31 Aralık, 2009

İYİ SENELER

yeniyıl

Yeni bir yıla girerken, hepinize sevdiklerinizle birlikte sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum. Kendim için ise bol yazılı, bol tarifli ve çok okunan bir blogun yazarı olmayı. 2010'dan beklentilerim var, 2009 pek umduğum gibi geçmedi, umarım yıl sonunda buraya 2010'un güzelliklerine dair bir yazı yazarım.
Evdeki çam ağacımdan bir görüntüyle hepinize iyi seneler diliyorum.
Devamını Oku...

23 Aralık, 2009

OLIVIA'S PIZZERIA TADIM GÜNÜ

olivia's

Geçtiğimiz hafta salı günü Olivia's Pizzeria'nın tadım günündeydim. Levent'teki pizzacıdan davet Aralık ayı başında mail ile gelmişti. Ben de Newyork usulü odun ateşinde pişirilmiş nefis pizzalardan tatmak için mekana gittim. Mekanın sahibi Turgut Bey, ben ve diğer blog sahibi arkadaşlara, ikramlarının yanısıra hem mekan, hem menü hakkında bilgiler verdi ve Olivia's Pizzeria'nın açılışına kadar olan kendi serüvenini anlattı. Akşam nefis yiyecekler ve hoş sohbet eşliğinde son derece keyifle geçti. Yukarıdaki kolajda görebileceğiniz gibi mekan beyaz rengin hakim olduğu bir dekorasyona sahip, girişte yazın çok keyifli olduğunu tahmin ettiğim bahçe mevcut.
olivia's menu
Yukarıda Olivia's Pizzeria'nın menüsünde yeralan yiyeceklerden seçmeler var. Pizzanın yanısıra, çeşitli soslarla lezzetlendirilmiş makarnalar, salata çeşitleri, lezzetli başlangıçlar ve tatlılar mevcut. Buradaki pizzanın özelliği odun ateşinde pişirilmesi ve Newyork usulü olması, Newyork usulü pizzanın özelliği ise ince hamur ama kenarlı olması. Turgut Bey bize pizza hakkında bilgiler aktarırken pizzanın kesilmesi sonucunda, dilimlerin katlanarak yenilmesi ve dilimin sivri bölümünün eğilmemesi gerektiğini anlattı. Yani iyi bir pizza için belirleyici bir kriter bu özellik. Oilivia's da pişirilen pizzalar orginal tariflerle ve orjinal malzemelerle hazırlanıyor.
Aşağıda tadlarına baktığımız dört peynirli pizza, napoliten pizza, rokalı pizza (benim favorim), akdeniz pizza ve benim çok beğendiğim ve Turgut Bey'in kendisinin yaptığı sarmısaklı ekmek ile sunulan alfreddo sos ve ayrıca menüde yeralmayan ama kesinlikle dahil edilmesi gereken patlıcanlı pizza var. Akşamdan beni en çok etkileyen şey ise " insanın ağzının yanıllabileceği ancak midesinin yanılmayacağı" sözü oldu, Turgut Bey gerçekten çok doğru söyledi.
olivia's pizza
Bu lezzetli pizzaların üstüne kapanışı nefis tatlılar ve çay, kahve ile yaptık. Mekanın tatlı menüsü de iddialı, "devil's food cake" olarak bildiğimiz orjinal tarifiyle hazırlanan çikolatalı kek, Newyork usulü cheesecake (okurlarımın bildiği gibi benim favorimdir) ve bademli elmalı turta mevcut. Bu kadar güzel tadın üstüne midem rahat olunca, ağzımın da yanılmadığını anlamış oldum. Kısaca Olivia's Pizzeria, leziz mutfağı, pozitif enerji ve güleryüzle çalışan Turgut Bey ve ekibi ile gidilmesi ve lezzetleri denenmesi gereken bir mekan. Eğer gidemeyeceğinizi düşünürseniz, paket servis hizmeti de mevcut, ama bu sevimli yeri görmenizi tavsiye ederim. Bu güzel buluşma ve lezzetli yemekler için de Turgut Bey ve arkadaşlarına teşekkür ederim. Mekanın internet adresine şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. http://www.oliviaspizzeria.com/
Not: Yeni tarifler çok yakında geliyor, söz.
olivia's tatlı
Devamını Oku...

