30 Aralık, 2011

2012 GÜZELLİKLER GETİRSİN, İYİ SENELER......

Masa
Yılın bitmesine 2 gün kala gece bilgisayar başındayım, Yağmur'u uyuttum ve fotoğraf düzenleme işine girişmişken, bir yeni yıl mesajı yazmalıyım düşüncesiyle yazıma başladım..
2011 bana hayatımın en değerli şeyini verdi, Yağmur'un annesi olmayı, bu nedenle hep özel kalacak.
2012'yi karşılamak üzere toplandığımız ve benim için 2011 yılının son daveti olan soframızdan bir fotoğraf eşliğinde hepinize hayallerinize kavuştuğunuz bir yıl diliyorum.
İYİ SENELER!!!!!!!!!!!!!
Devamını Oku...

21 Aralık, 2011

GLAZÜRLÜ NİŞASTA KURABİYESİ

Glazürlü kurabiye


Günler hızla akıp geçiyor, yapmak istediklerim bir kenarda beklerken... Doğum iznim bitmek üzere ama ben bundan sonraki hayatımın nasıl olacağına dair bir fikrim olmaksızın kendimi akışa bıraktım.



Genel durumum blog içinde geçerli, yazılacak, paylaşılacaklar açısından zengin bir dönem geçirmiş olmama rağmen çok az yazabildim, şeytanın bacağı kırıldı mı göreceğiz:)




Bu kurabiyeler bebeğimizi görmeye gelen arkadaşlarım için hazırladığım tariflerden biri, oldukça pratik ve lezzetli bir kurabiye ve blogda daha önce paylaştığım mantar kurabiye tarifine çok yakın.



Farklı olarak üzerinde çikolata glazürü ve fındık var. Ben beyaz ve bitter çikolatalı hazır glazür kullandım, sadece bitter, beyaz veya sütlü çikolata ile glazür yapılıp, üzerine de fındık yerine, ceviz, badem, antep fıstığı, hindistan cevizi kullanabilirsiniz. Tarifimiz şöyle;



Malzemeler:



- 2 yumurta

- 100 gr tereyağ (oda sıcaklığında)

- 1 çay bardağı sıvıyağ

- 1 çay bardağı pudra şekeri

- 3 kaşık un

-300 gr buğday nisaştası

- 1/2 paket kabartma tozu

- 1 paket hazır beyaz ve bitter çikolata glazürü

- 1 çay bardağı dövülmüş fındık



Yapılışı:



Yumurta, tereyağ, sıvıyağ ve pudra şekerini iyice karıştırdıktan sonra, unumuzu ve parça parça olarak nişastamızı ekleyerek hamurumuzu yoğuruyoruz. Son olarak kabartma tozunu ilave ediyoruz ve hamurumuzu 15 dakika kadar dinlendiriyoruz. Hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlıyoruz. (Elinizde varsa benim yaptığım gibi çiçek baskılı bir kalıp da kullabilirsiniz.) Önceden 180 dereceye ısıttığımız fırında 10 dakika kadar beyaz kalacak şekilde pişiriyoruz. Kurabiyelerimiz soğuduktan sonra, eritilmiş iki renkli glazürü (veya kendinizin hazırladığı eritilmiş çikolatayı) üzerlerine gezdirip, çikolata donmadan dövülmüş fındık serpiştiriyoruz. Çikolata donduktan sonra servise hazır olan kurabiyemiz 1 hafta tazeliğini kaybetmiyor. Afiyet olsun...


Glazürlü kurabiye
Devamını Oku...

21 Kasım, 2011

YAĞMUR'UN ANNESİYİM ARTIK....

Yağmur'un DoğumuTam 2,5 aylık oldu minik kızım. Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Evet biraz geç oldu ama kızımın doğumu için ayrı bir yazı yazmasam olmazdı.

Bu süreçte blogu biraz ihmal ettim ama anne olmak gibi yepyeni, özel ve çok güzel bir deneyimi yaşıyorum ve sorumluluğum var artık. Yeni yeni bebekli hayatı düzene sokmaya başladım, umuyorum bundan sonra daha sık yazacağım.


7 eylül 2011 günü saat 08:16'da doğdu Yağmur, insanın bebeğinin ilk ağlamasını duymasının, varoluşuna şahit olmak kadar özel bir an olduğunu gördüm. Sonraki günlerde ayrı bedenler de uyumu yakalama çabası başladı. Anne sütü verme mücadelem, bebeğin gaz sıkıntıları, ağlama nedenini anlamaya çalışmak, gelişimini izlemek, uykusuzluk derken baktim ki zaman uçmuş, oysa doğum iznine çıkmayı ne kadar heyecanla beklemiş ve ne planlar yapmıştım. Sıkıntıları olsa da keyifli ve heyecanlı günler olarak hatırlayacağım ilerde bu günleri.


Kızımın sağlıkla, sevgiyle, mutlulukla büyümesini diliyorum, Yağmur'um hayatıma getirdiğin sevinç ve renkler tarifsiz....

Devamını Oku...

14 Ekim, 2011

ANNE BEBEK DERGİSİ EKİM SAYISINDAYIM

Anne Bebek Dergisi

Hamileliğimin son günleriyle Anne Bebek Dergisi Ekim sayısındayım.


Yağmur'a kavuştum, benden haberleri ve eksik kalan baby shower, hastane hazırlıkları yazılarımı toparlayıp yakında yazmayı çok istiyorum.

Devamını Oku...

16 Ağustos, 2011

PATLICANLI BİBER RULO

patlıcanlı biber rulo

Baby shower detaylarına geçmeden önce, kolay sayılabilecek ve lezzetli, iftar sofralarına da yakışacak bir tarifi yazayım istedim. Tarif zaten baby shower menümüzden. Menüyü oluştururken çok fazla yeni bir şey denemek istemedim risk almamak için, yakınlarımızın desteği ile oluşan menüyü tamamlayıcı, doyurucu, yumuşak lezzetli bir şey yapalım derken ortaya çıktı. Daha önce biber rulo tarifi yazmıştım burada ve bunun haricinde de yaptığım çeşitleri oldu ama bloga eklenmediklerini bugün farkettim. Önümüzdeki günlerde yaptıkça yeni tarifleri fikir vermesi amacıyla bloga ekleyeceğim. Bu tarz tariflere patlıcanlı biber rulo ile başlamış olayım. Bu tarif aynı zamanda blogda sıkça yeralan, közlenmiş, sotelenmiş sebze çeşitlerinin yoğurt ve sarmısakla bir araya geldiği tariflere farklı bir yorum sayılabilir. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-2 adet patlıcan
-7-8 adet kırmızı biber
-2-3 diş sarmısak
-1 su bardağı süzme yoğurt
-Tuz
-Süslemek için frenk maydanozu

Yapılışı:

Patlıcanları ve kırmızı biberleri ocakta veya fırında közlüyoruz. (Ben közleme işini fırında yapıyorum, önceden iyice ısıttığım fırına yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizerek koyuyorum patlıcan ve biberleri (tabi patlıcanları çatalla 3-5 yerinden deldikten sonra), sıcakken de elimi yakmamaya çalışarak soyuyorum ve patlıcanların üzerine hemen limon suyu döküyorum kararmalarını önlemek için). Hazırladığımız patlıcanları orta büyüklükte (kuşbaşı kadar) doğruyoruz, süzme yoğurdumuza ezilmiş sarmısakları ve tuzu ekledikten sonra karıştırıyoruz. Daha sonra kırmızı biberimizi kalınlıklarına göre uzunlamasına 2 veya 3’e keserek, üçgen parçalar elde ediyoruz. Her bir parçanın geniş tarafına yoğurtlu patlıcandan 1 tatlı kaşığı kadar koyup, rulo şeklinde sarıyoruz. Maydanozla süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

patlıcanlı biber rulo
Devamını Oku...

