31 Aralık, 2008
İYİ SENELER
04 Aralık, 2008
KIŞ SEBZELERİ BÖREĞİ
Bayramın yaklaştığı şu günlerde pek çoğumuzu hazırlık telaşı sardı, evlerin temizlenip toparlanması, tatlı hazırlıkları, büyüklere götürülecek hediyeler... Ben de bayram günlerinde mutfağımızda hazır bulunması için sağlıklı bir börek tarifi paylaşıyorum. Böreğimiz geçen yıl yaptığım örgü börek formunda, içindeki malzemeler ise kış mevsimnin sebzeleri ve peynir. Gerçi İstanbul'da kış yaşadığımızı söylemek zor ama buralara kışın geç geldiğini düşünerek kar umudumu yitirmemeye çalışıyorum. Böreğimizi bu şekilde hazırlamak zor gelirse gül böreği şeklinde de hazırlayabilirsiniz. Lezzetli böreğimizin tarifi şöyle;
Malzemeler:
- 3 adet yufka- 1 yumurta
- 3 yemek kaşığı yoğurt
- 1/2 çay bardağı sıvıyağ
- 300 gr ıspanak yaprağı
- 250 gr pırasa
- 1 adet soğan
- 2 adet rendelenmiş havuç
- 300 gr lor peyniri veya beyaz peynir
- 3-4 yaprak fesleğen (isteğinize bağlı)
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı haşhaş
Yapılışı:
Böreğimizi yapmaya içini pişirerek başlıyoruz. Derin bir tavada 1 yemek kaşığı zeytinyağımız ile ince doğradığımız soğanımızı kavurup, yine ince ve halka halka kıydığımız pırasalarımızı ekliyoruz. Pırasalarımız yumuşamaya başlayınca, rendelenmiş havucumuzu ekliyoruz. 2-3 dakika pişirdikten sonra iri doğranmış ıspanak yapraklarımızı, damak tadımıza göre tuzumuzu ekliyoruz ve ocaktan alıyoruz. İçimiz biraz soğuyunca fesleğen yapraklarımızı ve peynirimizi ilave ediyoruz. Yufkalarımıza sürmek için yumurtamızın akını, sıvıyağımızı ve yoğurdumuzu birlikte çırpıyoruz. Yufkamızı serip içine yoğurtlu karışımımızı fırça ile sürüyoruz ve börek içimizin üçte birini serpiştiriyoruz. Yufkamızı dikkatlice yuvarlayarak rulo şeklinde sarıyoruz. Diğer iki yufkamızı da aynı şekilde hazırladıktan sonra, rulolarımızı biraraya getirerek saç örgüsü yapıyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize aldığımız böreğimizin üzerine yumurta sarısı sürüp, haşhaş serpiştirdikten sonra, önceden ısıtılmış 170 derece fırında 35-40 dakika kadar pişiriyoruz. Dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
27 Kasım, 2008
PUDİNGLİ PRATİK KURABİYE
Pudingli kurabiye yeni bir tarif değil, blogda da daha önce kaynak adresi (Bir porsiyon öykü-Zeynep) ile birlikte yeralmış bir tarif. Tarifin güzel yanı istediğiniz şekilde zenginleştirmenize imkan tanıması, çünkü toz halde olan hazır puding karışımları ile yapılıyor ve istediğiniz aromada yapma imkanınız var, hatta içine konulacak, rende kabuklar (portakal, limon) ceviz, fındık, damla çikolata ile güzel tatlar elde etmemiz mümkün.