21 Kasım, 2009

"JULIE AND JULIA" VE BEN

julie and julia

Aradan bu kadar zaman geçmişken benden yeni bir tarif veya artık yazamıyorum, bıraktım gibi bir açıklama bekliyor olabilirsiniz. Ama bugün için ikisi de doğru değil. Akşam "Julie and Julia" filmini izledim ve evin içinde "I'm Julia Child, Bon Appetit" diye dolaşmaya başladım ve bloga yazmayı planladığım ve erteleyip durduğum yazıları bırakıp, bugünü ve filmi yazmaya karar verdim.

Filmi geçen yazdan beri bekliyordum, pek çoğunuz gibi, 16 ekim olan Türkiye gösterimini de heyecanla bekliyordum, ancak filmin gösterimi ertelendi, ben de bu özel filmi sinemada izleme keyfimden olmamak adına beklemeye devam ettim. Ancak dün hala filmle ilgili bir bilgi olmadığını farkettim ve artık beklemeyeceğim, filmi izleyeceğim diye içimden geçirirken film eve geldi. Akşam yemeğimiz sırasında keyifle izledik filmi, hakkında çıkan yazılar nedeniyle filmi biliyordum ama izlemek çok güzeldi. Benim gibi yemek meraklısı ve internette yemek günlüğü tutan birinin kendinden birşeyler bulacağı bir film ve mutfağa meraklı olan, farklı olmaktan hoşlananlar ve Meryl Streep hayranlarının kaçırmaması gereken bir film.

Filmi bekleyenler için çok anlatmayacağım, zaten merak edenleriniz hakkında yazılanları okumuştur, ama bilmeyenler için şunları yazabilirim. Film iki gerçek öykünün birleştirilmesi ile oluşturulmuş, Amerikalı efsane aşçı Julia Child'ın hayatının bir bölümü ile, Julia Child'ın yazdığı kitaptaki yemek tariflerini (524 tarif), 365 gün içinde deneyerek, deneyimlerini blogunda anlatan Julie Powell'ın hikayesi.

Filmi ayrıca planlamayı bırakıp, bilgisayar başına geçmemi sağladı. Planlamak diyorum çünkü yazmadığım günlerde de yeni tarifler deniyorum, farklı lezzetler yaratmaya çalışıyorum ve sizlerle paylaşma heyecanını taşıyorum. Ancak ev değişikliği ile birlikte yeni düzen kurma konusunu biraz abarttım sanırım:) Bu arada akşam yemeğinde şinitzel, biberiyeli patates ve fırınlanmış mantar vardı.
Devamını Oku...

25 Ağustos, 2009

"www.neslos.com" YENİDEN YAYINDA

KUMSAL

Maalesef 1 ay kadar bir zamandır, sayfama bağlantıda bazı sorunlar oluyordu, 2 hafta kadar bir zamandır da http://www.neslos.com/ tamamen servis dışı kaldı, sorunun dns hostingim olan firmaya yapılan saldırıdan kaynaklandığını anladık ve giderdik. Bu süre zarfında http://www.alacarte-neslos.blogspot.com/ adresine aktardım sayfamı, ama farkedilmemiş olabilir. Tekrar bir sorun yaşanması durumunda (gerek kalmayacağı umuduyla) yine http://www.alacarte-neslos.blogspot.com/ üzerinden yazabilirim, bilgilerinize
Ayrıca aboneliklerinizi(yazılarımı mail ile almak için) yenilemeniz gerekebilir, kontrol ettikten sonra sayfamın sol üst bölümünde yeralan kutucuğu doldurmalısınız.
Devamını Oku...

08 Ağustos, 2009

NİŞAN DAVETİ ve NİŞAN KURABİYELERİ

NİŞAN DAVETİ
Söz verdiğim gibi ilk tarif yazım Nişan Daveti. Daha önce bahsettiğim gibi, Buket'in nişanı evde yapıldı, 39 kişilik ev daveti için hep birlikte hazırlanınca, başarılı bir sofra oluşmuş oldu. Geçen sene hazırladığım "sürpriz doğum günü partisi"nden sonra evde kalabalık bir davet üzerine deneyimim artmıştı. Nişan için yaptığımız hazırlık sonucunda ev davetlerinin göz korkutmaması gerektiğini düşünmeye başladım. İyi bir planlama ve yakınlarınızdan alacağınız destekle herşeyin üstesinden geliniyor. Ben de kendi deneyimimizi menümüzle birlikte sizlere aktarmak istedim belki yardımcı olur düşüncesiyle.

