Nes Ouick (Çalışanlar İçin) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nes Ouick (Çalışanlar İçin) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mayıs, 2020

YANIK CHEESECAKE - SAN SEBASTIAN CHEESECAKE

Yanık cheesecake yani daha bilinen adıyla San Sebastian Cheesecake instagramdan en çok sorulan ve  tarif istenen, siz yapmadınız mı, sizin tarifinizi merak ediyoruz mesajları aldığın 2 tariften biri diyebilirim. Diğer tarifte nedendir bilmem ama profiterol, onu da paylaşacağım merak etmeyin. San Sebastian İspanya'nın Bask Bölgesi'ndeki turistik bir yer, Michelin yıldızlı restoranları ile gastronomi dünyasında önemli bir yere sahip, tursitik cazibesi yüksek bir şehir. Burada La Vina isimli bir cafe/restoran var ve bu cafe'nin yaptığı yanık cheesecake zaman içinde dünya çapında bir lezzet oluyor ve asıl niteliği yanık cheesecake iken bölgenin adıyla anılmaya başlıyor. 

Ben de bir cheesecake meraklısıyım bildiğiniz gibi ve bu cheesecake'i ilk duyduğumda hemen araştırmaya başladım neydi bu kadar lezzetli olmasının sebebi diye. Ekim 2017 daha tüm hesaplar kendi  yanık cheesecake'leri paylaşmamışken tariflerini, İspanyolca dahil pek çok tarifi anlamaya çalışarak kendimce bir çıkarımda bulundum. İlk 2 denemem maalesef istediğim gibi sonuç vermedi, iç doku ve lezzet beklediğim gibi değildi. Araştırmam sırasında karşıma La Vina'nın şefinin bir televizyon programında verdiği tarifte vardı ama bu şekilde de beklediğimi bulamadım. Böyle anlatınca zor bir tarif olduğu düşünülebilir ama doğru birleşimle çok kolay bir tarif olduğunu söylemeliyim, ben doğru oran ve lezzetin peşinde deneye yanıla kendimce ideal oranı yakaladım. Bir çoğunuzun başka tariflere rastladığını ve hatta denediğini tahmin ediyorum ve genelde bu tariflerde krem peynir peynir oranının yarısı kadar veya daha az miktarda krema kullanılıyor. Ben bu şekilde sonucu beğenmeyince, krema oranını arttırarak istediğim kıvamı yakaladım, çünkü yıllardır cheesecake yapan biri olarak kıvamla nasıl oynayabileceğimi biliyordum ve bu şekilde iyi bir sonuca ulaştım.  Ama chesecake o kadar çok popüler olduki, içimden tarif yazmak gelmedi. Mesajlar çoğalınca ben de haftalık kaçamağımızı bu tarife ayırıp fotoğrafladım.

Yanık cheesecake'in en önemli özelliği klasik cheesecakeler gibi bisküvi tabanına sahip olmaması ve iç dokusunun kremamsı olması, yani iç doku sıcakken eksilince akacak kıvamda olması ama buna rağmen üzerinin yanık olması ve lezzetinin karamelimsi olması. Tüm bu özellikleri sağlamak için ilk adım kıvam denemesi oldu benim için. Kremamsı, akışkan dokuyu ayarlamak için krema miktarı ile oynadım ama bu tarif için başka bir lezzet malzemesi olmalı fikrindeyken, çok miktarla şekerle sağlanan karamelimsi tadı, şekeri azaltıp süt reçeli veya yoğunlaştırılmış süt kullanarak sağlamayı denedim ve beklenen lezzeti yakaladım. Ne de olsa süt reçeli de latin kökenli bir tarif ve bu cheesecake tarifinin de içinde olması uygun. Cheesecake'in adını aldığı yanıklık ise yüksek derecede pişirme ile sağlanıyor tahmin edebileceğiniz gibi ancak, bu yüksek ısıyla pişirmeyi kısa süreli yapmak şart, yoksa içteki akışkan doku kaybolabiliyor. Ben pişirme aşamasında da denemeler yaptım, uzun pişirme kesinlikle kötü bir sonuç verdi, önce düşük sonra yüksek de denedim ama böyle de memnun kalmadım, en son kısa süreli ve yüksek ısılı pişirme ile tam kıvamında oldu. Tarifi istediğim hale getirmek için beni yönlendiren detayları anlattıktan sonra tarifi paylaşabilirim. Fotoğraflarda gördüğünüz cheesecake 1 gün buzdolabında dinlenmiş, ama görebileceğiniz gibi orta kısım kremması ve çok yumuşak, eğer pişirdiğiniz gün oda sıcaklığına gelince servis yaparsanız çok daha akışkan olduğunu görebilirsiniz, ben her iki şekilde de servis yaptım, tadı her şekilde güzel, ama dinlenince de ayrı lezzetli oluyor. Gelelim tarifimize;