Bu tarifi ilk denememde muzlu pudingle yapmıştım, Bozcaada da yine muzlu yaptık, özellikle çocuklar olmak üzere herkes çok beğendi. Bu defa ise vanilyalı puding ile limon kabuğu rendesi ilave ederek hazırladım. Süslü gül kalıbım ile şekil verdim ve Hatsum'a gönderdim. Kurabiyelerin çok lezzetli olduğunu, beyaz çikolata ile yapıldığını düşündüğünü söyledi. Aynı tarifi, kakaolu puding-damla çikolata, çilekli puding-hindistan cevizi uyumu ile de yapabilirsiniz. Gerisi size kalmış:) Pratik tarifimiz ise şöyle;
Malzemeler:
-1 paket vanilyalı puding
-15 yemek kaşığı un
-1 limonun kabuğunun rendesi
Yapılışı:
Un harici malzemelerimizi yoğurma kabımıza alıp, karıştırıyoruz ve parça parça unumuzu ekleyerek hamurumuzu yoğuruyoruz. ( Ben unu 3'er kaşık koyup, hamurun kıvamına bakıyorum ve genelde 1-2 kaşık kadar fazla un ilave etmem gerekti ) Hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayarak şekil veriyoruz. (Eğer kalıbınız varsa, benim yaptığım gibi hamur toplarını kalıba bastırarak da şekil verebiliriz) Önceden ısıtılmış 150-160 derece fırında 10-15 dakika beyaz kalacak şekilde pişiriyoruz. Afiyet olsun...
24 Kasım, 2008
LORLU KURABİYE
Lorlu kurabiye denemelerine Mayıs ayında başlamıştım, bu kurabiyeleri ise daha önce birkaç kez yapmama rağmen, beğenmediğim veya çekilemeyen fotoğraflar nedeniyle, bloga yazma fırsatım olmamıştı. Aslında bu kurabiye daha çok bir Ege kurabiyesi tatile gittiğimiz zamanlarda yediğimiz bir kurabiye, bu yaz tatilini Alaçatı'da geçirdik ve kaldığımız butik otelde, pastanelerde bolca lorlu kurabiye yedik. Ben de evde daha sık yapmaya başladım hatta Bozcaada'da kaldığımız otelde bile yaptık. Handan Hanım yemek günlüğüm olduğunu bildiği için benden lezzetli ve pratik olan, kahvaltıda da yenebilecek kurabiye tarifleri istedi ve vakit olursa beraber yapmayı önerdi, ben de hamurla uğraşmayı bir dinlenme metodu kabul ettiğim için zevkle kabul ettim önerisini ve böylece lorlu kurabiyelerden ve pudingli kurabiyelerden yapıp, gün ışığında çektiğim güzel fotoğraflar elde etmiş oldum. Bu kurabiyenin en lezzetli hali fırından çıktığı zamanlar, o nedenle tavsiyem az yapıp, kısa sürede tüketmeniz, bir de kurabiyenin lezzetli olması için lor peynirimizin tamamen yağsız olmaması. Kurabiyenin hamuru çok klasik bir hamur, ancak son denememde ben evde yoğurt kalmadığını farkettiğimde çok geç olması nedeni ile biraz kaymak ve süt ile yaptım, bu şekilde de çok lezzetli olduğunu söylemeliyim. Siz iki şekilde de yapabilirsiniz. Tarifimiz ise şöyle;
Malzemeler:
-1 yumurta (sarısı içine, akı üzerine)
-200 gr eritilmiş tereyağ
-1 su bardağı yoğurt (veya 1 rulo kaymak+2 yemek kaşığı süt)
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
-3 su bardağı un
-200 gr tatlı lor (kahvaltılık)
-2 yemek kaşığı toz şeker (lor için)
Yapılışı:
Kurabiyemizin içini hazırlamak için 2 yemek kaşığı toz şeker ve tatlı lorumuzu karıştırıp, şekerin erimesi için bekletiyoruz. Kurabiyemizin hamurunu hazırlamak için ise yumurta sarısı, eritilmiş tereyağ, yoğurt veya kaymak+süt karışımı ve toz şekeri karıştırıyoruz ve unumuzla birlikte kabartma tozu ve vanilyamızı ekleyip, yumuşak bir hamur hazırlıyoruz. Hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, ortalarına lor karışımından 1 tatlı kaşığı kadar koyup, yuvarlayarak kapatıyoruz. Kurabiyeleri önce yumurta akına, sonra toz şekere batırarak, tepsimize diziyoruz. Önceden ısıtılmış 150-160 derece fırında hafif pembeleşecek şekilde pişiriyoruz. Afiyet olsun...