Nişan için önce menüyü oluşturduk ve kimin ne hazırlayacağını belirledik. Nişan gününden önce yemeklerin büyük bölümü hazırlanmıştı, nişan günü pişirme işleri ve servis hazırlıkları kalmıştı. Nişan günü sabah saatlerinde masamızı, servis için gereken tabak, bardak, kadeh, peçete gibi şeylerin yanısıra, masa süslerimizi hazırladık. Nişan saatlerine yakın yiyecekleri süsleyerek masamıza aldık ve sıcakları pişirdik, yakınlarmızın yaptığı yiyecekler de gelince masamız hazırlanmış oldu. Menümüzde;











-Patates topları -Peynir topları










-Zeytinyağlı yaprak sarma -Etsiz çiğ köfte










- Soya soslu kremalı tavuk -Misket köfte










- Peynirli kanepeler - Tavuklu kanepeler










-Zeytin ve muhammaralı kanepeler -Ispanaklı ve peynirli börek










- Haydari - Rus Salatası












- Havuçlu kereviz salatası - Nişan Kurabiyeleri

Nişan kurabiyelerini geçen sene kardeşimin nişanın da olduğu gibi ben hazırladım. Bu defa kızımızın nişan kıyafeti kırmızı ve tek omuz bir elbise olduğu için kurabiyelerde bu elbise ve aşk ekseninde modellendi. Tarif için bu sayfaya bağlanabilirsiniz. Kurabiyelerin diğer modelleri aşağıda. Daha büyük resimler için flickr sayfama gidebilirsiniz.


Nişan Kurabiyeleri
Davette yeralan peynir ve patates toplarının yanısıra, soya soslu, kremalı tavuğu ve kurabiyeleri ben hazırladım. Misket köfte, ıspanaklı ve peynirli börek, etsiz çiğ köfte ve zeytinyağlı yaprak sarmayı kayınvalidem, kanepeleri adı gibi olan Hüner Teyzemiz, haydari ve rus salatasını Tamer Dayımız, tek başına fotoğrafı olmayan ama masada görülen barbunya pilakiyi Sezgin Yengemiz ve kereviz salatasını kayınvalidemin komşusu hazırladı. Sitede yer alan tariflerin linklerini ekledim, üzerlerine tıklayarak tarife ulaşabilirsiniz. Diğer tarifleri de sırayla ekleyeceğim.
Bu özel günün harika nişan pastasını ise Pelin hazırladı. Pelin de blogu olan bir pastacı, sayfasını ziyaret ederek harika pastalarından siparişte bulunabilirsiniz.

Nişan gününün diğer detaylarını aşağıdaki kolajda bulabilirsiniz. Güzel davetler için kolay gelsin ve afiyet olsun....

Nişan sofrasından
Devamını Oku...

02 Ağustos, 2009

UZUN SESSİZLİĞİN ARDINDAN....

GELİNCİKLER

Farkındayım uzun oldu bu ara... Ama istemeden, kendiliğinden oldu, dolu dolu geçen 4 ay içerisinde, yorgun bedenim ve dolu beynim izin vermedi, yenilikleri ve bekleyenleri paylaşmama. Ama söz arayı açmadan telafi edeceğim geçen günleri. 4 ay nasıl olur da insan hiç vakit bulamaz diye düşünebilirsiniz, biraz ara verince insan hakkını vererek dönüş yapmak istiyor, böylece ara açıldıkça açılıyor.
Hayatımdaki büyük değişikliklerden birini yaşadım geçen zaman zarfında. Evimi taşıdım, taşındık. Hem de 2 ay kadar süren tadilat sürecinin üzerine. Haliyle yorucu ve hırpalayıcı oldu son günler. Üstelik İstanbul'a gelişimden beri yaşamakta olduğum Beşiktaş ilçesinden Anadolu yakasına geçiş yaptım. Henüz alıştığımı ve tam olarak yerleştiğimi söyleyemem, ama yeni başlangıçların iyi olduğunu, beraberinde güzellikler getireceğini umuyorum. Tabi ev düzenimi oturttuktan sonra, çok özlediğim yeni mutfak deneyimlerime de döneceğim. Bu arada ise arşivde bekleyen onlarca tarifi ve deneyimi aktarmayı planlıyorum. İlk sırada yantarafı süsleyen nişan daveti var, hayli eskidi masamız, hatta nişanlılar evlendiler geçen hafta:)
Şu sıralar bedenimi ve beynimi dinlendirmek için tatildeyim, evden uzaklaşınca yazmaya da vakit oldu, tatil süresince yazmaya ve İstanbul'daki yoğun günler için hazırlanmaya çalışacağım.
Kısaca hiçbirşeyi bırakmadım, sizlerleyim, aranızdayım....
Not: Gelincikler fotoğrafı, 19 Mayıs yazlık gezimiz (Gelibolu, Eceabat) sırasında çekilmiştir.
Devamını Oku...

