çay bardağı yoğurt
- 1 paket kabartma tozu
- 3 su bardağı un
- 100 gr beyaz peynir
- 5-6 dal maydanoz
- 1 tatlı kaşığı tozşeker
- 1 çay kaşığı tuz

Yapılışı:
Tüm malzemelerimizle kulak memesi yumuşaklığında bir hamur hazırlıyoruz ve elimizle ufak daireler açıp, peynir maydanoz karışımından koyup, kapatarak şekil veriyoruz. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, önceden ısıtılmış 175 derece fırında 20-25 dakika kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun....

3 RENKLİ KURABİYE

3 renkli kurabiye, fesleğen sos, zeytin ezmesi ve salçadan oluşan bir kurabiye, farklı malzemelerle de yapabiliriz, dereotu, peynir, balkabağı gibi. Ben bir daha ki sefere farklı bir renk kombinasyonu düşünüyorum.

Malzemeler: (10 adet için)

-1 yumurta
-125 gr tereyağ
-1 paket kabartma tozu
-1 çay kaşığı tuz
-2 su bardağı un
- 2 tatlı kaşığı pesto sos
-2 tatlı kaşığı zeytin ezmesi
-1 tatlı kaşığı biber salçası
-1 tatlı kaşığı domates salçası

Yapılışı:

Hamurumuz hazır olunca 3 eşit parçaya bölüyoruz. 1. parçaya pesto sos, 2 parçaya zeytin ezmesi ve 3. parçaya biber ve domates salçasını ekliyoruz. Hamur parçalarımız biraz yumuşayacak bu nedenle tekrar eski kıvamına getirmek için az miktarda un ekleyerek yeniden yoğuruyoruz. Sonra hamurlarımızı 10 eşit parçaya bölüp, herbir parçayı uzun rulolar olacak şekilde açıyoruz. 3 farklı hamurdan birer rulo alarak örerek şekil veriyoruz ve saç örgüsü şeklinde kurabiyeler elde ediyoruz. Tektek açmak yerine büyük açıp, uzun şeritler keserek de yapabiliriz. Pişirme kağıdı serdiğimiz fırın tepsisine kurabiyelerimizi yerleştirip, önceden ısıttığımız 160 derece fırında 20 dakika pişiryoruz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

19 Ocak, 2008

KAHVALTIMIZ VE PİZZA EKMEK DİLİMLERİ

Geçen haftasonu yaptığımız kahvaltıdan bahsetmiştim. 3 kişilik küçük kahvaltı daveti, benim en sevdiğim öğün olması nedeniyle törene dönüştü ve özene, bezene sofra hazırladım. Gerçi gelenlerden biri kardeşim olunca yiyecekler 3 kişiye fazla gelmedi:) Ben davet vermenin en çok masa hazırlama kısmını seviyorum sanırım. Süslenmiş bir sofraya hazırladığım yiyecekleri dizmek çok keyifli oluyor. Masa düzeni ve peçetelerle uğraşmaktan çok zevk alıyorum.


Kahvaltımız için pizza ekmek dilimleri, anne poğaçası, 3 renkli kurabiye ve mantar kurabiyeleri yaptım ve diğer kahvaltılıklarla masayı hazırladım. Mantar kurabiyeleri hafta içinde yazmıştım. Anne poğaçası ve 3 renkli kurabiyeleri de hafta başında yazmayı planlıyorum. Bu arada söylemeliyim ki 3 renkli kurabiyede gıda boyası yok.


Pizza ekmek dilimleri çok eskiden beri bizim evde haftasonu kahvaltılarının vazgeçilmezlerindendir. Ankara'daki komşumuz Gönül Ablamızdan öğrenmiştik. Hazırlaması ve pişirme süresi kısa ve çok lezzetli bir kahvaltı seçeneği olduğu için sık sık yaparız. Kardeşim de çok sevdiği için, ev özlemini gidermek amacıyla cumartesi günü yaptım ve buraya yazmamın bir amacı da sizlerle paylaşmanın yanısıra kardeşimin kız arkadaşına da tarifi vermek:) Kolay ve lezzetli tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-1 adet bayat ekmek (10-12 dilim)
-2 yumurta
-1 adet domates (küp şeklinde doğranmış)
-1 adet yeşilbiber (küp şeklinde doğranmış)
-100 gr sucuk (küp şeklinde doğranmış)
-200 gr kaşar peyniri (küp şeklinde doğranmış)
-30 gr tereyağ veya 3 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 yemek kaşığı kekik
-Tuz, karabiber, isteğe bağlı kırmızıbiber

