20 Haziran, 2014

BAKLAVA YUFKASI İLE ELMALI RULO (APPLE STRUDEL)


Two Greedy Italians serisine olan sevgimden daha önce bahsetmiştim. İki İtalyan şefin gezileri ve yaptıklar lezzetleri seyretmek gerçekten çok keyifli. (Sanırım şimdilerde yayınlanmıyor ama internetden izlenebilir.) Blogda yer alan son davet sofrasının iki tatlısından biri olan elmalı rulo Antonio Carluccio tarafından izlediğim bölümlerden birinde yapılmıştı ve hemen denenecekler listesine girmişti. Antonio, bu tatlıyı hazırlarken Avusturyalı gençlik aşkını da anlatmıştı:)

Tarif baklava yufkası ile hazırlandığı için hem hafif hem de pratik. Davet günü tarifi istenmişti ancak sıra geldi:) Pratik tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

İç harcı için:

- 3 yemek kaşığı kuru üzüm
- 1 portakalın kabuk rendesi ve suyu
- 4 adet elma soyulup, ufak küpler halinde doğranmış
- 50g tereyağ
- 100ml su
- 100g pudra şekeri
- 1 tatlı kaşığı tarçin
- 2 yemek kaşığı galeta unu

Hamuru için:

- 50g eritilmiş tereyağ
- 8 yaprak baklava yufkası
- 1 yemek kaşığı haşhaş tohumu

Servis için:

- Çırpılmış krema

Yapılışı:

Öncelikle içimizi hazırlıyoruz. Doğranmış elmalarımızı, tereyağını, suyu ve şekeri bir tavaya alıp, elmalar yumuşayana ve suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Daha sonra ocaktan alıp, diğer malzemeleri ekleyip, karıştırdıktan sonra, ılıması için bırakıyoruz.

Baklavalık yufkalarımızı açıp, kenarlarını keserek bir kare haline getiriyoruz ve fırça yardımı ile eritilmiş tereyağımız ile yağlıyoruz. Hazırladığımız harcı yufkaya koyup, kenarlarını katlamadan rulo şeklinde sarıyoruz ve üzerine tekrar tereyağ sürüp, kenar boşluk kısımları üzerine gelecek şekilde katlayıp, fotoğrafta olduğu gibi gül şeklini yapmaya çalışıyoruz. Bunun için rulonun yapraklarını açıyoruz. Tüm yufkalarımıza aynı işlemi uyguladıktan sonra, en üst kısmını da yağlayıp, haşhaş tohumunu serpiştiriyoruz ve önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dakika kadar pişiriyoruz. Servis sırasında yanına çırpılmış krema ekliyoruz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

17 Haziran, 2014

YENİ BİR ÇAY SOFRASI VE BAKLAVA YUFKASI İLE FİNCAN BÖREĞİ



Geçtiğimiz günlerden bir çay sofrası. Ocak ayında kardeşim, Ankara'dan bizi ziyarete geldi. Ben de bu vesile ile güzel bir çay sofrası hazırladım. Uzun süredir kullanmak için bahane aradığım zeytin desenli masa örtümü tercih ederek, renkli bir sofra hazırladım. (Örtümü Floransa gezimiz sırasında almıştım.) Blogun takipçileri bilir, genelde daha düz, sade ve az renkli şeyleri tercih ediyorum ama bu örtüyü çok severek almıştım, bir kış günü de olsa evi renklendirerek kullanmış oldum.


Menümüzü yine Floransa'dan aldığım demlik şeklindeki minik kara tahtanın üzerinde görebilirsiniz. Masamızı mis kokusuyla fulyalar süsledi ve yılbaşından sonra tembellik edip (biraz da sevdiğimden) kaldırmadığım yeni yıl süslerini de fonda görülüyor.


Tuzlu kısmında kolajda görülen ve tariflerini daha önce paylaştığım mercimek köftesi, (kırmızı mercimek ile yaptım) yoğurtlu-cevizli kabak salatası, (sadece kabak ile yaptım) kurutulmuş domatesli, peynirli-zeytinli kiş ve pırasa köftesinin yanısıra fotoğrafını çekilmeyen zeytinyağlı yaprak sarması vardı.