12 Nisan, 2009

2009 BLOG ÖDÜLLERİ

2009 yılı blog ödülleri için oylamalar başladı. Ben de yemek blogları kategorisinde adaylardan biriyim. Blog ödülleri için oylarınızı bekliyorum.....
Oy vermek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz. Desteğiniz için hepinize şimdiden teşekkür ederim.

http://2009.blogodulleri.com/blog/alacarte

Not: Oy verebilmeniz için üyelik gerekiyor, sadece e-mail adresinizi yazarak kolayca üye olabilirsiniz.

Devamını Oku...

04 Nisan, 2009

PEYNİR TOPLARI


Gelecek tarif bölümünde yeralan nişan davetinden bir tarif "peynir topları". Nişan daveti yazısının fotoğraflarının ve yazısının hazırlanması biraz zaman alacak, ben de şu sıralar biraz yoğunum ve davette yeralan lezzetlerle birlikte bu yazıyı da hazırlayacağım. Sayfamı ziyaret edip bulgur pilavını görmekten sıkılanlar için pratik bir tarif olan peynir toplarına öncelik veriyorum. Hem yeni aya yeni yazı yazmak gerek:)
Peynir topları lezzetli ve pratik olduğu kadar göze hitap eden bir tat. Kalabalık davetler ve kahvaltı masaları için uygun ve meze olarak da peynire farklı bir yorum. Malzemeleri çeşitli ve hazırlaması kolay olan tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (20 kişilik)

- 500 gr lor peyniri (yağlı olanlarını tercih edin)
- 500 gr beyaz peynir (orta yağlı ve yumuşak)
- 250 gr kaşar peyniri
- İnce kıyılmış maydanoz, dereotu, fesleğen, kekik, nane, sumak, haşhaş tohumu, susam, çörekotu, çekilmiş bayat ekmek, çekilmiş ceviz ve tozkırmızı biber (tatlı)


Yapılışı:

Derince bir kapta peynirlerimizi iyice karıştırıyoruz. Yuvarlanacak bir kıvamda ise yarım saat kadar buzdolabında bekletiyoruz. Eğer kıvamı katı ise az miktarda zeytinyağı ilavesi ile kıvamını ayarlayıp, yine yarım saat kadar dinlenmeye bırakıyoruz. Peynir karışımımızdan cevizden küçük parçalar kopararak elimizde yuvarlıyoruz ve çörekotu, susam, nane, dereotu veya maydanoza bulayarak top haline getiriyoruz.( Peynirin dışı için farklı seçeneklerde olabilir ben genel olarak kullandıklarımızı ve aklıma gelen birkaçını yazdım.) Bu şekilde tüm peynirimizi hazırlayıp servis tabağına alarak, süslü kürdanlar eşliğinde servis yapıyoruz. Peynir toplarını önceden hazırlayıp streç film ile kaplayarak 1-2 gün buzdolabında bekletebilirsiniz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

26 Mart, 2009

FARKLI BİR BULGUR PİLAVI

Bulgur pilavını çok severim. Hatta bulgurdan yapılan yiyeceklerin hepsini severim desem yeridir. Pirinç pilavından daha çok tercih ederim ancak her iki pilavda eşit miktarda pişer evimizde.

Bulgur pilavını genelde, yaz domatesi, yeşil biber, patates veya mercimek ile pişiririm. Daha çok da patates ile, yanında mis gibi bir ayranla çok güzel bir ikili oluştururlar. Ancak yakın zamanda denediğim bu pilavı çok sevdim. Yanına pişirdiğim, Hatsum'un gönderdiği nefis mantarla yaptığım sote ile son derece lezzetli bir öğün oldu bize. Biz pilavı mantar ile yediğimiz için sucuk veya et pişirmedim, açıkcası pilavın çok da ihtiyacı olduğunu düşünmedim, ancak tadına zenginlik katmak isterseniz, et ve sucukla da harika olacağından eminim. Ayrıca benim yaptığım gibi, pilavın yanında, karamel kıvamında pişirilmiş kuru soğana "çıntar mantarı" ekleyerek soteleyebilir ve bu şekilde servis yapabilirsiniz. Gelelim tarifimize;