09 Ağustos, 2011

ŞEFTALİ DOLGULU KURABİYE

Şeftali Dolgulu Kurabiye

Öncelikle herkese hayırlı ramazanlar diliyorum. Bebeğimizin doğumuna sayılı günlerin kaldığı şu günlerde, önceden planlamış olsamda iftar menüleri ve yeni tarifler yazmaya çok fırsatım olmuyor. Kendi durumum ve yaz sıcakları nedeniyle iyice ağırlaşmış durumdayım.

Bir süredir beklediğiniz tarifime geçmeden önce bebeğim için yorum yazan, mail gönderen, iyi dileklerini ileten herkese çok teşekkür ediyorum. Bu sayfanın en güzel dönüşü güzel yorumlar ve dilekler oluyor.

Önümüzdeki günlerde ise enerjim yerinde olursa temmuz ayında gerşekleştirdiğimiz 2 "baby shower partisi"nin detaylarını yazacağım. Ama önce uzun süredir yazılmayı bekleyen ve okuyucularımın hergün bu tarif için sayfamı kontrol ettiklerini bildiğim şeftalili kurabiye tarifini paylaşacağım.

Şeftali Dolgulu Kurabiye

Şeftali dolgulu kurabiye uzun süre yapmayı tasarladığım bir tarifti. Yoğun aroması ile şeftaliyle hazırlayacağım dolgunun kurbiyeye çok yakışacağını düşünmüştüm. Bu düşüncemi Pınar'ın İpek bebek için hazırladığı baby shower partisi için gerçekleştirdim. Planlarken tamamen kapalı ve içinde şeftali kreması hayal etmiştim ama hazırladığım hamuru bu şekilde toplarlanmakta zorlanınca fotoğraflarda gördüğünüz gibi şekillendirdim.

Hazırladığım şeftali kreması oldukça pratik ve pek çok tarif için uygulabilecek bir dolgu malzemesi oldu. Vereceğim tarifi benim yaptığım gibi kurabiyelerin içine, tartlara ve sütlü tatlılara taban veya sos olarak kullanabilirsiniz. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

Şeftali kreması için:

- 3 adet olgun şeftali
- 3 tatlı kaşığı mısır nişastası
- 1 çay bardağı şeker
- 100 ml krema

Kurabiye hamuru için:

- 200 gr tereyağ
- 1 çay bardağı yoğurt
-1 çay bardağı sıvıyağ
- 2 yemek kaşığı toz şeker
- 1 paket kabartma tozu
- 3,5-4 su bardağı un

Yapılışı:

Öncelikle şeftali kremamızı hazırlıyoruz. Bunun için kabuklarını soyup, çekirdeklerinden ayırdığımız şeftalileri ufak ufak doğruyoruz, şekerimizi ilave edip kısık ateşte şeftaliler yumuşayıp, püre kıvamına gelene kadar pişiriyoruz. Bu aşamada suluca olan karışımın içine nişastamızı ekliyoruz ve pişirmeye devam ediyoruz. Karışımımız kıvamlanınca (koyuca bir marmelat kıvamı) kremamızı ekleyip, 1 dakika daha kaynamasına izin verip, ocaktan alıyoruz.

Kremamız ılınırken kurabiye hamurumuzu hazırlıyoruz. Un ve kabartma tozu haricindeki tüm malzememizi karıştırıp, unu da parça parça ekleyerek yoğuruyoruz. Kabartma tozumuzu da ekledikten sonra kulak memesi yumuşaklığındaki hamurumuzu yarım saat kadar üzerini örterek dinlendiriyoruz.

Hamurumuzu 4-5 parçaya bölüp, merdane yardımıyla yarım santim kalınlığında açıp, su bardağı ile kesiyoruz. Her kestiğimiz parçanın ortasına 1 tatlı kaşığı kadar krema koyup, dairenin kenarlarından içe katlayarak kare şekli elde ediyoruz. Bu şekilde tüm hamurumuzu hazırladıktan sonra önceden 170 dereceye ısıtılmış fırında 25-30 dakika kadar, kurabiyeler beyaz kalacak şekilde pişiriyoruz. Soğuduktan sonra pudra şekeri serpiştiriyoruz. Afiyet olsun....

Şeftali Dolgulu Kurabiye

Devamını Oku...

25 Temmuz, 2011

İLK KEZ ANNE (FIRST TIME MOMMY)

first time mommy

Fazla söze gerek yok sanırım......

İlk kez anne olmak için gün sayıyorum, Eylül ayının ilk yarısında aramıza katılmasını beklediğimiz bebeğim için hazırlanıyorum.
Devamını Oku...

05 Temmuz, 2011

HOŞGELESİN İPEK PARTİMİZ

Parti masası

Geçtiğimiz günlerde, sevgili Pınar'ımızın kucağına almasına belki de saatler kalmış olan bebeği, İpek için hoşgelesin partisi yaptık. Bu yazı böyle başlayacaktı:) Ama geçen hafta bloggerın azizliğine uğradım, yazdığım yazı bağlantı kesilmesi sonucu kaydedilmeden silindi, benim de tekrar yazmaya fırsatım olmayınca, İpek bebek aramıza geldi, hoşgeldi....

Bildiğiniz gibi buluşmalarımız keyif içinde devam ediyor, her seferinde yeni görüşmeyi iple çekip, eğlenceli, paylaşımlı saatler geçiriyoruz, tabi katılamayanları özleyerek...Bu buluşmada da yine hepimiz yaptığımız yiyecekleri elimize alıp, gittik. Doğumu çok yaklaşmış olsada Pınar çok güzel hazırlıklar yapmıştı. Yukarıdaki kolajda onun güzel masasını ve hazırlık detaylarını görebilirsiniz.

Kabaklı Muffin ve Mürver Şurubu

Bizlerin yaptıklarına gelince; Münevver Abla her zamanki gibi farkını ortaya koyarak, o sıcakta ilaç gibi gelen nefis mürver şurubunu ve kabaklı, havuçlu muffinin yapmıştı.

Patates pizzası

Pınar bize sıcacık olarak patates pizzası yapmıştı.

Tuzlu kek

Selencim patatesli ve havuçlu tuzlu keki, tatlı Tuana ile gelmişti.

Tahinli Kurabiye ve Yaprak sarma

Fadime ise son zamanlarda hep istek üzerine yaprak sarması gibi zahmeti bol işi üstleniyor. Bu defa ekşisi bol sarmalardan en çok ben yedim:) Fadimecim bir de yine istek üzerine ve yine grupta kendisi ile andığımız tahinli kurabiyelerden yapmıştı.