Yapılışı:

Ekmeğimizi dilimleyip, fırın tepsimize diziyoruz. Derin bir kasede tüm malzemelerimizi iyice kaıştırıp, ekmeklerin üzerine paylaştırıyoruz ve önceden ısıttığımız 160 derece fırında 15 dakika kadar fırınlıyoruz. Hepsi bu, afiyet olsun...

Devamını Oku...

18 Ocak, 2008

DÜNYA MUTFAKLARI- HÜNKAR BEĞENDİ

#Ye etkinliklerinin 30. cusu Tuba'nın Penceresi'nde gerçekleşiyor. Konumuz ise Dünya Mutfakları. Ben maalesef yeni bir şey yapamadım ama konuya farklı yaklaşarak 5 büyük Dünya Mutfağından biri olan Türk Mutfağı'ndan bir tarifle etkinliğe katılmak istedim. Bunun yanı sıra diğer mutfaklardan yaptığım tariflerinden bağlantılarını veriyorum. Türk Mutfağı'na ait geleneksel bir yemek olan Hünkar Beğendi tarifim burada. Afiyet olsun....

Çin Mutfağından Sebzeli Çin Böreği
Meksika Mutfağından Fajita ve Nachos
İtalyan Mutfağından Limonlu Risotto ve Tiramisu

Devamını Oku...

16 Ocak, 2008

MANTAR KURABİYE (NİŞASTA KURABİYESİ)

Mantar kurabiyeleri geçen haftasonu verdiğim küçük kahvaltı daveti (diğer tarifler çok yakında) için yapmıştım, aslında uzun zamandır yapmak ve görüntüleyerek sizlerle paylaşma isteğim vardı. Yapmak istediğim tariflerimin beklemesinin temel sebebi, Aşçı Yamağı'nın hamur işlerine homurdanması, evde olunca dayanamayıp yiyoruz ve kilo alıyoruz diye şikayet ediyor olması. Bu nedenle ben de fırsat buldukça misafilerimize yapıyorum bazen de hediye olarak götürüyorum.
Bu tarif yeni değil, çoğunuzun bildiği ve yaptığı bir tarif ben sadece gerçekten mantara benzemelerini istedim ve şişe kapağıyla kakao yerine gerçek mantar şekli vermeye çalıştım. Bu kurabiyelere aslında nişasta kurabiyesi de diyebiliriz. İçine koyduğumuz nişasta nedeniyle dışı sert olan, yerken ağızda dağılan çok lezzetli bir kurabiye. Benim yaptığım gibi mantarlaştırmak istemem derseniz, tepelerine fındık, ceviz koyarak da yapabilirsiniz. Bu kadar sözden sonra işte tarif;

Malzemeler: (20 adet için)

-1 yumurta
-1/2 su bardağı toz şeker
-125 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
-1/2 paket kabartma tozu
-1 paket vanilya
-200 gr mısır nişastası
-2 yemek kaşığı un
-1/2 çay kaşığı kakao
-20 gr beyaz çikolata

Yapılışı:

Yumurta, şeker ve tereyağımızı karıştırdıktan sonra, kabartma tozu, vanilya ve mısır nişastamızı ekleyerek yoğuruyoruz. Hamurun kıvamına göre 1-2 yemek kaşığı un ekleyerek ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz ve şekil veriyoruz. Kurabiyelerimizin üzerine çok az miktarda kakao serpiştirip, önceden ısıtılmış 160 derece fırında 15 dakika pişiriyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken kurabiyelerin mümkün olduğunca beyaz kalmasını sağlamak. Kurabiyelerimiz ılınınca, benmaride erittiğimiz beyaz çikolata ile mantarların tepelerini ve saplarını yapıştırıyoruz. Afiyet olsun....


Devamını Oku...