Malzemeler: (4 kişilik)

- 1 su bardağı bulgur
- 1 adet soğan
- 1 adet yeşil biber
- 1 adet kırmızı biber
- 2-3 diş sarmısak
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 6-7 dal dereotu
- 1,5 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı karabiber
- Kekik, nane, kimyon ve zerdeçal (istediğiniz miktarlarda)
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1/2 halka sucuk veya 20 gr küçük doğranmış et (isteğe bağlı)
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
- 1 çay bardağı bezelye

Yapılışı:

Pilavımızı pişireceğimiz tencerede öncelikle 1 yemek kaşığı zeytinyağımız ile irice doğranmış soğanımızı kavuruyoruz. Kırmızı ve yeşil biberlerimizi de doğrayıp, onları da hafifçe kavuruyoruz. Sonra biber salçamızı ve doğranmış sarmısakları ekleyip, hemen arkasından bulgurumuzu koyuyoruz. Hepsi biraz kavrulduktan sonra 2 su bardağı kaynamış suyu ilave edip, pişmeye bırakıyoruz. İstersek, et veya sebze suyu da kullanabiliriz. Ocaktan almamıza yakın tuz ve baharatlarımız ile doğranmış dereotumuzu ekliyoruz son olarak tereyağını da ilave edip, ocaktan alıyoruz. Ayrı bir tavada pişirdiğimiz et veya sucuğu da servis öncesi pilav tenceremize ekliyoruz. Servis sırasında ise pilavın üstüne, hafifçe sotelediğimiz haşlanmış bezelyeleri döküyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

20 Mart, 2009

SEBZELİ KAPALI OMLET

Kahvaltı daveti soframızdan bir lezzet. Kapalı omleti çok severek yapıyor ve yiyorum:) Hele içinde erimiş peynirler ve sebzeler olunca son derece de doyurucu oluyor. Haftasonu gelirken, kahvaltı sofralarınızı şenlendirecek olan bu tarifi yazmak istedim. Daha öncede kapalı omlet yapmıştım kahvaltı davetlerinde ama tarif yazmaya gerek duymamışım. (Geçen yıl ratatuy filminden sonra, oradaki aşçı fare Remi'nin nefis omletinden etkilenerek-o zaman sade omleti kapalı yapmıştım) Ama bu omlet yiyen herkesten tam puan alınca sayfama eklenmiş oldu. Ben evdeki ve sevdiğimiz sebzelerle hazırladım. Yumurtaya sevdiğimiz için dereotu ve maydanoz ekledim. Aynı şekilde ıspanak ve roka da kullanılabilir. İçine konulacaklar ise sınırsız bence; mantar, havuç, kabak, zeytin, domates, her çeşit peynir...Omletimizin tarifi şöyle;

Malzemeler: (5 kişilik)

- 1 çay kaşığı tereyağ
- 5 yumurta
- 1/2 çay bardağı süt
- 1 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı karabiber
- 7-8 dal dereotu
- 7-8 dal maydonoz
- 1 adet yeşil biber
- 1 adet kırmızı biber
- Yarım sarı ve turuncu amerikan biberi
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
- 1-2 dal biberiye

Yapılışı:

Omletimizi hazırlamak için öncelikle içine koyacağımız biberlerimizi pişiriyoruz. Bunun için jülyen doğradığımız yeşil, kırmızı, sarı ve turuncu biberlerimizi, 1 kaşık zeytinyağımızda, hafifçe pişiriyoruz. Biberlerimiz yumuşayınca ocaktan alabiliriz. Biberlerimiz ılınırken, maydonoz ve dereotlarımızı ince ince kıyıyoruz. Yumurtalarımızı, sütümüzü, tuz ve karabiberimizi iyice çırptıktan sonra, maydanoz ve dereotumuzu ekleyip, tekrar karıştırıyoruz. 1 çay kaşığı tereyağımızı erittiğimiz büyükçe bir tavaya, omlet karışımımızı döküyoruz ve her iki tarafını çevirerek yumuşak kalacak şekilde pişiriyoruz. Son olarak, biberlerimizi ve kaşar peyniri rendemizi omletin yarısına koyup, diğer yarısını üzerine kapatıyoruz ve ocaktan alıyoruz. Omletin ve tavanın sıcaklığı ile kaşarlarımız eriyecek. Sıcakken dilimleyerek biberiye ile süsleyip servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