20 Kasım, 2008
BOZCAADA KALESİ VE DOMATES REÇELİ
Bozcaada'ya gidipte, çeşit çeşit reçellerden yemeden dönülmez, 2 sene önceki gezimizden sonra eve dönünce hemen üzüm reçeli yapmıştım, o kadar beğenilmişti ki, çekirdeksiz üzümler bitmeden 3 kere daha yapıp, sevenlere götürmüştüm. Bu yıl da yine bol reçelli kahvaltılar yaparken, geçen yıl sözleştiğimiz üzere Panaroma Otel'in sahibesi Handan Hanım ile domates reçeli yapmaya karar verdik, ama gezimizin bayrama denk gelmesi nedeniyle, domates temin etmek zor oldu, temin edildiğinde de zamanımızın daralması nedeniyle, biz adayı keşiflerimize devam etmeyi tercih ettik. Böylece Handan Hanım'ın reçellerini yedik ve tarifi de ondan aldım. Bozcaada'da domates, üzüm, incir, karadut, ayva gibi meyvelerin reçellerini bulmak mümkün, gelecek yaz için Handan Hanım'ın da nefis reçellerini satışa çıkarmak düşüncesi var. Bozcaada'ya özgü bu nefis reçelin tarifi şöyle;
Malzemeler:
-40 adet domates (cevizden biraz daha ufak boyutta, sert domates)
-40 adet badem
-1 yemek kaşığı limon tuzu
-5 kaşık kireç
-3 litre su
Yapılışı:
Kireç kaymağını hazırlayarak başlıyoruz reçelimiz yapmaya, kireci ve suyu karıştırıp 3-4 saat bekletiyoruz. Kireç dibe çöküyor ve üzerinde kalan suyu kullanıyoruz. Bu süre zarfında bademlerimizi ve domateslerimizi hazırlayabiliriz. Bademlerimizi haşlayarak, kabuklarını soyuyoruz ve bekletiyoruz. Domateslerimizin de kabuklarını soyuyoruz ve alt taraflarından minik birer delik açıp, elimizle sıkarak çekirdeklerini çıkarıyoruz. (Bu aşamada dikkat edilmesi gereken domateslerin fazla sıkılmaması, çünkü patlayabiliyorlar) Domateslerimizin üzerini kapatacak şekilde kireç kaymağı ile doldurup 2-3 saat kadar bu suda bekletiyoruz. Sonra domatesleri çıkarıp, 2 kez, kaynamış suda bekletip (veya direkt kaynatarak), kireçten iyice arındırıyoruz. Suyunu iyice süzdüğümüz domateslerin altındaki ufak deliklerden bademlerimizi, domateslerin içlerine yerleştiriyoruz. Tüm domateslerimizi hazırlayınca, şekerini ekleyip, bekletmeden kaynatıyoruz ve reçel kıvamını almasına yakın limontuzunu ekleyip, ocaktan alıyoruz. Oda sıcaklığına gelince kavanozlara boşaltabiliriz. Afiyet olsun...
17 Kasım, 2008
HAVUÇLU TARÇINLI KEK VE "ISSIZ ADAM"
Daha önce yaptığım havuçlu kekten biraz farklı olarak, filmin yarattığı aşkla yaptığım lezzetli kekimin tarifi şöyle;
Malzemeler:
-3 yumurta
-1 büyük boy çay bardağı (aida) sıvıyağ
-1 su bardağı yoğurt
-2 yemek kaşığı krema(koymayabilirsiniz)
-3 adet rendelenmiş havuç
-1 yemek kaşığı tarçın
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
-2 su bardağı un
Yapılışı:
Kekimizin malzemelerini önceden hazırlayarak, oda sıcaklığına getiriyoruz. Yumurtalarımızla, şekerimizi krema kıvamına gelene kadar çırptıktan sonra, yoğurt, sıvıyağ ve kremamızı ekliyoruz. Sonra kabartma tozu ve vanilya ile karıştırdığımız unumuzu 3-4 parçada ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz. Tarçınımızı da ekledikten sonra, son olarak rendelenmiş havucumuzu da ekleyip çırpmayı bırakıyoruz. Yağlanmış kalıbımıza döktüğümüz kekimizi önceden ısıtılmış 150-160 derece fırında pişiriyoruz. Fırından çıkarınca, oda sıcaklığına gelene kadar bekleyip, kekimizi kalıptan çıkarıyoruz. Afiyet olsun ve iyi seyirler...