Pınar'ın pastası

Ve gelelim tatlılara... Baby shower pastamız Yaseminin marifetli ellerinden çıkmıştı. Üzerinde Pınar ve Can'ı figürlediği pastayı, yaza uygun meyveli olarak yapmıştı Yasemin, tüm yiyeceklerin üzerine koca dilim pastayı da yiyebildik.

Elmalı Kek

Dilek görüntüsü kadar lezzetli elmalı tarçınlı keki ile gelmişti, bu kek elmalı kek denemelerinde ilk sıraya girecek kesinlikle.

Şeftali Dolgulu Kurabiye

Benden de şeftali dolgulu kurabiye vardı tatlılar arasında, tarifi yakında sayfamda olacak. Hepimizin hazırlıklarıyla kurulan büfemizi aşağıda görebilirsiniz.

Büfe

İpek bebeğe artık "Hoşgeldin" diyor ve sağlıklı, mutlu, uzun bir ömür diliyor ve anne, baba ve abisini tebrik ediyorum....

Pınar'ın yazısı ve detaylar için buraya, daha fazla fotoğraf için buraya tıklayın
Devamını Oku...

16 Haziran, 2011

CEPLİ PEÇETE KATLAMA - 2

Peçete Katlama

Yine bir peçete katlama ile sayfam güncelleniyor. Sırada yazılacak 2 sofra daha ve çok sayıda tarif var. Sofralardan biri bizim evde gerçekleşen bir çay daveti, diğeri ise bir baby shower buluşması. Onlardan önce son kahvaltı soframızda yeralan peçete katlamayı paylaşmak istedim. Ben masa düzeninde cepli olarak kullanmadım ama daha önce yılbaşı soframızda yaptığım gibi çatal-bıçak servislerini peçetenin içine koymanız mümkün. Ayrıca benim yaptığım gibi kelebek veya başka bir süslü mandal veya çiçek kullanabilirsiniz. Peçete katlama aşamaları aşağıda...

Peçete Katlama

Öncelikle 4'e katlanmış peçeteyi (peçeteniz benim ki gibi nakışlı ise 2. aşamada olduğu gibi iç tarafa getirin) 1. ve 2. katını üçgen olacak şekilde ortaya katlayın. Daha sonra peçetenin ters tarafını çevirin.

Sonraki aşamada aşağıda görüldüğü gibi, sağından ve solundan eşit 3 parça gibi düşünerek üst üste katlayın. Ön tarafını çevridiğinizde peçetemiz hazır. Keyifli sofralar...

Peçete Katlama
Devamını Oku...

13 Haziran, 2011

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR

Zeytinyağlı Enginar

Enginarda yazın vazgeçilmezlerinden, çok lezzetli ve faydalı olan bu sebzenin aslında bir mevsimi olmadığını tesadüfen tv'den öğrendim. Ülkemizde farklı bölgelerde yetişen enginarların şubat ve ekim ayları arasında çıktığını, sadece 3 ay taze enginar olmadığını öğrenince şaşırdım. Karaciğere iyi geldiğini pekçoğumuz biliyoruz, bunun yanısıra, kalbe ve safra kesesine de iyi geliyormuş, ayrıca kanı temizleyen bu şifalı sebze yorguluğu da gideriyormuş.

Mevsiminde tazesini yapmanın yanısıra, buzluğumda da bulunduruyorum enginarı. Dolmasından çok bu tarifle pişiriyorum. Tarif Hatsum'dan, son 1-2 kez yapışıma kadar her seferinde nasıl yapıyorduk diye arıyordum ama bloga ekleyerek tarifi bu sıkıntıdan kurtardım Ablamı:) Tarif kolay, niye takıldığımı merak edenler olabilir ama bazen oluyor, her zaman ulaşabileceğiniz bir kaynak olunca kayıt yapmıyorsunuz. Tarife geçmeden önce son nokta olarak tarifte, bütün soğan yerine arpacık soğan kullanabileceğinizi belirteyim. Umuyorum yaz bitmeden 1-2 enginar tarifi daha ekleyeceğim. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler : (4 kişilik)

- 5 adet enginar
- 1 büyük boy kuru soğan
- 4-5 adet ufak boy taze patates
- 2 havuç
- 1 adet kırmızı biber
- 1/2 su bardağı bezelye
- 2 çorba kaşığı un
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı tozşeker
- 1 limonun suyu
- 9-10 dal dereotu
- Tuz

Yapılışı:

Öncelikle enginarlarımızı limonla ovup, 5-6 üçgen dilim olacak şekilde kesiyoruz ve derin bir kapta limon suyu ve un ilave edilmiş suyun içinde bekletiyoruz. Bu sırada kırmızı biberlerimizi küp veya halka şeklinde doğruyoruz, soğanımızın ve havuçlarımızın da kabuklarını soyup halka şeklinde doğruyoruz. Taze patateslerimizi yine halka şekilde doğrayıp, tencerimize soğan, havuç, biber enginar ve patates olarak 2-3 kat sıra olacak şekilde diziyoruz. Üzerine 1,5 su bardağı soğuk su, 1 çay bardağı zeytinyağı, şeker ve tuz ilave edip kapağı kapalı olarak 25-30 dakika pişiriyoruz. Yemeğimiz biraz ılınınca dereotunu kıyıp üzerine serpiştiriyoruz. Soğuk servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

Zeytinyağlı Enginar
Devamını Oku...

09 Haziran, 2011

KABAKLI DEREOTLU OMLET

Kabaklı ve dereotlu omlet

Bir önceki yazımın tek tarifi kabaklı, dereotlu omlet. Haftasonu gelmeden yazmak niyetindeydim, bu yönde okuyucu yorumları da gelince hemen paylaşmak istedim. Omlet daha önce yazdığım gibi bizim evde kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi, sayfamda 3 farklı omlet tarifi paylaşmıştım, evde blogdaki tariflerin yanısıra, sık sık otlu (taze veya kuru otlarla) peynirli veya sucuklu omlet yapıyorum, bir de söylemem gerek ki ben patatesli omleti çok seviyorum, onu da sık sık yapmaya çalışıyorum...