Tatlı kısmında ise bir süredir yan tarafta gelecek tarif olarak gördüğünüz elmalı rulo ve kahveli ve gevrekli kurabiye vardı.
Kahveli-gevrekli kurabiye sonraki günlerde farklı bir görünümle tekrar yapıldı ve ilerleyen günlerde sayfamda olacak.


Menü için yeni olan 2 tatlı tarifinin yanısıra, mevcut tariflerin farklılaştırılmış hali diyebileceğimiz bu fincan böreklerini hazırladım. Fincan böreğini baklavalık yufka ile yaptım. İç harcı için daha önce yazmış olduğum sarıyer böreği için hazırladığım harcı kullandım ve yine daha önce yazmış olduğum fincan böreklerinin yapılış şeklinde hazırladım. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

13 Haziran, 2014

"HAYATA DAİR" PROGRAMI KONUĞUYDUM....


Nisan ayı oldukça yoğun geçti benim için, son yazımda yazdığım gibi bir etkinlik, bir televizyon programı, babamın ameliyatı ve ay sonunda hayatımda ilk defa geçirdiğim orta kulak iltihaplanması ve yurt dışı seyahat. (Evet uçağa bindim, zorlandım çok şükür sorun olmadan atlattım)

Hayata Dair programı için benimle bağlantı kurduklarında bu yoğunlukların bir kısmı da gündemdeydi, o sıkışıklıkta gidebildiğim için, yine zevkli geçen hoş bir anı olduğu için mutluyum. Program için benden sayfamda görüp çok beğendikleri tarifleri uygulamamı istediler. Özellikle uğur böceği kanepeyi çok beğenmişler ki bu tarif benim de favorilerimden. Nasıl geçtiğini anlayamadığım 1 saatlik zaman diliminde 3 tarifi program sunucusu Deniz Hanım'la sohbet ederek hazırladık.


Programı http://www.kure.tv/aktualite/1443-hayata-dair/hayata-dair-11-nisan-2014/53-Bolum/149648/ adresinden izleyebilirsiniz. Uğur böceği kanepelerin yanısıra, top börek ve renkli peynir toplarını hazırladım. Tariflere ilişkin detaylar programda ve fotoğrafların altındaki linklerde yer alıyor.


Uğur böceği kanepe tarifi burada

Pratik ve lezzetli peynirli top börek tarifi burada

Renkli peynir toplarının tarifi burada

Tarifleri tamamladıktan sonra, bir de kahvaltı sofrası hazırladık, programda ayrıca sayfamda yeralan cepli peçete katlamayı uygulayarak masayı güzelleştirdik. Keyifli seyirler....

Devamını Oku...

06 Haziran, 2014

KADAYIF MANTISI VE REFİKA BİRGÜL İLE MUCİZE LEZZETLER


Nisan ayında Doors Akademi'de Arçelik'in davetlisi olarak "Refika Birgül ile Mucize Lezzetler" etkinliğine katıldım. Keyifle geçen öğleden sonrada, mutfağımda da uygulanacak güzel tarifleri uygulayıp, tatmış oldum. Refika Birgül ekranda göründüğü kadar sıcak ve samimi, kalabalık blogger grubu ile tek tek ilgilenip, hepimizin sorularını cevaplamak için koşturdu mutfakta.

Etkinlik için 4 tarif seçilmişti. Yazımın son fotoğrafı olan kolajda göreceğiniz, Türk işi suşi, kadayıf mantısı, turşulu ayran ve çikolatalı güllaç. Hepsi lezzetli idi, ancak benim favorilerim, türk işi suşi (yakın zamanda paylaşmayı düşündüğüm, pratik bir lezzet) ve kadayıf mantısı oldu.

Kadayıf mantısı, çok eski Sofra dergilerinden birinde rastladığım bir tarifti, daha sonra Refika'nın kitabında görmüştüm. Refika tarifi, eski bir tanıdığının mutlaka yapmalısın tavsiyesi ile denediğini ve uzun zamandır da çok beğenilen bir tarif olarak yaptığını söyledi etkinlik sırasında. Ben de Sofra dergisi ve Refika'da görmüş denenecekler arasında beklettiğim tarifi uygulayıp, tatma fırsatı bulmuş oldum. Sonuç olarak herkese tavsiye edebileceğim, mantıya farklı bir yaklaşım olan bu tarif, ana yemek, çay saati, lezzeti, aperatif olarak da hazırlanabilir. Hatta kadayıfla hazırlanan börekleri bu şekilde servis etmek de düşünülebilir, peynirli, patatesli, ıspanaklı mantılar da bu şekilde hazırlanabilir. ayrıca bu şekilde patlıcanlı börek de yapılabilir ne dersiniz?