15 Kasım, 2008
PRATİK POĞAÇA
04 Kasım, 2008
FRAMBUAZ VE ÇİKOLATALI MİNİ MUFFİNLER
Eşimin doğum gününden kalan son tariflerden biri, ne bereketli bir sofraydı, hem kalanları bitirmekte zorlandık(gelenlere ve çevremizdekilere dağıtmama rağmen) hem de tarifleri bir türlü yazıp bitiremedim. Neyse son bir tarif kaldı, onu sonraya bırakıp, daha yeni tarifler paylaşacağım yakın zamanda...
Bu arada yaşananlar bilgisayar başına geçmemi zorlaştırdı, hep birlikte yaşadık, biliyorsunuz Blogger bloglarına erişim engellendi, benim uzantım blogspot olmadığı için sayfa açılıyordu ama resimler görülemiyordu, panikle ne yapayım, taşınayım derken, neyseki üzüntümüz sona erdi ve özgürlüğe getirilen kısıtlama son buldu. Bir daha olmamasını dileyerek ve bekleyerek kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bu lezzetli mini muffinler hem meyveli hem de çikolatalı, ayrıca lokmalık olduğu için yerken fazla yedim düşüncesiyle kötü hissettirmiyor. Siz isterseniz çilek, vişne ve böğürtlen gibi başka meyvelerle de yapabilirsiniz.Gelelim tarifimize;
Malzemeler:(20 mini muffin)
-2 yumurta
-2 yemek kaşığı kakao
23 Ekim, 2008
YOĞURTLU KABAK VE HAVUÇ SALATASI VE ARKADAŞLIK ÖDÜLÜ
Eşimin doğum günü partisinden kalan pratik bir tarif, hazırlıkları kendim yapmayı istesemde yetişemeyeceğimi anlayınca annemin yardım teklifini geri çevirmeyip, epeyce destek almıştım. Arkadaşımız Semanur'da bana yardım konusunu sorunca hemen bu salatayı tarif edip, "sen yapabilir misin?" demiştim. (Gerçi Semanur hediye konusunu sormuş ama ben yanlış anlayınca salata ihalesine ona kalmıştı:) Sonuçta Semanur'un elinden bu lezzetli salatayı yemiş olduk, o günden kalan kısmını da eşim ve ben keyifle bitirdik. Hem meze, hem salata olarak masalarımızda yeralabilecek tarifimiz şöyle;
Malzemeler:
- 3 adet kabak
- 3 adet havuç
- 2 su bardağı süzme yoğurt
- 2-3 diş sarmısak
- 1 yemek kaşığı mayonez (koymayabilirsiniz)
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- Tuz
- Süslemek için frenk maydonozu veya dereotu
Yapılışı:
Yıkayıp kabuklarını soyduğumuz kabak ve havuçlarımızı rendeliyoruz. Rendelenmiş havuç ve kabakları ayrı ayrı olmak üzere 1'er yemek kaşığı zeytinyağında hafifçe kavuruyoruz. Ezilmiş sarmısak, tuz ve süzme yoğurdumuzu karıştırıyoruz, istersek mayonezi de ilave ettikten sonra, soğumuş olan kabak ve havucumuzu ekliyoruz. Servis tabağımıza alıp, frenk maydanozu veya dereotu ile süslüyoruz. Afiyet olsun...