Malzemeler: ( 20 cm'lik kelepçeli kalıp için)

- 700 gr krem peynir
- 500 gr krema
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 yemek kaşığı yoğunlaştırılmış süt veya 1 yemek kaşığı süt reçeli (tarif linklerini ekliyorum)
- 1 yemek kaşığı un
- 4 yumurta
- 1 tatlı kaşığı vanilya özütü

Yapılışı:

Başlamadan önce tüm malzemelerimizi oda sıcaklığında hazır tutuyoruz. Fırınımız da 220 derecede ısınmış olmalı. Krem peynir, un, vanilya özütü ve toz şekeri iyice çırpıyoruz, karışım tamamen homojen olmalı. Daha sonra krema ve süt reçeli veya yoğunlaştırılmış sütü ekleyip karıştırıyoruz. Son olarak da yumurtaları teke tek ekleyip fazla çırpmadan karışmasını sağlıyoruz. Yağlı kağıdı elimizle buruşturup (bu şekilde kalıp içinde daha kolay şekil alıyor) kelepçeli kalıbımızın içine yerleştiriyoruz ve karışımımızı döküyoruz. Isınmış fırımızda 20-25 dakika kadar pişiriyoruz. Benim fırımın için sıcaklık 220 derece iyi geliyor, her fırın için sıcaklık derecesi farklılaşabiliyor o nedenle 5 dakikalık bir aralık verdim, görünüz cheesecake'in üzerinde olmalı ve üst kısım istediğiniz derecede yanık olduysa, hemen fırından alın. Cheesecake fırından alırken iç kısmı tamamen yumuşak ve kalıp içinde sallanıyor olmalı. Oda ısısına gelince buzdolabında 2-3 saat veya 1 gün dinlendirerek servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun...






Devamını Oku...

21 Mart, 2020

PIRASA VE PATATES ÇORBASI / VICHYSSOISE SOUP

Vichyssoise (vişesuaz diye okunuyor) soup, yani pırasa ve patates çorbası... Adı uzun, yapması kolay ve lezzetli aynı zamanda da bizim damak tadımıza uygun nefis bir çorba. Bu çorba ilk olarak Newyork'daki Ritz-Carlton otelinin Fransız şefi Louis Diat tarafından 1917 yılı yazında yapılmış. Şef büyükannesinin (Fransa'daki Vichy yakınlarında yaşamış olan) tarifini geliştirerek uygulamış ve bu lezzetli çorbayı ünlü bir hale getirmiş. Daha önce de pırasa ve patates ile çorba yapmıştım ama bu çorbayı araştırırken farklı aromalarla lezzet vererek yeniden yaptım ve mutfağımızın sıkça pişenleri arasına girdi. Çorbanın çıkış hikayesinde bahsettiğim üzere çorba bir yaz günü yapılmış olduğu için soğuk servis edilmiş, internette araştıracak olursanız da soğuk çorba olarak pek çok tarifinin bulunduğunu görebilirsiniz. Ben bizim geleneksel çorba anlayışımıza uygun olarak sıcak veya ılık olarak servis etmeyi tercih ediyorum. Çorbanın ünü doğal olarak lezzetinden kaynaklanıyor, çünkü içinde krema, patates ve tavuk/sebze suyu bulunuyor. Patates ve kremanın çorbaya kattığı lezzeti tahmin edebilirsiniz. Fransız mutfağında yine patates ve pırasa ile yapılan başka bir çorba daha var ve genel olarak farkı diğerinin sıcak servis edilmesi.

Kendi ideal tarifime ulaşabilmek için Fransız Mutfağı'nın büyük şeflerinin tariflerini araştırdım. Paul Bocuse ve Julia Child'ın tariflerine baktım. Zaten pek çok tarif, pırasa, patates, et/sebze/tavuk suyu ve krema ile frenk soğanı içeriyor. Paul Bocuse'nin tarifinde ise taze kekik ve maydanoz gibi aromatik otlar da yer alıyordu. Ben de bunları harmanlayarak kendi tarifimi oluşturdum. 