14 Ocak, 2008

PATATES ÇORBASI


Kış günlerinin vazgeçilmezi çorba.... Hepimizin tarif defterinde sevdiği ve güzel yaptığı çorbalar vardır. Ben de kendiminkilerini sizlerle paylaşıyorum ve yenilerini eklemeye çalışıyorum. Bu konuda en büyük destekçim de Hatsum, bana deneyip, beğendiği çorbaların tarifini veriyor, ben de deniyor ve fotoğraflayarak sizlere yazıyorum. Yani Hatsum'un tarifleri en az iki kere denemiş oluyor o nedenle damak tadınıza uygunsa rahatlıkla yapabileceğiniz seçenekler oluyor.
Patates çorbası çok pratik ve lezzetli bir tarif, bu da Hatsum'un tarifi, sırada ise Hatsum'dan sağlık çorbası ve balkabağı çorbası var. Patates çorbasının tarifi ise şöyle;

Malzemeler: ( 4 kişilik)

-4 orta boy patates
-1 orta boy soğan
-2 diş sarmısak
-1 yemek kaşığı un
-1 yemek kaşığı zeytinyağı
-4 su bardağı et veya tavuk suyu 
-1 yemek kaşığı kuru nane
-100 ml krema
-Tuz

Yapılışı:

Patateslerimizi soyup, küp şeklinde doğruyoruz. İnce doğradığımız soğanı unumuzla beraber, zeytinyağında kavuruyoruz. Sonra patateslerimizi ekleyip, et suyumuzla patatesler yumuşayana kadar pişiriyoruz. Ocaktan aldığımız çorbanın içinden patateslerin 1/3 'ü kadarını kevgir ile ayrı bir kaba alıyoruz ve çorbanın geri kalanını blenderdan geçiriyoruz. Çorbamızı tekrar ocağa alıp, ayırdığımız patatesleri, tuzumuzu, kuru naneyi ve kremamızı ekliyoruz ve tekrar kaynayana kadar pişiriyoruz. Çorbamızı servis yaparken de kuru nane ilave edebiliriz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

11 Ocak, 2008

EKMEK DOLMASI

Ali'nin doğum günü partisinden diğer tarif ekmek dolması. Hande'nin annesi Semra Teyze yapmıştı, pratik ve çok lezzetli bir tarif olduğunu söylemeliyim. Masadaki onca şeye rağmen 2.'yi yiyebildim. Tarifini almadım, yediğim lezzetten içindekileri ve nasıl yapıldığını anladım ve yazıyorum.

Malzemeler:

-20 adet minik sandviç ekmeği
- 250 gr kıyma
-1 orta boy soğan
-2 adet domates
-3-4 diş sarmısak
-2 adet yeşil biber
-Yarım demet maydanoz
-1 tatlı kaşığı salça (eğer domates yetersizse)
-Tuz, karabiber, kırmızıbiber

Yapılışı:

Öncelikle ekmek dolmasının içini hazırlıyoruz. Bunun için, önce kıymayı derince bir tavada kavuruyoruz, sonra ince kıyılmış soğanını, sarmısağı ekliyoruz. Sırasıyla ufak doğradığımız biberi ve kabuklarını soyup doğradığımız domateslerimizi ilave edip pişiriyoruz. İçimizin rengi açık olursa ki kış domatesleri çin sözkonusu olabilir, çok az salça ekliyoruz. Son olarak baharat ve tuz ayarını yapıp, ince kıyılmış maydanozumuzu ilave edip ocaktan alıyoruz. İçimiz soğurken ekmeklerimizin tepelerinden hafifçe kesip, içini çıkarıyoruz. Burada içini tamamen çıkarmamak önemli, sadece ekmeğin kabuğu kalmamalı. İçimiz ılınınca ekmeklerimizin içine dolduruyoruz (sıcak olursa ekmekler hamurlaşabilir buhardan) ve servisten hemen önce, ısıtılmış fırında 10 dakika kadar fırınlıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