Son günlerde bloglar arasında uluslararası arkadaşlık ödülü dolaşıyor, beni de bu ödüle Hayatın Tatları Zerrin layık görmüş, ödülün amacı arkadaşları tanıtmak. Ben de Zerrin'e teşekkür edip, ödülümü Peçete'den Notlar Ayşem, Bir Demet Papatya Gülriz, Yanya-Evenez Selen ve Klubem Pınar'a devrediyorum.
16 Ekim, 2008
ÇOCUKLUĞUMUZUN ELMALI KURABİYESİ
Malzemeler:
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 1 su bardağı eritilmiş tereyağı (tereyağ ve sıvıyağ oranını istediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz)
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 su bardağı pudra şekeri
- 1 yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- Aldığı kadar un (annem 4-5 su bardağı arasında olacağını söyledi)
- Üzeri için pudra şekeri
İç Malzemesi:
- 3-4 adet rendelenmiş elma
- 2 yemek kaşığı şeker
- 1 tatlı kaşığı tarçın
- Dövülmüş ceviz veya fındık (isteğinize bağlı)
Yapılışı:
Kurabiyemizin hamuruna geçmeden önce, soğuması için elmalı içini pişiriyoruz. Bunun için rendelenmiş elmalarımızın üzerine şekerimizi ekleyip, kısık ateşte pişiriyoruz ve tarçınımızı ve ceviz veya fındığımızı ilave ediyoruz. Elmalarımız soğurken hamurumuzu hazırlıyoruz. Un ve kabartma tozu haricindeki tüm malzemelerimizi yoğurma kabımıza alıp, karıştırıyoruz ve kabartma tozu ile azar azar eklediğimiz unumuz ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur hazırlıyoruz. Hamurumuzu, istediğimiz kurabiye büyüklüğüne göre 4 veya 5'e bölüp, merdane ile mümkün olduğu ölçüde yuvarlak açarak, bıçakla 8 eşit üçgene kesiyoruz. (Sigara böreği gibi) Üçgenlerin geniş parçalarına 1 tatlı kaşığı kadar elmalı içimizden koyup, geniş tarafından başlayarak sarıyoruz. Tüm hamurumuzu bu şekilde hazırladıktan sonra, önceden ısıttığımız 160 derece fırında hafif pembeleşip, çok renk almadan kalacak şekilde pişiriyoruz. İsterseniz, elmalı kurabiyeleri, poğaça gibi, ceviz büyüklüğünde parçalar alıp, içini koyup, yuvarlayarak veya yan kapatarak veya benim lorlu kurabiyelerde yaptığım gibi kese şeklinde hazırlayabilirsiniz. Fırından çıkıp, soğuyunca üzerine pudra şekeri serpiştiriyoruz. Afiyet olsun...
12 Ekim, 2008
PATATESLİ VE PEYNİRLİ KOL BÖREĞİ
Böreğimizi daha önce de yazdığım gibi annemin elinden, pek çoğumuzun annesi gibi hamurişlerini çok güzel yapar. Kol böreği de yumuşacık hamuru ile özel tatlarından biridir. Püf noktası hamuru yoğururken yumuşak kalmasını sağlamak, böylece puf puf kol böreklerimiz oluyor. Aşağıda ölçü 1 tepsilik börek için annem bizim davet kalabalık olduğu için ölçüyü 2 katı yapıp, yarısını peynirli, yarısını patatesli hazırlamıştı. Gelelim tarifimize;
Malzemeler: ( 1 tepsilik)
- 1 su bardağı sıvıyağ
- 2 su bardağı süt
- 1 yumurta
- 1 paket maya (toz olanlardan)
- 1 çay kaşığı tuz
- 1 tatlı kaşığı şeker (isteğe bağlı)
- Aldığı kadar un (maalesef annem ölçü veremedi, kendim deneyince ekleme yapacağım)
- Üzeri için susam, çörekotu veya haşhaş
İç Malzemesi:
Patatesli İçin
- 3-4 iri patates (haşlanmış)
- 1 adet orta boy soğan
- 1 tatlı kaşığı kuru nane
- Tuz, karabiber, kırmızıbiber
- 5-6 dal dereotu
- 5-6 dal maydanoz
- 1 yemek kaşığı sıvıyağ
Peynirli İçin
- 200 gr beyaz peynir
- 9-10 dal maydanoz
Yapılışı:
Böreğimizi patatesli yapacaksak öncelikle içimizi hazırlayıp, soğumaya bırakıyoruz. Bunun için sıvıyağımızda doğranmış soğanımızı hafifçe kavurduktan sonra nanemizi ve baharatlarımızı ekleyip, haşlayıp, ezdiğimiz patateslerimizi ve tuzumuzu ekliyoruz. Bunları biraz kavurduktan sonra, doğradığımız dereotumuzu, maydanozumuzu ekleyerek ocaktan alıyoruz.