Sebzelerle biraraya gelince yumurta daha besleyici ve doyurucu oluyor ben de hafif tatlı lezzeti ile kabak ile yaptım bu defa, biraz havuç da ekleyecektim ama zaman sıkışınca unutmuşum, siz karışık olarak veya seviyorsanız tek başına havuçla da yapabilirsiniz. Bir diğer planım da sunum ile ilgiliydi, arasına rende kaşar serpiştirerek rulo haline getirmek niyetindeydim omleti, ancak biraz kalın gelince kıvrılmadı ben de katlayarak hazırladım, siz benim ölçülerimle oynayarak, daha ince bir omleti rulo şeklinde hazırlayabilirsiniz. Haftasonu kahvaltınız için partik tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 5 yumurta
- 1 adet büyükce kabak
- 7-8 dal dereotu
- 1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı karabiber
- 1 çay kaşığı tereyağ
- 1 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı:

Kabağımızın kabuğunu soyup, iri şekilde rendeliyoruz ve zeytinyağında suyunu çekene kadar karıştırarak pişiriyoruz. (suyunu çekene kadar yeterli, iyice kavrulmasına gerek yok) Derin bir kasede yumurtalarımızı çırpıyoruz, içine tuzumuzu ve karabiberimizi, kıyılmış dereotumuzu ekleyip iyice karışmasını sağlıyoruz. 25 cm çapında bir tavada tereyağımızı eritip, kabaklarımızı ve hemen arkasından yumurta karışımımızı ekliyoruz ve karıştırdıktan sonra pişmeye bırakıyoruz, alt yüzey pişince diğer tarafını çevirip, pişiriyoruz. Ocaktan alıp, omletin üzerine kaşar peyniri rendemizi serpiştirip, rulo şeklinde sararak veya ikiye katlayarak hazırlıyoruz. Dereotu ile süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

07 Haziran, 2011

SON KAHVALTI SOFRAMIZ

Kahvaltı sofrası

Son kahvaltı soframız diye başlık atınca bir düşündüm, şimdi bu sofradan sonra hiç kahvaltı etmemişiz gibi bir anlam çıkacak diye, sonra da aslında çok yanlış olmadığını, 19 mayısda kurduğum bu sofradan sonra sadece 2 kez masada kahvaltı ettiğimizi farkettim. Hafta içi koşturmacayla işe gittiğimiz için evde kahvaltı sofrası kurulmuyor, genelde sandviç, tost gibi şeyleri hazırlayıp yanıma alıyorum ve işte kahvaltı ediyorum ama evden çıkmadan biraz süt içip, ufak bir meyveyi yiyorum. Geçen sürede haftasonlarında da evde çok fırsat olmamış, gerçi balkon sezonunu açtığımız için 2 kez balkon sefası yapmışız ama o kadar diğer günler de ya evde tost yemişiz(acelemiz olduğu için) veya dışarda kahvaltı etmişiz. Tabi konumuz bizim kahvaltı yapma bilançomuz değil:) Ama çalışan pekçok insanın evinde durumun benzer olduğunu düşünüyorum. Haftaiçi iş telaşı, haftasonu da sokak işleri derken benim için en keyifli öğün pratikleştiriliveriyor.

Neyse gelelim bu yazımın konusu sofraya, çok eski ve çok yakın arkadaşlarımdan Ela ve eşi Emin'i uzun süredir davet etmek istiyordum, niyetim akşam yemeği idi, ama onların programı, bizim durumlar derken olmadı ve sonunda ektra hiçbir şey yapmama sözü ile kahvaltı için sözleştik. Ben de sözümü tuttum ve kahvaltılıklarla sınırlı kaldım.

Kahvaltı kolaj

Evimizde başlayıp, Cadde'de keyifli bir yürüşle devam eden günümüzde, soframızda yukardaki kolajda görülenler vardı. Peynir tabağı, zeytin çeşitleri, reçeller, domates-salatalık ve taze kekik, meyve tabağı, kuru meyveler ile ceviz, badem, fındık üçlüsü.

Kabaklı ve dereotlu omlet

Bizim için tatil günlerinin vazgeçilmezi olan omleti bu defa kabaklı ve dereotlu olarak hazırladım ve arasını kaşar peyniri ile doldurdum.

Ekmek

Ela ile konuştuğumuzda tek istek konusu ekmek oldu, o da benim kendimi yormayacağım sözü ve ekmek makinesinde pişirme koşulu ile. Ben de öyle yaptım, makineyi ayaralayarak sabaha kurdum mis gibi ekmek kokusuna uyanalım diye. Ekmeğimizi de ay çekirdekli ve cevizli olarak tam buğday unu ile yaptım. (Ekmek makinesi üzerine ve benim sıkça yaptığım ekmekler için ayrı bir yazı hazırlamayı düşünüyorum) Kolajdaki diğer fotoğraflar ise annemin yaptığı haşhaşlı çörek ve çeşnili zeytinyağı ile sunduğum zeytinli ekmek küplerine ait.

Kimyonlu Domates

Bizim evin özellikle yaz aylarındaki diğer vazgeçilmezi de kimyonlu domates, genelde yaz aylarında Çanakkale domatesi ile yapıyorum ama 1-2 aydır kayınvalidemin pazardan aldığı mis kokulu salkım domateslerle de çok lezzetli oluyor, hala denemediyseniz pratik tarif burada... Afiyet olsun...

Not: Kahvaltı soframızın tek tarifi olan omleti ve peçete katlama yazılarını yakında ekleyeceğim.

Kahvaltı sofrası
Devamını Oku...

02 Haziran, 2011

ETLİ BEZELYE YEMEĞİ

Etli Bezelye

Yaz gelemese de bu yıl, yazlık sebzeler ve meyveler, manav ve pazar tezgahlarındaki yerlerini aldılar. Bunlardan biri de bezelye. Baklagil ailesinin bu lezzetli üyesini kışın konserve ve dondurulmuş olarak tüketiyoruz. Yazın ise taze taze zeytinyağlı ve etli yemeğini salatasını yapabiliriz. Gerçi geçen yaz buzluğa koyup dondurmuş ve kışın tüketmiştik ama bu yıl henüz fırsatım olmadı, belki bitmeden yakalarım. Eğer imkanınız varsa size de tavsiye ederim konservesi yerine dondurulmuşunu, bir de kendiniz hazırlasız harika olur.

Bezelye protein, lif, A, B, ve C vitaminleri, folik asit, kalsiyum ve demir içeren bir sebze. Pek çok yemek ve salatanın içinde yerini alan, garnitür olarak tükettiğimiz, püresini, salatasını yaptığımız lezzetli bir seçenek. Ben de mutfağımda bu tarifle yemeğini yapıyorum. Bazen tamamen zeytinyağlı (et olmaksızın), bazen böyle etli, bazen et yerine tavukla. Yanına benim tercihim bulgur pilavı olsa da bazen eşimin isteği ile pirinç pilavı ve ayran ile harika bir öğün oluyor. Bezelyeyi garnitür olmaktan çıkarıp, hakkını veren kolay tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 250 gr kuşbaşı et
- 500gr bezelye
- 1 adet kuru soğan
- 3 diş sarımsak
- 2 adet havuç
- 1 orta boy patates
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı salça
- 2 adet domates
- Tuz, karabiber ve pulbiber
- 5-6 dal dereotu

Yapılışı:

Derin bir tencereye zeytinyağımızı ekleyerek etimizi suyunu önce salıp, sonra çekinceye kadar pişiriyoruz. Daha sonra doğranmış soğan ve sarmısaklarımızı ekleyip, biraz daha kavuruyoruz ve kabuklarını soyup, küp küp doğradığımız domatesleri ve salçamızı ilave ediyoruz. 2-3 dakika da bu şekilde pişirdikten sonra yine küp şeklinde doğradığımız patates ve havuçlarımızı ekliyoruz. Son olarak bezelyelerimizi (dondurulmuş veya taze) ilave edip, 3 bardak kaynamış su ile birlikte tuz, karabiber, kırmızıbiber ilavemizi yapıyoruz ve 30 dakika kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Servis sırasında üzerine ince kıyılmış dereotumuzu serpiştiriyoruz. Afiyet olsun...