Malzemeler :

Mantı için;

-100 gr. kıyma
-250 gr kadayıf
-1 çay kaşığı köfte baharı
-1/2 çay kaşığı karabiber
-1/2 çay kaşığı kimyon
-1/2 çay kaşığı pul biber
-1 avuç ekmek içi (veya 1 tatlı kaşığı galeta unu)
-5-6 dal ince kıyılmış maydanoz
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı tereyağı

Yoğurt sosu için;

-3 su bardağı yoğurt
-4 diş sarımsak
- Tuz

Sos için;

- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 2 adet domatesin püresi
- 1 tatlı kaşığı karabiber
- 2 dal taze kekik
- 1 dal taze nane
- 4 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı tereyağ

Servis için;

-Sumak, nane, pulbiber

Yapılışı:

Mantı için hazırladığımız malzemelerden tereyağ ve kadayıfı ayırarak, mantının iç harcını oluşturacak köfte karışımını hazırlıyoruz. Köfte harcından ufak parçalar alarak fındık büyüklüğünde yuvarlaklar hazırlıyoruz. Daha sonra elimizi ayırdığımız tereyağı ile yağlayıp, kadayıftan uzun bir tutam alarak avucumuza yerleştirip, köfteyi kadayıfın üzerine yerleştiriyoruz ve köftenin etrafını kadayıfla kaplayarak sarıyoruz. (Mantıların büyüklüğü 2-3 cm çapında olmalı ve üzerindeki kadayıf kalın olmamalı.) Bu süreçte tereyağ hem kadayıfın kolay sarılmasını sağlıyor, hemde mantımızı daha lezzetli hale getiriyor. Kadayıfların tamamını bu şekilde hazırlıyoruz, tabi bu süreçte bekleyen kadayıfın kurumaması için üzerini nemli bir bezle örtebiliriz. Mantılarımız hazır olunca önceden ısıtılmış 200 derece fırında 10 dakika kadar pişiriyoruz. Çok hızlı piştiği için yanmasını önlemek için çevirmek gerekiyor.

Mantı pişerken yoğurt sosunu ve domates sosunu hazırlıyoruz. Yoğurt ve dövülmüş sarmısağı krema kıvamına gelene kadar çırpıp, damak tadımıza göre tuz ekliyoruz. Domates sos için, tereyağ ve zeytinyağını tavaya alıp, yağ ısınınca, salçaları ve domates püresini ekliyoruz. Sosumuz biraz pişince baharatlarımızı ekleyip, ocaktan alıyoruz. Taze baharat bulunmuyorsa, kurutulmuş da kullanabiliriz.

Fırından çıkan kadayıflarımızı servis tabağına alıyoruz, biraz ılınınca, yoğurt ve domates sosumuzu ilave edip, baharatlarla birlikte servis ediyoruz. Tabi mantıların çıtırlığını kaybetmemeleri için sosların hemen servis öncesi eklenmesini tavsiye ederim, yoksa mantılar yumuşayacaktır. Afiyet olsun....

Devamını Oku...

26 Mayıs, 2014

DONDURMA KÜLAHINDA "CHEESECAKEPOPS"



Cakepops son dönemin popüler lezzetlerinden, ben de çok sevdiğim cheesecake ile cheesecake pops hazırladım. Düzenli okuyucular blog buluşmalarımıza artık aşina, bu lezzet de geçen yıl gerçekleştirdiğim "yaza merhaba" partisinden. Partimiz yaza uygun olarak dondurma konsepitinde idi, görsellerimizde puantiye desenliydi. Bu tarifle bu ikiliyi bir araya getirmiş oldum. Puantiyeli görüntüsü ile görsellere, külakta sunumuyla dondurma konseptine uyum sağlamış oldu cheesecake, lezzeti de ekstra oldu.