Hamurumuzu hazırlamak için yumurta sarısı hariç malzemelerimizi hazırlıyoruz. Ilık süt, sıvıyağ ve yumurta akını karıştırıp, kuru malzemlerimizi ve unumuzu parça parça ekleyerek yumuşak bir hamur hazırlıyoruz. Hamurumuzu 4 parçaya bölüp, oklava ile açıyoruz ve patatesli veya peynirli iç malzememizden koyup, rolu yaparak sarıyoruz ve 7-8 cm uzunluğunda dilimlere keserek fırın tepsimize diziyoruz. Bu aşamada isterseniz bütün bütün de tepsiye dizebilirsiniz, annem iç kısımlarınında iyice pişmesi ve servis kolaylığı için dilimlerek hazırlıyor. Tüm hamurumuzu bu şekilde hazırladıktan sonra, üzerine yumurta sarısı sürüp, önceden ısıttığımız 160 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...
29 Eylül, 2008
BAYRAMLIK TATLAR VE TATLILARLA, İYİ BAYRAMLAR
Eski günlerin bayramlarını özlüyorum, en çok da annemin elinden çıkan baklavaları... Oruç günlerinden sonra tüm aile yapılan kahvaltıları... Şimdilerde hepimiz büyüdük ve farklı yerlerde kendi evlerimizde yaşar olduk ve maalesef istediğimiz kadar çok görüşemez...
Bayramın anlamına özel cevizli baklava veya fındıklı gül tatlısı....
Vakit daraldı diyenlere nefis bir revani veya sütlü irmik tatlısı (prenses tatlısı)....
24 Eylül, 2008
GERÇEK İTALYAN TİRAMİSU - TARİHİ VE TARİFİ (TİRAMİSU KUP)
Bu tarif Yaz Daveti Soframızın son tarifi ve oldukça pratik ve şık bir lezzet olması nedeniyle Bir Demet Fesleğen Eda'nın ŞipŞak Tarifler etkinliğine gönderiyorum. Ayrıca pratik tarifler ve çalışanlar için tarifler için sayfamda yeralan aşağıda bağlantı adresi yeralan tarifleri de inceleyebilirsiniz.
En yaygın hikayeye göre, tiramisu ilk kez 17'nci yüzyılın sonlarında yapılmaya başlanmıştır, bu tatlı, Toscana Dükü III. Cosimo De Medici'nin birkaç günlüğüne taşınmaya karar verdiği Siena şehrinde doğar. Sienalı pastacılar dükün onuruna, asaleti temsil eden özellikler taşıyan bir tatlı hazırlamayı kararlaştırırlar. Bu, içinde basit ama lezzetli malzemeler bulunan, asiller hayatın tatlarını çok sevdiğinden aynı zamanda gösterişli ve afrodizyak bir tatlı olmalıdır. Böylece o zamanlar dükün onuruna yapıldığından "dükün tatlısı" adı verilen ve şimdi tiramisu denilen tatlı ortaya çıkar. Dük, Sienalı pastacıların el becerilerine ve tatlının lezzetine hayran kalınca, tarifi Floransa'ya götürür. Böylece "dükün tatlısı" iyice ünlenir, hatta şöhreti Toscana sınırlarını aşıp Venedik'e, oradan da tüm İtalya'ya yayılır. Asırlar geçtikçe de oradan tüm dünyaya...