Malzemeler:

- 7-8 adet kalınca pırasanın beyaz kısımları
- 4 adet orta boy patates
- 1 orta boy soğan
- 1 yemek kaşığı tereyağ veya 3 yemek kaşığı zeytinyağı
- 3-4 dal taze kekik
- 1 litre tavuk veya sebze suyu
- 100 ml krema
- 3-4 dal frenk soğanı
- Tuz ve beyaz biber

Yapılışı:

Pırasaların en dış kısımlarını soyup, irice doğruyoruz ve yıkıyoruz, ben hem doğrama öncesi hem de doğrama sonrası yıkama yapıyorum, böylece araya sıkışan kum taneleri de temizleniyor. Patatesleri soyup, iri küpler halinde doğruyoruz. Soğanı da soyup irice doğrayıp, hepsini derin bir tencereye alıyoruz ve tereyağ, sadeyağ veya zeytinyağını ekleyip, hafifçe kavuruyoruz. Sonra kekik dallarını,  tavuk / sebze suyunu ve aynı miktarda içme suyunu ilave ediyoruz. Son olarak tuzunu ve beyaz biberi ekleyip (çorbanın rengi beyaz kalsın diye tercih ediyorum yoksa az miktarda normal karabiber koyabilirsiniz veya hiç koymayabilirsiniz) kapağını kapatarak kaynamaya bırakıyorum. Kaynama sonrası 15 dakika kadar pişirip ocaktan alıyorum ve kekik dallarını içinden çıkardıktan sonra, blenderdan geçiriyorum. Son olarak kremayı, 2 kaşık kadar ayırdıktan sonra içine ilave edip karıştırıyorum. Çorbayının üzerine ince kıyılmış frenk soğanlarını ve ayırdığım kremayı ekleyip sıcak veya ılık olarak servis yapıyorum. Evde taze krema varsa servis için onu tercih ediyorum. (Taze krema orjinal ismiyle creme fraiche normal kremanın kefir veya yoğurt ile fermente edilmesi ile oluşan nefis bir lezzettir ve yine Fransız Mutfağı'na aittir.) Bu çorba yazın soğuk olarak da servis yapılabilir. 

Not 1: Tavuk veya sebze suyunuz yok ise çorbayı normal su ile de yapabilirsiniz, bu haliyle de çok lezzetli oluyor, evde olmadığı zaman ben de sadece su ile yapıyorum.
Not 2: Çorbayı misafir için hazırlarsam krema konusunda netim, çorbayla dengeli miktarda krema mutlaka olmalı ama sadece kendimiz için pişiriyorsam, krema miktarı azalıyor veya sadece servis sırasında ekliyorum.
Not 3: Frenk soğanı taze soğana benzeyen ama çok daha ince dallara sahip tat olarak da soğan ve sarmısak arası bir yeşillik.
Not 4: Sanırım hepimizin hayatında izler bırakacak bu günler, kendi kendimizi karantinaya aldığımız, korona virüsünün insanlığı yoğun bir şekilde etkildediği tarihi günlerden geçiyoruz. Kayda geçirmek için buraya da ekliyorum.
Not 5: Evde kaldığımız için biraz daha karbonhidrat yüklü gıdalara yönelme oldu hepimizde, o nedenle bağışıklığımızı güçlü tutacak sağlıklı besinler, bolca sebze ve meyve yemeliyiz. Sayfamda pek çok çorba tarifi mevcut, incelemek isteyen buraya tıklayarak bakabilirler.

Afiyet olsun & sağlıklı günler


Devamını Oku...

28 Şubat, 2018

BROKOLİ SALATASI



Bildiğiniz salatalara hiç benzemeyen, şaşırtıcı bir tadı olan bir salata tarifim var bugün, birkaç hafta önce blog kızları grubumdan sevgili Fadime'ciğimin misafiriydik, tadı, tuzu dengesi çok yerinde bir sofrada ağırladı bizleri, menüsünde bu salata da vardı. İlk bakışta biraz önyargılı olsak da ilk lokmayı alınca hepimizin fikri değişti. Çiğ brokoli ile yaptığı salata çok lezzetliydi. Tabi hemen nasıl yaptığını sorduk ve ben de vakit geçirmeden evde de yaptım. İşte tarıf:

Malzemeler:

- 500 gr brokoli
- 1 su bardağı süzme yoğurt
- 1 kibrit kutusu kadar ezine beyaz peynir
- Yarım limon 🍋 suyu
- 3-4 kaşık zeytinyağı 
- 3-4 kaşık normal yoğurt 
- 1/2 çay bardağı kuru üzüm
- 1/2 su bardağı ay çekirdeği 
- 1/2 su bardağı ayıklanmış nar
- Tuz 