09 Ocak, 2008

HAVUÇLU KEK

2008'i soğuk havalarla, güzel dileklerle, yeni beklentilerle karşıladık. Soğuk havalarda yapılacaklar ve 2007 yılı özeti öne çıkınca havuçlu kek vitrinde kaldı, ama merak etmeyin 2007'den kalmış olsa da tadı hala çok güzel...
Daha önce yazdığım gibi havuçlu keki Ali'nin doğumgünü için yapmıştım. Hande pastayı yaptıracağını söyleyince ağır olmayan tatlı birşeyler hazırlayayım diye düşündüm ve çok sevdiğim klasik havuçlu keki yaptım ve böylece de tarifi sizlerle paylaşma fırsatım doğdu. Tabi kek havuçlu olunca üzerine peynir kreması da yapmak lazımdı, onu da yaptım. Ben kalabalık olacağı için en büyük boy kek kalıbımla yaptım, siz daha küçük kalıp kullanacaksanız, ölçüyü azaltabilirsiniz. İşte tarif;

Malzemeler: (26 cm'lik kalıp için)

-4 yumurta
-1,5 su bardağı esmer şeker
-100 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
-1 yemek kaşığı tarçın
-100 ml krema
-1 paket kabartma tozu
-1/2 çay kaşığı karbonat
-1/2 çay kaşığı tuz
-1 paket vanilya
-3 adet ince rendelenmiş havuç
-1 su bardağı ceviz
-3 su bardağı un

Peynir Kreması İçin;

-100 gr labne peyniri
-1 yemek kaşığı pudra şekeri
-50 gr beyaz çikolata
-50 gr krema

Yapılışı:

Öncelikle kek yapmadan önce malzemelerimizi oda sıcaklığına gelmeleri için önceden hazırlıyoruz. Yumurtalarımızı kabarıp, krema kıvamına gelene çırpıyoruz, esmer şekerimizi ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Sonra yumuşak tereyağını ve kremayı ekliyoruz. İçine kabartma tozu, karbonat, tuz, tarçın ve toz vanilyamızı ekleyip, elediğimiz unu yavaş yavaş ilave ediyoruz. Sıvı vanilya kullanacaksak undan önce ilave edebiliriz. Son olarak rendelenmiş havuç ve cevizimizi de ilave edip, karıştırıyoruz ve yağlanmış kalıbımıza döküyoruz ve önceden 170 derecede ısıtılmış fırında 60-70 dakika kadar pişiriyoruz. Kekimiz istersek muffin kalıplarında da pişirebiliriz, tabi bu durumda pişirme süresi daha kısa olacaktır, kürdan testi ile kekin pişip pişmediğini anlayabiliriz. Bir de kekleri pişiriken ilk 20 dakika fırının kapağının açmamalıyız. Kekimiz piştikten sonra soğumaya birakıyoruz ve bu arada peynir kremasını hazırlıyoruz. Aslında genellikle yapılan peynir kreması tereyağ, labne ve pudra şekerinden oluşur, ben de daha önce yaptığım muzlu muffinleri bu krema ile kaplamıştım. Ancak bu defa tereyağ kullanarak genel tadı hafif olan bu keki ağır bir hale getirmek istemedim ve tereyağ yerine krema ve beyaz çikolata ekledim. Kremayı kaynama noktasına kadar ısıtıp, çikolatayı ekledim, çikolata eriyip, karışım biraz soğuyunca labne peynirini ve pudra şekerini ekledim ve homojenleşene kadar karıştırıp, kekin üzerini kapladım ve üzerini Ali için süsledim. Afiyet olsun....


Yapılışı:

Kek yapmadan önce malzemelerimizi oda sıcaklığına gelmeleri için önceden hazırlıyoruz. Yumurtalarımızı kabarıp, krema kıvamına gelene çırpıyoruz, esmer şekerimizi ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Sonra yumuşak tereyağını ve kremayı ekliyoruz. İçine kabartma tozu, karbonat, tuz, tarçın ve toz vanilyamızı ekleyip, elediğimiz unu yavaş yavaş ilave ediyoruz. Sıvı vanilya kullanacaksak undan önce ilave edebiliriz. Son olarak rendelenmiş havuç ve cevizimizi de ilave edip, karıştırıyoruz ve yağlanmış kalıbımıza döküyoruz ve önceden 170 derecede ısıtılmış fırında 60-70 dakika kadar pişiriyoruz. Kekimiz istersek muffin kalıplarında da pişirebiliriz, tabi bu durumda pişirme süresi daha kısa olacaktır, kürdan testi ile kekin pişip pişmediğini anlayabiliriz. Bir de kekleri pişiriken ilk 20 dakika fırının kapağının açmamalıyız. Kekimiz piştikten sonra soğumaya birakıyoruz ve bu arada peynir kremasını hazırlıyoruz. Aslında genellikle yapılan peynir kreması tereyağ, labne ve pudra şekerinden oluşur, ben de daha önce yaptığım muzlu muffinleri bu krema ile kaplamıştım. Ancak bu defa tereyağ kullanarak genel tadı hafif olan bu keki ağır bir hale getirmek istemedim ve tereyağ yerine krema ve beyaz çikolata ekledim. Kremayı kaynama noktasına kadar ısıtıp, çikolatayı ekledim, çikolata eriyip, karışım biraz soğuyunca labne peynirini ve pudra şekerini ekledim ve homojenleşene kadar karıştırıp, kekin üzerini kapladım ve üzerini Ali için süsledim. Afiyet olsun....