Tarif oldukça kolay, her zaman yaptığım favori ve klasik cheesecake tarifim olan limonlu cheesecake'i bu defa tabansız olarak pişirdim. (Linkde yeralan tarifin ölçü ile 30 adet cheesecake pop hazırlanıyor.) Buzdolabında dinlendirme sürecini tamamlayınca, taban malzemesini hazırladım. Yani yulaflı bisküvi ve tereyağ karışımını hazırladım. Son kolajda görebileceğiniz gibi bunlardan ufak toplar yaptım. Bu topları yarım saat kadar buzlukta bekletip, sertleşmelerini sağladım. Daha sonra buzdolabında dinlenmiş olan cheesecake'den parçalar kopararak bisküvi toplarının etrafında ceviz büyüklüğünde yeni toplar yaptım. (Bu işlemi daha kolay yapabilmek için malzemelerin soğuk olması gerekiyor, elin ısısı ile cheesecake yumuşuyor ve işlem zorlaşıyor.) Hazırladığım topları tekrar buzluğa koyup, iyice bütünleşmesini sağladım. (Bu işlemi benim gibi önceden yapıp, buzlukta bekletebilirsiniz)


Servis zamanı gelince topları buzluktan çıkardım. Dondurma külahlarının üzerine yerleştirdim. Üzerlerine 100ml krema, 100 gr beyaz çikolata ile hazırladığım ganajı, sıktım ve son olarak damla çikolata ile puantiye görüntüsünü tamamladım. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

10 Nisan, 2014

ALACARTE DECOR 35'İN EN LEZZETLİ BLOGU


Blogum bu ayki "Decor 35" dergisinin konuğu oldu. Digital yayınlanan dekorasyon dergisinde yer alan blog tanıtımını http://www.decor35.com/# adresinden okuyup, dergiyi inceleyebilirsiniz. Yazı da yer alan fotoğrafların bir kaçı blogda mevcut yazılardan, diğerleri de yakında geliyor.
Uğu Böceği Kanepeler için buraya,
Çubuklu çilekler için buraya,
Kahvaltı büfesi için buraya tıklayabilirsiniz.
Diğer iki güzel sofranın detayları da önümüzdeki günlerde burada olacak.
Devamını Oku...

21 Mart, 2014

ALACARTE'NİN 7. YAŞ GÜNÜ YENİLİKLERİ


Alacarte 7. yaşını doldurdu. Sıkça yazdığım gibi, bu blog çocuğum gibi, doğdu, şimdi de büyüyor, o nedenle doğum günlerini tıpkı kızım Yağmur'un 2. yaşgününe ait bu çoşkulu pasta kesme fotoğrafındaki gibi sevinçle kutluyorum ....

Yeni yaşını kutlarken bloguma bazı yenilikler gelsin istedim. Bir kaç ufak değişiklik yaptım, instagram gibi, yenileri de gelecek.

Blogumu benimle birlikte büyüttüğünüz için hepinize teşekkür ve sevgilerimle..........
Devamını Oku...

21 Şubat, 2014

KURUTULMUŞ DOMATESLİ, ZEYTİNLİ, PEYNİRLİ ve KEKİKLİ KİŞ

Haftasonu gelmişken kahvaltı için hazırlayabileceğiniz bir tarif veriyorum bugün. Kurutulmuş domatesli, zeytinli, peynirli, kekikli, taze soğanlı kiş.... Yaptığımız yemeklere isim vermek her zaman kolay olmuyor, bu tarifteki gibi içinde ne varsa hepsinin yeraldığı bir isim de verilebilir veya sadece basitçe kiş de diyebiliriz. Ama yapılan yiyecekler malzemelere göre oldukça çeşitlendiği için isim farklılaştirması gerekiyor, ben de bu nedenle uzun da olsa yiyeceği daha iyi tarif eden bir tanımlamayı tercih ediyorum bazen yorucu olsada:)

Kiş benim mutfağımın vazgeçilmezlerinden, az hamur, bol malzeme ile hazırlanabilen, malzeme çeşitliliği ve uyumu hayalgücü ve damak tadınızla sınırlandırılabilen bir yemek. Yemek diyorum çünkü yanına hafif bir çorba veya salata ile veya tek başına çay veya ayranla çok güzel bir öğün oluyor. Hafta içi kahvaltı tercihim kişten yana oluyor eğer kalmışsa.