18 Mart, 2009

MISIR UNLU ÇÖREKLER


Dünyanın En Güzel Kurabiyeleri kitabından uyralanmış bir tarif... Son derece lezzetli, ekmek yerine, tuzlu kek, muffin yerine geçebilecek, kahvaltılara, çay saatlerine keyif verecek bir çörek. Temel hamur kitaptaki ile aynı ama oradaki çörekler pastırmalı yapılmıştı, ben farklı bir uygulama yapmış oldum. Eklediğim malzemeler doğaçlama oldu, siz benim tarifimle veya zeytin, kekik, peynir, fesleğen çeşitlemeleriyle yapabilirsiniz. Tarifin orjinal hali için hafifçe pişirilmiş pastırmaları da kullanabilirsiniz. Eğer pastırmalı yaparsanız benim tavsiyem biraz da kaşar peyniri eklemeniz. Mısır ununun verdiği lezzetle yaptığım bu pratik çöreğin tarifi şöyle;
Malzemeler: (12-14 adet)

- 100 gr tereyağ (eritilip soğutulmuş)
- 2 yumurta
- 1 su bardağı süt
- 1 tatlı kaşığı şeker
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1,5 su bardağı mısır unu
- 1 su bardağı beyaz un
- 1 paket kabartma tozu
- 2 yemek kaşığı ince doğranmış kurutulmuş domates
- 1,5 su bardağı küp şeklinde doğranmış beyaz peynir ve kaşar peyniri karışımı
- 3-4 dal ince kıyılmış dereotu

Yapılışı:

Un, kabartma tozu, şeker ve tuzu geniş bir kasede karıştırıp, mısır ununu da ekleyip, kabımızın ortasına havuz yapıyoruz. Sütümüzü ılık olana kadar ısıttıktan sonra, ayrı bir kasede hafifçe çırptığımız yumurtaların üzerine ilave ediyoruz. Daha sonra eritilmiş tereyağımızı ekleyip, karıştırıyoruz. Sıvı karışımımızı un kabımızın ortasındaki havuza döküp, tüm malzemeler iyice karışana kadar harmanlıyoruz. (Mikser kullanmıyoruz) Son olarak kurutulmuş domates, dereotu ve peynir karışımımızı ekleyip, karıştırıyoruz ve muffin kaplarına boşaltıyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 20 dakika kadar, sarı bir renk alana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

11 Mart, 2009

KAHVALTI DAVETİ

Blogumun 2. yaş açılış yazısını keyifli bir sofranın görüntüleri ile yapıyorum. Bir süre önce evimizde 5 kişilik bir kahvaltı davetinde buluştuk sevdiklerimizle. Soframızın hem göze hem de midelerimize hitap etmesi için gerekli hazırlıkları yapmaya çalıştım. Güzel bir günün resmini de sizlerle paylaşmak istedim, hepimizin işine yarayabilecek minik öneriler eşliğinde. Bu nedenle mısır unlu çöreklerim bir süre daha kenardan seyredecekler.
Kahvaltı soframızda yeralan lezzetler;
-Peynir tabağı (Çörekotlu, kekikli, biberli ve eski kaşar çeşitleri, rokfor, gouda, tulum, dil, isli peynir ve beyaz peynir)
-Siyah, yeşil ve biberli zeytin
-Kimyonlu domates
-Salam ve jambon ruloları
-Bal ve kaymaktan oluşan ayrılmaz ikili
-Kayısı marmelatı, vişne reçeli, üzüm reçeli, çilek reçeli, incir reçeli ve domates reçeli
-Nutella ve beyaz çikolata
-Ceviz, fındık ve bademden oluşan sağlık 3'lüsü
-Kiraz domates, badem salatalık ve yeşil biber tabağı
-Biberiyeli patates ve fırınlanmış sucuk
-Vişneli ve damla çikolatalı kurabiye
-Briyoş ekmeği, kepekli ekmek ve simit
Kahvaltı soframızda yeralan lezzetlerin çoğunun tarife ihtiyacı yok, limonlu haşhaşlı kek, üzüm, çilek ve domates reçelleri, kimyonlu domates ve taze biberiyeli fırın patatesin tarif linklerini ekledim. Fırın sucuğu kesinlikle tavsiye edeceğim çünkü, sucuğun tüm fazla yağı akarak piştiler ve çok lezzetli oldular. Sucukları yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine 8'e böldüğüm 1 kangalın iç taraflarına bıçakla hafif bir çizik atarak ısınmış fırında pişirdim.
Ekmeklerimin ve sebzeli kapalı omletin tariflerini yakın zamanda sayfamda yayınlayacağım. Kahvaltı lezzetlerimizden vişneli damla çikolatalı kurabiyenin tarifi ise kolayca yapılacak olması nedeniyle yazılmayacak. Bu kurabiye için pudingli kurabiye tarifimi kullanarak, damla çikolatası, kurutulmuş vişne ve kakaolu puding ile yapabilir veya benim yaptığım gibi Dr.Oetker'ın gurme pudingi ile tarifi direkt uygulayabilirsiniz. Afiyet olsun...
Benzer tarifler için aşağıdaki yazıyı okuyabilirsiniz.