Etli Bezelye
Devamını Oku...

31 Mayıs, 2011

OTLU VE PEYNİRLİ MUFFİN

Otlu Peynirli Muffin

Bloga eklenen yeni tarifleri sizlerin isteği üzerine daha çok çay saati tarifleri arasından seçiyorum. Gerçi blogu böyle sınırlandırmayı istemiyorum o nedenle arada yemek tarifleri de olacak:)

Peynirli ve otlu muffin eskiden beri yaptığım tuzlu kek tarifinin bir uyarlaması. Tuzlu keki aynı hamurla hazırlayıp, orta boy bir cam tepsi veya kek kalıbında pişirir ve çörek otunu üzerine serpiştirirdim, bu defa sabah kahvaltısında işe getirmek kolay olsun diye muffin kalıplarında pişirdim, bu şekilde daha güzel kabardığını söylemeliyim. Sizlere önerim de, tarifi uygularken çok derin bir kek kalıbı kullanmamanız olacak, çünkü kabarıp, sönme sorununu arttırabiliyor içindeki peynirlerin erimesiyle oluşan yumuşaklık. Bu tarifi çay keyfine eşlikçi olarak ve kahvaltı sofraları için hazırlayabilirsiniz.

Kendimden haberleri daha sonraki yazılara bırakarak, İtalyan trifle'dan sıkılanlar için tarife geçiyorum.

Malzemeler:(16 adet muffin için)

- 3 yumurta
- 1 su bardağı yoğurt
- 2/3 su bardağı sıvıyağ
- 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
- 2/3 su bardağı beyaz peynir
- 7-8 dal maydanoz
- 7-8 dal dereotu
- 2 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı çörekotu

Yapılışı:

Öncelikle yumurtalarımızı kabarana kadar mikserle çırpıyoruz. Sonra yoğurt ve sıvıyağımızı ekliyoruz. Kabartma tozu ve unu karıştırıp, bu karışımı da 2-3 parçada ekleyerek kek hamurumuzu hazırlıyoruz. Daha sonra peynirleri ve kıyılmış dereotu ile maydanozu ekleyip, spatula ile karıştırıyoruz. (Bu aşamada mikserle karıştırmak, beyaz peynirlerin çok ezilmesine yol açıyor) Son olarak çörekotumuzu ilave edip tekrar karıştırıyoruz. Kağıt kalıplarımızı muffin kalıbımızın içine yerleştiriyoruz ve kek hamurumuzdan kalıbın yarısına gelecek kadar koyuyoruz ve 160 derecede önceden ısıtılmış fırında yarım saat kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

Not: İsterseniz keki yukarda da bahsettiğim gibi, bütün bir kalıpda da yapabilirsiniz, sadece pişme süresi biraz uzayacaktır.

Otlu Peynirli Muffin
Devamını Oku...

11 Mayıs, 2011

İTALYAN TRİFLE (ITALIAN TRIFLE)

İtalyan trifle

Sayfamın takipçileri İtalyanca grubumla olan buluşmalarımızdan haberdar, blogger grubum kadar düzenli olmasa da bu grubumla da mümkün olduğunca görüşmeye çalışıyoruz. Bazen bir eğlence mekanın da, bazen bir etkinlikte, bazen de içimizden birinin evinde toplanıyoruz. Bizim evde gerçekleşen daveti yazmıştım burada, bu buluşmadan sonra bir kahvaltı buluşması yaptık, Sena ve Kurtça'nın evinde ve daha düzenli buluşalım diye hemen o gün bir sonraki buluşmayı kararlaştırdık. 1 Mayıs günü Tanju ve Kerem'in hazırladığı harika yemek masasının etrafında buluştuk. Çok eğlendik, çok yedik, çok keyifle geçen o günün esprisi "en güzel işçi bayramı kutlaması" idi aramızda.

İtalyanca-01.05.2011

Keyifli soframızın ufak bir kolajı yukarıda. Ufak diyorum çünkü, yeyip, gülmekten deniz ürünleri ağırlıklı menünün diğer yemeklerini (ıspanaklı ve somonlu penne makarna, fırında balık, kremalı fırın patates, limonlu sorbe) çekememişim. Tabi masada en çok puanı çok pratik olmasına rağmen ızgara kabaklar aldı, hatta yemeğe gecikenlere bırakmayı bile düşünmeden bitiriverdik:) Azizeciğimin sardığı yaprakları da unutmamak gerek, özel istekti, ellerine sağlık:)

Ben de genelde yaptığım gibi buluşmaya bir tatlı ile gittim; İtalyan trifle...

Trifle krema, meyve, sünger kek ve krem şanti (veya çırpılmış krema) ile hazırlanan bir tatlı, benim yaptığımı İtalyan yapan ise Marsala şarabı ile hazırlanan bir şurubun kullanılması ki bu şarap tiramisuda da kullanılan şaraptır. Trifle çok farklı şekillerde hazırlanmaya uygun, değişik meyveler, değişik aromalarda şuruplar ve keklerle, üzerine kremşanti, dondurma gibi eklemelerle, görselliği ve lezzeti zenginleştirilebilecek bir tatlı. Tabi bu görsellik için benim kullandığım gibi ayaklı olmasa bile şeffaf camdan derin bir kase seçmenizi öneririm. Ben tatlıyı hazırlarken üzerine ayrıca krem şanti eklemedim, vaktim azalmıştı ve kalorisini arttırıp, ağırlaştırmak istemedim. Bir dahaki sefere süsleme için az miktarda yapmak niyetindeyim. Tarif kaynağından farklı olarak bir de evde bulunmasına rağmen şurubumu Marsala şarabı yerine yine tatlı bir İtalyan şarabı olan İl santo ile hazırladım. Orjinal tarif buradan, ben bazı farklılıklarla uyguladım ve tarifim şöyle;

Malzemeler (8-10 kişilik):

Kreması için:

-1 litre süt
-4 yumurta sarısı
-1,5 su bardağı toz şeker
-1/3 su bardağı mısır nişastası
-1 çay kaşığı vanilya özütü*

Şurubu için:

-1/3 su bardağı toz şeker
-2 adet portakalın kabuk rendesi (ince rendelenmiş)
-1 su bardağı portakal suyu
-1/2 su bardağı il santo veya marsala şarabı*

Kek ve süsleme için:

- 1 adet sade veya kakaolu hazır pastaban*
-8-10 adet çilek
-Beyaz çikolata rendesi
-Taze nane yaprakları

* Vanilya özütü yerine 1 vanilya çubuğunu uzunlamasına 2'ye kesip içini çıkararak sütü ısıtırken ekleyip, daha sonra süzebilirsiniz.

*Şarap olarak marsala veya il santo yerine aynı miktarda bir tatlı şarap veya yarısı kadar portakal likörü kullanabilirsiniz. Alkol istemezseniz koymayabilirsiniz.

*Kek olarak hazır kek yerine kendi yapacağınız bir sünger keki veya kedidili bisküvilerini kullanabilirsiniz.