Blogda bir kaç çeşit kiş mevcut, milföyle yapılanı, mayalı hamurlusu var. Son kızlar buluşması için kiş yapmaya karar verince bu tarifi uygulamaya karar verdim. Bu kişin hamuru diğerlerinden farklı, kolayca hazırlanan ve pek çok çeşit kiş yapmak için kullanabileceğiniz bir hamur, daha önceleri pırasalı, kabaklı, ıspanaklı kişler için kullandığım bu hamuru bu defa yoğun peynirli kiş için kullandım, aslında planım soğanlı kiş için de kullandığım mayalı hamurla hazırlamaktı (daha önce yaptığımda mayalı hamurla hazırlamıştım), ancak sabah koşturmacasının çok yoğun yaşanması nedeniyle, hamuru mayalamak için vakit kalmayınca bu hamurla denedim. Sonucu hepimiz beğendik, ben kahvaltı için mayalı hamuru tercih edebilirsiniz, çay saatine yapıyorsanız her iki hamur da kullanılabilir. 3. fotoğraftaki yakında paylaşacağım başka bir sofradan, bu kişin mayalı hamurla yapılmış hali.


Tarifimiz şöyle;

Malzemeler: (26-28 cm'lik fırın kabı için)

Hamuru için:

- 1,5 bardak un
- 60 gr tereyağ
- 1 yumurta
- 2 çorba kaşığı süt
- 1/2 çay kaşığı kabartma tozu

İç Harcı için:

- 13-14 adet kurututlmuş domates
- 1 yemek kaşığı dilimlenmiş siyah zeytin
- 1 yemek kaşığı dilimlenmiş yeşil zeytin
- 1 su bardağı peynir rendesi (dil, taze ve eski kaşar karışımı kullandım)

Üzeri için:

- 2 yumurta
- 1 çay bardağı süt
- 100 ml krema
- 3-4 dal yeşil soğan (yeşil kısımları) veya frenk soğanı
- 1 tatlı kaşığı taze kekik
- Karabiber
- Çok az muskat rendesi
- 1 çay kaşığı çörekotu
- 1 yemek kaşığı parmesan peyniri rendesi


Yapılışı:

Öncelikle hamurumuzu hazırlıyoruz. Tüm malzemelerimizi birlikte yoğurarak yumuşak bir hamur haline getiriyoruz. 15-20 dakika kadar üzerini kapatarak dinlendiriyoruz. Bu arada iç malzemelerimizi hazırlıyoruz. Kurutulmuş domateslerimizi 5-6 dakika sıcak suda bekleterek yumuşatıyoruz ve ince ince doğruyoruz. Zeytinlerimizi yıkayıp süzüyoruz. Peynirimizi, zeytinleri ve kurutulmuş domateslerimizi karıştıyoruz. Dinlenmiş olan hamurumuzu merdane yardımıyla pişirme kabımızın büyüklüğünde açıp, tabanını yağlayarak yerleştiriyoruz. Daha sonra karıştırmış olduğumuz iç harcımızı üzerine serpiştiriyoruz. Son olarak da yumurta, süt, krema ve ince kıyılmış soğan, kekik, karabiber ve muskat rendesi ile hazırladığımız sıvı harcımızı üzerine dökerek her tarafına yayılmasını sağlıyoruz. Fırına vermeden önce çörekotu ve parmesan peyniri rendesi serpiştiriyoruz. Önceden ısıttığımız 180 derece fırında 45 dakika, üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun....

Son kızlar buluşmasının mor sofrası, kiş bugün için hazırlanmıştı.


Devamını Oku...