Devamını Oku...

01 Mart, 2009

ALACARTE 2 YAŞINDA

Blogum 2 yaşında, büyüyor.....

Devamını Oku...

27 Şubat, 2009

PORTAKALLI MERCİMEK ÇORBASI


Portakallı mercimek çorbası da eski tariflerimden biridir. Bu tarifi de herkesin uyguladığı bir tarif olması nedeniyle yazmamıştım ama son zamanlarda konuştuğum bir kaç kişi portakal suyu kullanmadıklarını, tarifi yazmamın güzel olacağını söyleyince paylaşmaya karar verdim. Tarif aslında annemin klasik mercimek çorbası, ben sadece eski iş arkadaşlarımdan birinin önerisi üzerine portakal suyu eklemeye başladım ve en sevdiğim çorbalardan birini elde etmiş oldum. Bu çorbanın lezzet olarak farkı hafif tatlı olması ve portakal aromasını hissettirmesi, eğer sizlere hitap edeceğini düşünüyorsanız mutlaka denemizi öneririm, yoksa da çorbanın bazını normal mercimek çorbası olarak hazırlayabilirsiniz. Sonrasında salça ve nane koymadan blenderdan geçirirseniz "süzme mercimek çorbası" elde etmiş olursunuz. Kısaca aynı tarifle 3 farklı çorba hazırlamak mümkün. Havaların oldukça soğuk geçtiği şu günlerde sanırım hepimiz mutfağında bir tencere çorba kaynıyordur. 1-2 ufak farkla yeni çorbalar için pratik tariflerimiz şöyle;

Malzemeler: (6 kişilik)

- 1 su bardağı kırmızı mercimek
- 1 orta boy soğan
- 1 büyük veya 2 küçük havuç
- 1 orta boy patates
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı nane
- 2 çay kaşığı tuz
- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- 1 çay kaşığı pul biber
- 1 portakalın suyu (1 çay bardağı)

Yapılışı:


Düdüklü tencerimizde veya normal bir tencerede ayıklanıp, yıkanmış kırmızı mercimeğimizi, doğranmış soğanımızı, dilimlenmiş patates ve havucumuzu üzerlerini geçecek kadar su ilave ederek haşlıyoruz. Tüm malzememiz yumuşayınca blenderdan geçiriyoruz. (Bu aşamada çorbamızı yağ ve tuz ilave ederek kaynatıp, gerekiyorsa kaynamış su ilavesi ile kıvamını ayarlayarak, limon ve pul biberle servis edersek süzme mercimek çorbası hazırlamış oluruz.) Ayrı bir tavada zeytinyağımız ile nane ve salçamızı kavuruyoruz ve çorbamızın içine ilave ediyoruz. Tuz ve pul biberi de ekleyip normalden biraz daha yoğun bir kavama gelene kadar kaynamış su ilavesi ile kaynatıyoruz. Çorbamız pişince 1 çay bardağı portakal suyunu ekleyip, karıştırdıktan sonra ocaktan alıyoruz. Servis yaparken portakal dilimleri ve pul biberle süsleyebiliriz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

20 Şubat, 2009

SOYA SOSLU KREMALI TAVUK (EN PRATİK YEMEĞİM)


En pratik yemeğimdir benim "soya soslu kremalı tavuk" aslında. Düşününce de şaşırdım bugüne kadar yazmamış olmama, ablamla konuşurken "senin tavuktan yaptım akşam" dediğinde farkettim ve ilk fırsatta bloga eklemeliyim bu hayat kurtaran pratik yemeği dedim. İşte o gün nihayet geldi:) Eminim bazılarınız benzer tarifler yapıyorsunuzdur ama bilmeyenler için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ben 10 yıldır yaparım bu tarifi, vaktim olduğunda sebzelerle (daha çok mantar, havuç, patates) zenginleştiririm, olmadığında ise aşağıda yeralan tarifle yapıp yanına pilav veya erişte ekleyerek bir öğünü hazırlamış olurum. Ben en pratik hali ile yazdım aynı çerçevede eti baharatlarla zenginleştip pişirerek soya sosu ve krema karışımını eklemek mümkün. Genellikle tavukla hazırladığım tarifi kırmızı etle uygulayabiliriz. Pratik tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (2 kişilik)