Yapılışı:

Trifle yapımına kremamızı pişirerek başlıyoruz. Derin bir tencerede sütümüze, yarım su bardağı şekerimizi ve vanilya özümüzü ekleyip şeker eriyene kadar orta ateşte ısıtıp ocaktan alıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. (Vanilya çubuğu kullanmışsak, sütümüz tekrar oda sıcaklığına gelince vanilya tohumlarını süzerek çıkarıyoruz)

Ayrı bir karıştırma kabında yumurta sarılarını, nişastamızı ve kalan şekerimizi mikser ile çırpıyoruz, süt karışımımızdan 1 su bardağı alıp, yumurtalı karışıma ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Daha sonra bu karışımı tenceredeki süt karşımına ekleyip, sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kremamız kıvam alıncaya kadar pişirip ocaktan alıyoruz ve ısıya dayanıklı bir kaba alıp soğumaya bırakıyoruz. (Tencerede bırakmıyoruz pişmeye devam etmemesi için) Üzerinin kabuk tutmaması için ise streç filmi direkt kremanın üzerine koyup, en az 3 saat vakit varsa 1 gece buzdolabında dinlendiriyoruz.

Kremamız soğuyup, dinlenirken eğer hazır kek kullanmayacaksak keki hazırlayabiliriz. (Yakın zamanda sayfayı sünger kek tarifi ekleyeceğim, bu tarifi kullanabilirsiniz)

Tatlımızın şurubu için tüm malzemeleri bir sos tenceresinde şeker eriyip, şurup kaynayana kadar pişiriyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Nefis portakal kokulu ve lezzetli bir şurup oluyor, bu tarif dışında da pek çok tatlıya uygulanabilir. (şurubun kıvam almasına gerek yok, normal sıvı kıvamında olması yeterli)

Trifle tatlımızı bir araya getirmek için, kekimizi 3'er santimlik kareler halinde kesip, hazırlıyoruz. Derin bir cam kaseye önce az miktarda kremamızdan koyuyoruz üzerine şurubumuza batırdığımız kek karelerimizden 3-4 adet koyup, bu şekilde malzemelerimiz bitene kadar en üst kat kremadan oluşacak şekilde devam ediyoruz. Üzerini dilimlenmiş çilekler (sap kısmı kesilmeden), beyaz çikolata kırıntıları ve nane yapraklarıyla süsleyip, soğumaya bırakıyoruz. Kaselerle servis ediyoruz. Afiyet olsun...

Not: Bu tatlıyı, 1 porsiyonluk ufak cam kaseler veya ayaklı uygun bardaklarla da hazırlayıp, servis yapabilirsiniz. Büyük kase kullanacaksanız, keki kasenin çapında kesip, kat kat olacak şekilde hazırlayabilirsiniz, ayrıca çilek yerine başka meyveleri (muz, böğürtlen, frambuaz gibi) tercih edebilir ve meyveleri de tatlının katları arasına koyabilirsiniz. Üzerini süslemek için de çırpılmış kremanın yanısıra, hindistan cevizi, kakao, bitter çikolata rendesi, file badem veya fındık da kullanabilirsiniz.
Fotoğraflarda cam kase buğulu çünkü buzdolabından çıkarıp çektim, masada bekleyenler olduğu için etrafını silmeye fırsatım olmadı:)

İtalyan trifle
Devamını Oku...

06 Mayıs, 2011

YOĞURTLU HAVUÇ SALATASI

Yoğurtlu Havuç Mezesi

Havuç salatası sevdiğim mezeler arasında önde yeralır. Aslında bu şekilde yapılan salataların hepsini severim, çok pratikler ve özel bir tarifleri yok. Sarmısak ilaveli (belki ilavesiz) süzme yoğurtla (belki az miktarda mayonez ile) hafif sotelenmiş, haşlanmış veya közlenmiş pek çok sebzenin salatasını da bu şekilde yapmak mümkün. Blogda da bu tarz salatalardan epeyce var. Bazen içine ceviz ekleyerek veya birbirine yakışan 1-2 sebzeyi birararaya getirerek pek çok çeşidini yapıyorum. Hem akşam yemeklerinde hem de çay saatlerinde yumuşak tadlarıyla menüyü dengelemiş oluyor bu salatalar. Ben en çok kabak ve havucu karıştırarak yaptığım salatayı tercih ediyorum böyle zamanlarda. Ceviz ise en çok bugün yazıdığım havuç salatasına ve kabakla yapılan salataya yakışıyor. Yeniyıl menümüze eklediğimizde çok sevdiğim salatanın blogda yeralmadığını farkedince ilk yapışımda fotoğrafladım ama yazmak yine biraz zaman aldı. Bu kadar sözden sonra tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-5-6 adet orta kalınlıkta havuç
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1,5 su bardağı süzme yoğurt
-2-3 diş sarmısak
-Tuz
-Süslemek için pul biber, kurutulmuş nane

Yapılışı:


Havuçlarımızın kabuklarını soyup, rendeliyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şeyler havuçların taze ve sert olması ve rendenin kalın tarafını kullanmak. Derince bir tavada zeytinyağını koyduktan sonra havuçlarımızı yumuşayana kadar soteliyoruz. Havuçlar biraz su salacak ve sonra çekecektir. Havuçlarımızı pişirince soğumaya bırakıp, derin bir kasede sarmısakları ezerek süzme yoğurtla ve damak tadımıza uygun miktarda (1 çay kaşığı kadar) tuzu karıştırıyoruz. (İsterseniz 1 tatlı kaşığı mayonez de ilave edebilirsiniz) Soğuyan havuçlarımızı da ilave edip, iyice karışmasını sağlıyoruz. Servis sırasında üzerini kurutulmuş nane ve çok az yağda hazırladığımız pulbiber ile süslüyoruz. Eğer ceviz de eklemek isterseniz çok ufak olmayacak şekilde çekmiş olduğunuz 1 çay bardağı ceviz içi kullanabilirsiniz. Afiyet olsun...

Yoğurtlu Havuç Mezesi
Devamını Oku...

03 Mayıs, 2011

KEKİKLİ VE NOHUTLU ŞEHRİYE PİLAVI

Kekikli şehriye pilavı



Zamanın akışına kapılmış bir durumdayım. İyi şeyler, tatsız şeyler, heyecanlar derken yine yazı arası açılmış, sanmayın ki tarifsizlik nedeniyle yazmıyorum, beni daha suçlu yapacak ama tarif çok ama yazan yok oluyor genelde, ama yazma isteği çok...