14 Şubat, 2014

RİCOTTA PUDİNG DOLGULU PANETTONE


Elimde kahve fincanımla, kahveye çok güzel eşlik edecek değişik bir tatlı tarifi vermek istiyorum bugün. Bu tatlı son dönemdeki keyif zamanlarımı oluşturan bir programdan, "Two Greedy Italian" serisinden. BBC'nin iki ünlü İtalyan şefe yaptırmış olduğu bu keyifli programı ülkemizde Bloomberg HT kanalı pazar günleri akşam yayınlıyor. Program 2011-2012 yapımı ama tekrar bile olsa çok keyifle izleniyor. Ülkemizde de restoranı olan Antonio Carluccio ve Genaro Contaldo birlikte yapıyorlar programı ve her bölümde memleketleri olan İtalya'nın farklı bir bölgesine gidip, orada değişen hayatı ve mutfak kültürünü anlatarak tarifler veriyorlar. Eski iki dost olan şefler programda birbirleriyle şakalaşıp, İtalyan mutfağını anlatıp, deneyimlerini de paylaşıyorlar. Benim gibi mutfak sevdalısı için çok güzel bir program ve son bir ay içinde 3 tariflerini uyguladım, 3'ü de tam not aldı. Diğer tariflerini de zaman içinde paylaşmayı düşünüyorum ama ilk sırayı bu tarife veriyorum.


Malzemeleri temin ettikten sonra biraz zaman alsa da keyifle yapılan bir tarif, ben de mutfağa Yağmur'la beraber girdim, belki merak belki özenme nedeniyle kızım da mutfağa ilgili, ben malzemeleri hazırlarken tek tek sorup, kremayı çırpmama da yardım etti:) Orjinal tarif burada, ben sadece panettone bulamadığım için pandoro keki kullandım ve badem yerine cevizi tercih ettim. (Panettone de pandoro da mayalandırılarak yapılan genelde noel zamanı bol olan birer İtalyan kek, panettonenin içinde kurutulmuş meyveler mevcut ve yuvarlak, pandoro ise sade ve yıldız şeklinde)


Malzemeler:

- 1 kg ricotta peyniri
- 140gr pudra şekeri
- 70gr meyve şekerlemesi
- 40gr iri kıyılmış ceviz
- 50gr kıyılmış bitter çikolata veya damla çikolata
- 1 yemek kaşığı kakao
- 600gr panettone veya pandoro keki
- 175ml vin santo veya başka bir tatlı şarap


Yapılışı:

Öncelikle ricotta pudinglerimizi yani tatlımızın dolgu kremasını hazırlıyoruz. Bunun için ricotta peynirimizi 500 gr'lık iki parça halinde iki ayrı kaseye boşaltıyoruz. (ben 500 gr'lık 2 adet hazır paket kullandım) kıyılmış ceviz ve meyve şekerlemelerini, çikolatayı ve pudra şekerini iki eşit parça halinde kaselerimize paylaştırıyoruz. Kaselerden birine ayrıca kakaomuzu ilave edip, her iki kaseyide karıştırarak homogen kremalar elde ediyoruz. Daha sonra kekimizi 2 cm kalınlığında dilimliyoruz ve tatlımızı yapacağımız, streç film ile kapladığımız kasenin tabanına kolajda görebileceğiniz gibi diziyoruz. Üzerine fırça yardımıyla şarabımızı sürüyoruz, sonra beyaz olan ricotta peyniri karışımımızın tamamını kekimizin üzerine sürüyoruz kalın bir katman halinde. Sonra dilimlediğimiz kekle üzerini kapatıyoruz ve yine şarabımızdan sürüyoruz. İkinci katın üzerine kakaolu olan ricotta peyniri karışımını boşaltıp en üst katı yine kek dilimleriyle yapıyoruz ve üstüne yine şarap sürüp kalan şarabı da üzerine döküyoruz ve sıkıca streç film ile kapatıp buzdolabına kaldırıyoruz. Tarifte minimum 6 saat dinlendirilmesi söyleniyor ben 1 gece beklettim. Ertesi gün üst kısmındaki streci kaldırıp servis tabağına alarak büyük bir bıçakla (varsa şef bıçağı) dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

Not: Kasenin altına koyduğumuz streç, tatlımızın kolay çıkmasını ve hava almadan dinlenmesini sağlıyor. Bir kutu kekden 1-2 dilim kalıyor, kasenin derin ve büyükse tam yetecektir. Ricotta peyniri bizdeki lor peynirine yakın bir peynir, pahalı olan bu ürün yerine kendi yaptığınız veya hazır aldığınız lor peynirini de kullanabilirsiniz.

Ayrıca bugüne özel "sevgililer günüzün kutlu olsun"....

Devamını Oku...