- Üzeri için rendelenmiş beyaz çikolata
Yumurtanın beyazını sarısından ayırıyoruz. Yumurtaların sarısını şekerin yarısını ekleyerek beyaz ve köpüklü bir krema elde edinceye kadar karıştırıyoruz. Yumurtanın beyaz kısmını kalan şeker ile birlikte katı bir kıvama gelene kadar çırpıyoruz. Yumurta sarısı ve şeker karışımımıza bir spatula ile mascorpone peynirini ekliyoruz ve yumurta aklarını da ekleyerek, iyice karıştırıyoruz. Servis için ben kokteyl kadehlerimi kullandım, ayaklı başka bir kadeh de kullanılabilir. ( Böylece servis kolaylığı ve görüntü şıklığı için tiramisu kup yapmış oldum) Kadehlerin altına 1 tatlı kaşığı peynirli kremadan koyduktan sonra, espresso veya nescafemize kahve likörümüzü ekleyip, bu karışımda ıslattığımız savoiardi bisküvilerini (Bisküviler yumuşamış olmalı ama tamamen ıslak olmamalı, aksi takdirde eriyebilirler) kremanın üzerine yerleştiriyoruz. Sonra tekrar krema ve tekrar bisküvi ve son kat krema şeklinde kadehlerimizi dolduruyoruz. Servis yapmadan önce 1 saat buzdolabında bekletiyoruz. Üzerini kakaomuz ve beyaz çikolatamız ile süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
12 Eylül, 2008
TAVUKLU, ISPANAKLI VE MANTARLI KREP
Gecikmiş yaz daveti soframızdan kalan krep tarifi ile durumu açıklamak istedim. Asıl niyetim tatil ve sonrasını anlatmaktı ama onlar bir dahaki yazıya kaldı.
Yaz soframızda hafif ve lezzetli şeylerle menü oluşturmayı amaçlamıştım, iftar sofraları için de aynı şey geçerli aslında, bütün gün aç kalan bedenimizi çok yormadan hafif, lezzetli şeylerle beslenmeliyiz. Bu krep de bence böyle bir yemek, yanına pilav, makarna istemeden tek başına ana yemek oluyor. Tarifimiz için buradaki krep hamuru tarifini ve beşamel sos tarifini kullanabilirsiniz. Krepin içini ise aşağıdaki şekilde hazırlayabilirsiniz.
Malzemeler:
-300 gr kuşbaşı doğranmış tavuk göğsü
-200 gr ıspanak yaprağı
-200 gr mantar-1 adet soğan
-1 adet kırmızı biber
-1 yemek kaşığı sıvıyağ
-Karabiber, kırmızı biber
-1 yemek kaşığı soya sosu
-100 gr kaşar peyniri rendesi (üzeri için)
Yapılışı:
Krep içimiz için derin bir tavada sıvıyağımızda tavuklarımızı pişiriyoruz. Ayrı bir tavada çok az yağ ilave ederek soğanımızı kavuruyoruz ve irice doğranmış ıspanak yapraklarımızı ilave edip, biraz kavrulunca karabiber ve kırmızıbiberimizi ekleyip ocaktan alıyoruz. Ispanaklarımızı tavamızdan bir tabağa alıp, aynı tavada dilimlediğimiz mantarlarımızı suyunu çekip yumuşayana kadar pişiriyoruz. Bu arada pişen tavuğumuza soyasosumuzu ekliyoruz ve ayrı ayrı pişirmiş olduğumuz ıspanak karışımını ve mantarları ilave edip, karıştırıp ocaktan alıyoruz. İçimiz soğuyunca kreplerimizin içlerine koyup, sarıyoruz ve fırın kabımıza alıyoruz. Üzerine beşamel sosumuzu döküp, 10-15 dakika fırınladıktan sonra, kaşar rendemizi ilave edip 5 dakika daha fırınlıyoruz. Afiyet olsun...