Bahanelerimi boşverip yeni tarifimden bahsedeyim. Arpa şehriyeyi ağırlıklı olarak pirinç pilavı yaparken kullanırız. Sadece şehriye ile yapılan pilav çok yaygın değildir mutfaklarımızda, oysa ki şehriye pilavı da pek çok farklı ilave ile değişik hazırlanabilecek bir yemek. Daha çok da tavuk ile hazırlanır bilenlerin mutfağında. Ben bugün biraz daha farklı bir tarifi paylaşacağım ama sotelenmiş tavuk göğsününde bu tarife eklenebileceğini ve çok da lezzetli olacağını belirtmeliyim. Pilavı bu şekilde hazırlayıp, tavuk veya etle hazırlanmış ızgara, kavurma, sote gibi eklemelerle lezzetli bir öğün oluşacağı da kesin. Pratik ve lezzetli tarifimiz de şöyle;

Malzemeler:

- 1,5 su bardağı arpa şehriye
- 2 adet orta boy domates
-1 çay bardağı haşlanmış nohut
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 tatlı kaşığı kekik
-1 adet yeşil biber
- 1 adet kırmızı biber
-Tuz ve pulbiber


Yapılışı:

Domatesimizin kabuklarını soyup, ufak küpler halinde doğruyoruz. Zeytinyağını pilav tencerimize alıp, yine küp küp doğradığımız kırmızı ve yeşil biberimizi hafifçe pişirdikten sonra domateslerimizi ve kekiği ekliyoruz. Birlikte 1-2 dakika kavrulduktan sonra arpa şehriyemizi ilave edip 4-5 dakika kavuruyoruz. 2,5 su bardağı kaynamış suyu, tuzunu ve acı isteğimize göre pulbiberini ve son olarak da haşlanmış nohutunu da ekleyip, tencerimizin ağzını kapatarak şehriyeler suyu çekene kadar pişiriyoruz. Sıcak olarak servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


Kekikli şehriye pilavı
Devamını Oku...

18 Nisan, 2011

PATATESLİ BÖREK

Patatesli Börek

Nisan ayında kasvetli bir pazartesi ile başladık haftaya. Yağmurlu, kapalı ve soğuk havalardan çok sıkıldım. İçimizi ısıtan, canlandıran neşe veren güneşli ve ılık bahar havası olmayacak galiba ve kışdan yaza geçivericeğiz. Olumsuz olmak istemiyorum ama hava şu sıralar ruh halim üzerinde oldukça etkili. Neyse havaları boşverelim şimdilik...

Haftaya lezzetli ve pratik bir börek tarifi ile başlayalım. Ben patatesi çok sevenler grubundayım, her türlü seviyorum, en çok da kızartma olarak ama artık pek sık yapmıyorum evde, bazen fırınlama şeklinde baharatlı yapıyorum, yakışan tüm sebze yemeklerine ekliyorum ve salatasını yapıyorum. Böreğini ise bir süredir yapmamıştım, ufak bir tepsi ile hazırladığım börek bu özlemle sanırım hemen bitiverdi. Patatesli böreği tepsiye ruloları sararak yapmayı tercih ettim, sizler ufak gül böreği şeklinde porsiyonluk olarak da yapabilirsiniz. Böreğim hafif acılı olmuştu, pul biber ilavesini damak tadınıza göre ayarlayabilir ve yine bu böreğe yakışacak olan nane, kekik, fesleğen gibi baharatlardan ilave edebilirsiniz. Üzerine ise çörek otu, susam yerine haşhaş tohumu serpiştirebilirsiniz. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 3 adet yufka
- 3-4 adet orta boy patates
-3-4 dal maydanoz
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1/2 su bardağı süt
-1/2 su bardağı sıvıyağ
-Tuz, karabiber, pulbiber
-1 yumurta ve 1 yumurta sarısı
-Üzeri için çörekotu ve susam

Yapılışı:

Böreğimizin iç harcını hazırlamak üzere patateslerimizi haşlıyoruz ve ılık iken kabuklarını soyup eziyoruz. İçine zeytinyağını, ince kıyılmış maydanozu, tuzu, karabiberi ve pulbiberi ekleyip iyice karıştırıyoruz. Ayrı bir kasede yarım su bardağı sütü, sıvıyağı ve 1 yumurtayı çırpıyoruz ve ön hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Yufkamızın birini alıp, ortadan ikiye kesiyoruz ve düz tarafı önümüze gelecek şekilde tezgahımıza açıyoruz. Süt, yumurta ve sıvıyağdan oluşan karışımımızdan 2-3 kaşık yufkanın üzerine serpiştirdikten sonra fırça yardımıyla her tarafına sürüyoruz ve patatesli harcımızda 3 kaşık kadar yufkanın düz tarafına eşit olarak koyuyoruz. Yufkamızın kenar kısımlarını hafifçe içe kapatıp, rulo yaparak sarıyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz veya yağladığımız yuvarlak tepsimizin ortasına sararak yerleştiriyoruz (gül böreği gibi) Yufkamızın diğer yarısını da aynı şekilde hazırlayıp, tepsimizin ortasına koyduğumuz parçanın etrafına sarıyoruz. Diğer 2 yufkayı da aynı şekilde hazırlayarak, yine tepsimizdeki ruloların etrafına sarıyoruz. Tepsimiz dolunca yumurta sarısına 1 kaşık kadar süt ve sıvıyağ karışımızdan ilave edip, böreğimizin üzerine sürüyoruz ve üstüne çörekotu ve/veya susam serpiştirerek önceden ısıttığımız 180 derece fırında 30-35 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Böreğimizi üçgen şeklinde dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


Patatesli Börek
Devamını Oku...

11 Nisan, 2011

LİMONLU DİLİMLER (LEMON BARS)

Limonlu Bar

Ön Bilgi: Blogger ve ıp yasaklarından son derece yorulsam da, yeni bir sorun çıkana kadar buralardayım zaten kendi alan adım olduğu için başka bir platforma taşırsam siz okuyucularımı etkilemeyecek. Yalnız önemli uyarım, sayfayı "alacarte-neslos.blogspot.com" adresinden açanlar lütfen http://www.neslos.com/ adresini kullansınlar. Ayrıca blogum http://alacartebyneslos.wordpress.com/ adresinde yedeklenmiş durumda buradan da ulaşabilirsiniz.

Limonlu dilimler veya limonlu bar Amerikan mutfağının klasiklerinden bir lezzet. Kare şeklinde kesilenleri "lemon square bar" olarak isimlendiriliyor. Barların pek çok çeşidi mevcut elma, vişne, balkabağı, muz, limon gibi meyvelerden hazırlananların yanısıra, fındık, fıstık, ceviz, çikolata ve karamel ile yapılan çeşitleri de mevcut. Barların temel mantığı tabanda tart benzeri bir hamur (bazen bisküvi ile de hazırlanabiliyor taban) ve üzerine barın ana malzemesi, yumurta, şeker temel malzemelerinden oluşan karışımdan oluşuyor. Barlar da pek çok tart çeşidi gibi iki aşamada pişiriliyor, önce taban sonra üstü olmak üzere. Limon barlarla ilgili önemli olan bir diğer bilgi de dinlendikçe tadının güzelleşmesi, 4-5 gün önce hazırlayıp, hava almayan bir kapta buzdolabinda bekletebilirsiniz. (Tabi üst üste gelmelerini önlemek için aralarına yağlı kağıt kullanarak) Buzlukta daha uzun süre (1 ay kadar) bekletilebileceğini de okudum ama benim yaptıklarım buzdolabında muhafaza ile 10 gün sonra bile lezzetini koruyordu.