Devamını Oku...

06 Ocak, 2008

BU SOĞUK HAVADA NE YAPILIR? TABİ Kİ SALEP

Sonunda dört gözle beklediğim kar da yağdı, gerçi şöyle lapa lapa yağsın ben de pencereden izleyeyim istiyordum ama bu da güzel geldi. Tabi soğuk hava ve kaygan yollar bizi eve mahkum edince Aşçı Yamağı ile keyifli bir cumartesi geçirmeye çalıştık. Bu keyifteki en büyük pay bol tarçınlı salepe aitti. Salepin bir tür orkidenin yumrularından elde edildiğini ve bu türün bizim Anadolu topraklarında bulunduğunu, maalesef türlerinin tükenme tehlikesi olduğunu biliyor muydunuz? İşte gerçek salep bu nedenle pahalı, ben saf salepimi Beyoğlu'ndaki Bünsa Baharat'tan aldım ve azar azar kullanıyorum. Ev yapımı salep tarifimiz şöyle;


Malzemeler:


-1 çay kaşığı salep
-1 tatlı kaşığı nişasta
-1 litre süt
-3 yemek kaşığı şeker (arttırıp, azaltabilirsiniz)
-Tarçın


Yapılışı:


Salep, şeker ve nişastayı karıştırıp, sütümüzü azar azar ekliyoruz ve kısık ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kaynayınca fincanlarımıza alıp, üzerine tarçın serpiştirerek, sıcak sıcak içiyoruz. Tabi ev yapımı salepin kıvamının hazırlar kadar koyu olmadığını ve salep miktarını arttırmanın acı bir tat verdiğini hatırlatmakta fayda var. Benim fincanın yanında görünen güzel ise Yunanistan'dan gelen nefis Kavala kurabiyesi, açıkcası bizim Edirne kurabiyelerinden çok farklı değil ama çok lezzetli. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

03 Ocak, 2008

2007 NASIL GEÇTİ

2007 nasıl geçti....

2007 bitmişken ufak bir muhasebesini yapmadan 2008'e başlamak istemedim. 2007 benim için yeniliklerle geçti, en önemli yenilik blogumu açmam oldu...Blogumda günlük hayatımdan çok şey paylaşmıyorum aslında ama bu yılın ufak bir özeti ilerde bana 2007'de neler olmuştu sorusunu cevaplayacak. Blog tutmanın en güzel tarafı bu aklınızdakileri kayıda alıyorsunuz,üstelik paylaşıyorsunuz..
Yılın özetinde öncelik gezilerde yukarda görüyorsunuz, bu sene Polonezköy'e, Muğla'ya, Çanakkale'ye, Ayvalık'a, Sedir Adası'na, Saklıgöl'e, Bozcaada'ya, Kaz Dağları'na, Adatepe'ye, Kartepe'ye ve Roma'ya gitmişim.
Blogu açmamdan bu güne geçen 10 ayda 110 tarif yazmışım. Neler mi pişirmişim?
Çorbalar, zeytinyağlılar, salatalar...
Kurabiyeler....
Cheesecakeler....
Börekler, ekmekler, kişler, çörekler, poğaçalar....
Etli, tavuklu, balıklı lezzetler, pilavlar, makarnalar, sebze yemekleri dolmalar....

Kekler, tartlar, reçeller, likörler, güllaçlar, tatlılar, çikolatalar

Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...