20 Ağustos, 2008
SÜRPRİZ DOĞUMGÜNÜ PARTİSİ VE TATİL
Yiyecekleri ise tatlılar, tuzlular, aperatifler ve içecekler olarak ayrı ayrı hazırladım. Tuzlularımızı yemek masamıza yerleştirip, masayı çiçekler, gül yaprakları ve minik renkli taşlarla süsledim. Tatlılarımızı (üstte) ve servis için gerekli olanları konsolumuza ve aperatiflerimizi (altta)orta sehpamıza yerleştirdim. İçecekler için ise, ufak mutfak masamı salonumuza taşıyıp, bardak ve içecekleri yerleştirdim ama onun fotoğrafını çekmeyi unutmuşum, belki de gerekli görmedim o an için:)
Bu kadar detaydan sonra menümüzdeki yiyeceklere geçiyorum, ama önce katılan ve bana destek olan tüm arkadaşlarımıza ve menünün neredeyse yarısını hazırlayan anneme tekrar teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız....
APERATİFLERİMİZ
- Dip soslarımız, cipsler ve çerez tabağı -Kremşanti ve çilekli çikolatalar
Mevlevi tatlısı Gelibolu Mevlevihanesi'nde çok eskilerde yapılan bir tatlı imiş, oldukça tatlı bir lezzet ama içinde hiç şeker yok, tamamen meyvelerin tadından oluşuyor. Yolunuz o taraflara düşerse veya başka bir yerde rastlarsanız denemenizi tavsiye ederim.
TUZLULARIMIZ
-Peynirli Su Böreği (Annem) - Soslu Bulgurlu Köftemiz (Besmeç)(Annem)
-Zeytinyağlı Yaprak Sarma -Mercimek Köftesi
-Yoğurtlu Kabak ve Havuç Salatası (Semanur) -Patatesli El Açması Kol Böreği (Annem)
Peynirli El Açması Kol Böreği (Annem) -Barbunya Pilaki
TATLILARIMIZ
-Vişneli ve Çikolatalı Muffin -Elmalı Kurabiye (Annem)
-Fındıklı Prenses Tatlısı (İrmik Tatlısı ) -Ahududu ve Çikolatalı Mini Muffin
-Doğumgünü pastamız olan Limonlu Cheesecake
18 Ağustos, 2008
KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI VE ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI
PATLICAN SALATASI
Malzemeler:
-3 adet patlıcan
-1 adet kırmızı biber
-1 büyük domates
-1 adet yeşil biber
-2-3 diş sarmısak
-1,5 limonun suyu
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-Tuz
-1-2 dal frenk maydanozu
Yapılışı:
Patlıcanlarımızı ve kırmızı biberimizi közleyip kabuklarını soyup, doğruyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta patlıcanların kararmasını önlemek için kabuklarını zaman geçirmeden sıcak sıcak soymak ve hemen üzerilerine limon suyu sıkmak. Yeşil biberimizi çok ince şekilde doğradıktan sonra, domatesimizin de kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkartıyoruz ve doğruyoruz. Doğradığımız sebzelerimize ezilmiş sarmısağımızı da ekleyip, limon suyu, zeytinyağı ilavemizi yapıp, tuzunu ayarlayarak iyice karıştırıyoruz. Servis yaparken frenk maydanozu ile süslüyoruz. Afiyet olsun...
ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI
Zeytinyağlı biber dolması için buradaki tarifte yeralan dolma içini hazırladım, ek olarak sadece dereotu ilave ettim. Hazırladığım içi biberlerin içine doldurup, üstlerini domates dilimleri ile kapattım ve su ilavesi ile 30-35 dakika pişirdim. Limon dilimleri ile servis yaptım. Afiyet olsun...