Bu genel bilgiler üzerine gelelim benim limonlu bar deneyimime. Uzun süredir yapmak istediğim bir tarifti, uygun zamanı bekliyordum. Müge'nin baby shower partisi menüsü oluşturulurken ben de limonlu bar yapacağımı belirttim. Daha önce yediğim mükemmel limonlu barları düşününce hangi tarifi uygulayacağım konusunda kararsız kaldım. Yaptığım araştırmalarda David Lebovitz'in tarifi en yakın geldi ama evde işin başına geçince 3-4 tarifi karıştırarak uyguladım, ama en sadık kaldığım tarifte "Dünyanın En Güzel Kurabiyeleri" kitabında yeralan tarifti. Vereceğim ölçülerle 40 adet ufak dikdörtgen dilim çıkarttım. Lezzeti o kadar güzel, limon tadı o kadar dengeli ki 40 dilimin kaç kişilik olacağı hesabını sizlere bırakarak tarife geçiyorum.

Limonlu Bar (lemon bars)

Malzemeler:

Hamur için:

-175 gr tereyağı (soğuk)
-225 gr un (1,5 su bardağı)
-1/2 su bardağı pudra şekeri

Üzeri için:

-4 adet iri yumurta
-2 adet rendelenmiş limon kabuğu
-1/2 su bardağı limon suyu
-100 ml krema (piyasadaki ufak kutuların yarısı)
-1,5 su bardağı toz şeker
-2 yemek kaşığı un
- ½ tatlı kaşığı kabartma tozu
-Üzerine serpmek için pudra şekeri

Yapılışı:

Tereyağını (soğuk olduğu için bıçak ile kesebilirsiniz), unu ve pudra şekerini karıştırıyoruz. Karışım hamur kıvamından çok kırıntı halinde olacaktır. Hamuru kırıntı halinde iken yağlı kağıt serdiğimiz 3o cm’lik kare bir tepsiye yayıyoruz ve elimizle bastırarak eşit şekilde dağılmasını sağlıyoruz. Önceden ısıttığımız 160 derece fırında 20-25 dakika, altın rengi alana kadar pişiriyoruz.
Limonlu barlarımızın üzeri için yumurtaları ve şekeri iyice çırpıyoruz. Daha sonra limonun suyunu, limon kabuğu rendesini, kremayı, unu ve kabartma tozunu ilave edip çırpıyoruz. Karışımımızı pişmiş olan tabanımızın üzerine döküp, tekrar fırınlıyoruz. 40 dakika pişirdikten sonra fırından alıp, soğumaya bırakıyoruz. Soğuyan limonlu barımızı dilimleyip, üzerine pudra şekeri serpiştirip, dilersek limon ve taze nane yapraklarıyla süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

Not: Limonlu dilimler 2-3 buzdolabında dinlendiğinde daha lezzetli olacaktır. Naneler kış koşullarına rağmen kapalı balkonumda yetiştirdiğim nanelerdir.

Limonlu  Bar
Devamını Oku...

07 Nisan, 2011

HOŞGELESİN ARAS BULUŞMAMIZ

Müge BS1

Bildiğiniz gibi blog sayesinde tanışmış olduğum blogger dostlarımla periyodik olarak buluşuyoruz. Son buluşmamız Mart ayı sonunda sevgili Müge'nin evinde, mayıs ayında kucağına almak için gün saydığı bebeği Aras için düzenlediğimiz baby shower partisiydi. Bu yıla baby shower ile başladık öyle de gidiyoruz, beklenen bebekler çok olduğu için umuyorum bir süre daha böyle buluşacağız.


Bu defa 8 kişi toplandık ve yine hepimiz yaptığımız tatlı, tuzlu lezzetlerin yanısıra hoş sohbetle geçen zamanda çok keyifli bir gün geçirdik. Evsahibemiz Müge kocaman olmuş karnına aldırmadan pek çok hazırlık yapmıştı. Sofra ve evden detayları yukarıdaki kolajda görebilirsiniz. Becerikli anne adayı hazırlıklarıyla hepimizin gözüne hitap etti, minik mavi detayların hepsi çok sevimliydi.

Müge BS2
Müge güzel hazırlıkların yanısıra harika yiyecekler de yapmıştı. Menünün ön hazırlıklarını yaparken benim için de bir ekstra hazırlık yaptı (Mügecim çoook teşekkürler tekrar). Müge bizler için, üzerinde bebeğin ismi olan Aras'ın yazılı olduğu harika bir terin (ıspanaklı ve tavuklu), domates soslu, patlıcan ve biber kızartması ve patates kızartması ve tuzlu kurabiye hazırlamıştı. Ayrıca yine bebeğin isim harflerinden oluşan kurabiye ağacı da vardı. Unutulmaması gereken bir diğer hazırlık ise Müge'nin yaptığı nefis limonata idi, tuzluların üzerine ferahlamak için 1-2 bardak içtim sanırım:) Bu lezzetli yiyeceklerin yanısıra, diğer hazırladıklarımızında yeraldığı büfemizin bir görüntüsü yukarıdaki kolajda.
Müge BS3
Bu özel gün için bizler de menünün dengesini sağlayacak şekilde hazırlanmaya çalıştık. Münevver Abla her zamanki hüneriyle pırasalı Arnavut böreği yapmıştı. Selencim ise elmalı ve üzümlü lahana salatası hazırlamıştı. Fadime bizim evde gerçekleşen yeniyıl buluşamızdan beri tadı damağımda kalan kalem gibi yaprak sarması ile geldi. Pınar buluşma menülerimizin ve tüm çay saati menülerinin klasiklerinden biri olan kısır ile geldi. Doğumu yaklaşan annemiz tuzlu lezzetleri tercih ettiği için menümüzünde ağırlıklı kısmını tuzlular oluşturuyordu.
Müge BS4
Baby shower pastasız olmaz Yasemin bu özel gün için çok güzel bir pasta hazırlamıştı, içindeki bol çikolata ile damaklarımızı, şık bebek yatağı görünümü ile görümüzü mest etti. Ayşem ise ilk düşündüğümde sanırım yemem dediğim ama karamelin sonu için kavanozun dibini kazımaya çalıştığım harika bir krem karamel yapmıştı. Menü tuzlu ağırlıklı oluşturulurken ben de limonlu bar yapmaya karar vermiştim. Son günlerin yoğunluğunda belki yapamam daha kolay birşeyler veya olmadı hazır alırım derken yapıverdim. Sanırım ekşi tatlı lezzetiyle menümüze de yakıştı.


Bu güzel günün kısa özeti böyle, Müge'nin bebeğini sağlıkla ve kolayca kucağına almasını diliyorum ve diğer buluşmamızı heyecanla bekliyorum...

Daha fazla fotoğraf burada...

Not: Merak edenler olabilir blog yazılarının arasının açılmasının temel nedeni bloggera uygulanan yasaktır. İzleyicilerimin farkettiği gibi geçtiğimiz 10 gün süresince maalesef benim sayfama da erişim engellenmişti, adaletsiz yasağı kınıyor ve blog arkadaşlarımı çok özlediğimi bir an önce sayfalarına kavuşmalarını beklediğimi bildirmek istiyorum.
Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...