24 Ocak, 2014

PIRASA DOLMASI



Pırasa dolması tam bir kış yemeği, 2014 yılı için blogun açılış tarifi oluyor ayrıca. Gerçi beklenen kış henüz gelemedi, daha çok bahar havası yaşıyoruz. Buradan kışı beklediğim fikri çıksın istemem, İstanbul'da iki farklı yaka arasında haftaiçi hergün gidip gelen biri olarak, yağışlı havaların ulaşıma etkisini biliyorum. Ama susuzluk sıkıntısının baş göstermesi hiç istemediğimiz bir durum. Ayrıca kar şöyle haftasonu evimizdeyken yağsa, yollar buz ve çamur olmadan biraz tadını çıkarsak çoluk çoçuk fena olmaz değil mi?

Pırasa kışı simgeleyen, çok farklı tariflerde kullanılabilen bir sebze, çorbası, böreği, yemeği, köftesi, omleti, salatası, kişi derken liste uzuyor, bugün de sırada dolması var. Biraz zahmetli de olsa, lezzeti için değer. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 7-8 adet kalın pırasa
- 300 gr kıyma
- 1/2 su bardağı pirinç
- 1/2 su bardağı ince bulgur
- 2 adet ince doğranmış soğan
- 1 yemek kaşığı salça
- 7-8 dal ince kıyılmış maydanoz
- 5-6 dal doğranmış dereotu
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı kuru nane
- Tuz, karabiber, kırmızı biber

Pişirmek için;

- 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı salça

Yapılışı:

Pırasalarımızı yıkayıp, 4 parmak kalınlığında dilimlere ayırıyoruz. Dolma için pırasanın daha çok kalın olan sap kısımlarını tercih ediyoruz. İnce kalan uç kısımlarını ise pırasa çorbası, köftesi, böreği veya omlet için kullanabiliriz. Dilimlenmiş pırasalarımızı tuzlu suda hafifçe yumuşacak şekilde haşlıyoruz. Çok fazla haşlarsak, tekrar pişme sırasında eriyebilirler. Haşlamadan sonra pırasalarımızı soğuk suya alıyoruz ama haşlama suyunu dökmüyoruz, sonrasında dolmayı pişirmek için kullanacağız. Dolmanın iç harcı için tüm malzemelerimizi karıştırıp, yoğuruyoruz ve 15 dakika kadar dinlenmeye bırakıyoruz. Sudan çıkarıp, süzdürdüğümüz pırasaları iç katlarına ayırıyoruz, haşlanmış olduğu için bu işlemi kolayca yapabileceğiz. Dolma için mümkün olduğunca kalın parçaları tercih etmek, doldurma işlemini kolaylaştıracaktır. Dolma harcımızı alıp, tatlı veya çay kaşığı yardımı ile pırasaların içlerini doldurmaya başlayabiliriz, bu noktada dikkat etmemiz gereken nokta ise; pırsaların iki uç kısmından 1 cm kadar boşluk bırakmak, çünkü pişme sırasında şişen pirinç ve bulgur nedeniyle dolma harcı dışarı taşabilir. Tüm pırasalarımızı iç harcımızla doldurduktan sonra, dolmalarımızı pişireceğimiz tenceremize diziyoruz. (Tenceremizin taban kısmına, pırasanın ince kısımlarından yerleştirerek, taban kısımda kalanların yanmasını veya fazla pişmesini önleyebiliriz.) Dolmalarımızı dizdikten sonra, ayırmış olduğumuz haşlama suyunu 1tatlı kaşığı salça ilavesiyle, dolmaların üzerini kapatacak kadar tenceremize döküp, 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ekleyerek, kaynayana kadar yüksek ateşte, sonrasında kısık ateşte dolma içleri pişene kadar, yaklaşık 35-40 dakika pişiriyoruz. Dolmamızı ocaktan aldıktan sonra, ılımaya başladığında damak tadınıza göre limon suyu ilave edebiliriz. Sarmısaklı veya sade yoğurtla veya tek başına servis yapabiliriz. Afiyet olsun...

Not: Dolma harcı için, tamamen pirinç veya tamamen bulgur tercih edebiliriz, salça olarak domates ve biber salçası karışımı kullanabiliriz. Pişirme sırasında zeytinyağı yerine 1,5 tatlı kaşığı tereyağ kullanabiliriz.



Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...