- 2 parça tavuk gögüs (kuşbaşı doğranmış)
- 2 yemek kaşığı soya sosu
- 100 ml krema
- 1 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı:

Derin bir tavada eğer varsa wok tavada, kuşbaşı doğranmış tavuk göğsünü sıvıyağda suyunu bırakıp tekrar çekene kadar pişiriyoruz. Sonra soya sosumuzu ekleyip, tavuklarımız sosu çekmeye başlayınca, kremamızı ilave ediyoruz. Kremamız tamamen eriyip, kaynamaya başlar başlamaz tavamızı ocaktan alıyoruz. Yanında benim en çok yakıştırdığım safranlı pilav (yakında tarifini paylaşacağım) veya başka bir pilav veya erişte ile servis yapabiliriz . Afiyet olsun...
Devamını Oku...

12 Şubat, 2009

KURU MEYVELI KURABIYE


Üzerinden zaman geçmiş olsa da tadı hala damağımızda kalan kurabiyelerden biri, malzeme listesi ile sağlıklı bir atıştırmalık olarak kabul etmek de mümkün bu kurabiyeyi. Ayrıca kurabiye malzemeleri ile de oynayabiliriz, kuru meyveleri ve yemişleri çeşitlendirebileceğimiz gibi, normal un yerine kepekli un, pudra şekeri yerine esmer şeker, tereyağ yerine sıvıyağ kullanabiliriz. Kurabiye kavanozlarımızı dolduracak bu güzel atıştırmalığın tarifi ise şöyle;

Malzemeler:

- 250 gr tereyağ (eritilmiş ve soğutulmuş)
- 1 su bardağı pudra şekeri
- 2 yumurta
- 1 su bardağı iri kırılmış fındık (ceviz veya badem de olabilir)
- 1 limonun kabuğunun rendesi
- 1 su bardağı doğranmış kuru kayısı ve kuru incir karışımı
- 1/2 su bardağı cekirdeksiz kuru üzüm
- 4 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya

Yapılışı:

Un ve kabartma tozu haricindeki tüm malzemelerimiz karıştırıp, kabartma tozumuzu ekledikten sonra unumuzu parça parça ilave edip, kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğurup, ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, elimizde yuvarlayarak şekil veriyoruz. Önceden ısıtılmış 160 derece fırında üzeri beyaz kalacak şekilde 25-30 dakika pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

08 Şubat, 2009

CAY DAVETI SOFRASI


Bir süredir bahsettiğim çay daveti soframıza sıra geldi nihayet, bu defa sofradaki yiyeceklerin tarifi blogda hali hazırda mevcut, bu nedenle denemek istediklerinizin tariflerine hemen ulaşabileceksiniz.

6 kişilik davet masamızı yine elimden geldiğince süslü hazırladım, ben yiyeceklerin önce göze hitap etmesi gerektiğini düşünüyorum, tabi lezzeti yerindeyken. Lezzetsiz bir şey muhteşem görünsede yediğimiz zaman bir şey ifade etmez. Lezzet ve görünüm bütünlüğünü sağlamaya çalışarak 5 çayı soframızda şu lezzetlere yerverdim;












-Patatesli Kol Böreği -Ispanaklı Pastırmalı Kiş













(Cevizli kurabiyeleri lorlu kurabiye hamurunun bir kısmının içine ceviz koyarak hazırladım)

- Lorlu Kurabiye -Cevizli Kurabiye












-Havuçlu Lahana Salatası -Kabak Çiçeği Dolması












-Lorlu Biber Sarma -Balkabaklı Kek

Tarifler arasında henüz blogda yeralmayan sadece "lorlu biber sarması", bu tarifte son derce pratik, hem meze hem aperatif olarak hazırlanabilir. Közlenmiş kırmızı biberleri uzunlamasına ikiye kesip, geniş taraflarına hazırladığımız harcı koyup, rulo yapıyoruz ve frenk soğanı veya maydanoz sapı ile bağlıyoruz. İç harcını ise lor peynirini, bol kekik, zeytinyağı, tuz ve pul biber ile tatlandırarak hazırlıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...