Yapılışı:

Brokoliyi çiçeklerine ayırıyoruz, sap kısımlarını çok uzun ve kalın bırakmayacak şekilde kesiyoruz. Yıkayıp suyunu süzdürüyoruz. Derin bir kasede yoğurt, süzme yoğurt, peynir, limon suyu, zeytinyağı ve tuzu iyice karıştırıyoruz. Sonra içine kuru üzüm 🍇 ve brokoliyi ekliyor ve tekrar karıştırıyoruz. Bu şekilde bir kaç saat, mümkünse bir gece bekletmek sosun salata ile bütünleşmesini sağlıyor. Servis kasesine aldıktan sonra üzerini nar taneleri ve ay çekirdeği ile süslüyoruz. Ben ay çekirdeklerini aromasını yoğunlaştırmaları icin hafifçe soteleyerek kullandım. Afiyet olsun...



Devamını Oku...

26 Ocak, 2016

PANCARLI BULGUR SALATASI / PANCARLI KISIR ve BENDEN HABERLER

Dışarıda muazzam bir soğuk ve kar yağışı var. İstanbul'a yerleştiğimden beri en soğuk ve karlı kışlardan birini geçiriyorum. Bu yılı farklı kılan aralıksız 1 aydır, soğuk ve karın devam ediyor olması sanıyorum.

Bloga uzun süredir yazmamışım, bu süreç benim için farklıydı, kentsel dönüşüm nedeniyle evimi değiştirdim, çok kısa sürede zorlu koşullarda yapılan hazırlıklarla taşındık, doğal olarak toparlanmak zaman alıyor, hala evde istediğim düzeni kuramadım. Ama ev arama, seçme, boya vs işler, toparlanma, taşınma ve yerleşme derken öncelikler değişti ve blog sessiz kaldı. Neyseki instagram var da oradan bir şeyler paylaşabiliyoruz.

Bu soğuk günde ani bir hareketle aslında başka bir tarifin kopyasını almak isterken, kendimi yazarken buldum, galiba iyi oldu:)

Şu an için tarif bahane, yazmak şahane diyorum ve sizlere mutfağımın sıklıkla yapılan tariflerinden birini vermek istiyorum.



Biliyorsunuz pancar, turşusu ve salatası dışında doğrudan tüketmeye alışık olduğumuz bir sebze değil, bizim mutfakta ise Yağmur'un çilekli çorbası ve bu salata ile sık sık yer buluyor, turşusunu da kendim yapmasam da severek tüketiyorum. Pancarlı bulgur salatası kısıra alternatif olabilecek bir tarif ve pembe rengiyle de farklı bir lezzet. Bu güzel rengi farklı tariflerde de yakalayabiliriz mesela pancarlı humus, koyu pembe ve hafif ekşi ve tatlı humusun tarifini de yakın zamanda paylaşabilirim umarım.

Gelelim tarifimize;


Malzemeler:

-2 adet orta boy pancar
-1,5 bardak ince bulgur
- Yarım demet maydanoz
- Yarım demet dereotu
- 1 küçük kuru soğan
- 2 diş sarmısak
- 1 limonun suyu
- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı nar ekşisi
- Tuz

Yapılışı:

Once pancarlarımızı yıkayıp, soyuyoruz ve haşlıyoruz. Haşlama sonucunda çıkan pembe suyu sıcakken bulgurumuzu ıslatmak için kullanıyoruz.  Soğanımızı mümkün olduğunca küçük doğrayarak zeytinyağında hafifçe soteliyoruz ve ocaktan almadan ufak doğranmış sarmısağımızı da ekliyoruz ve ocaktan alıyoruz. Bulgurumuz yumuşayınca kuşbaşı büyüklüğünde doğradığımız pancarlarımızı, ince kıyılmış maydanoz ve dereotumuzu ekliyoruz ve karıştırıyoruz. Limon suyu, nar ekşisi ve tuzumuzu ilave ederek tadını ayarlıyoruz ve afiyetle yiyoruz...



Devamını Oku...

20 Haziran, 2014

BAKLAVA YUFKASI İLE ELMALI RULO (APPLE STRUDEL)


Two Greedy Italians serisine olan sevgimden daha önce bahsetmiştim. İki İtalyan şefin gezileri ve yaptıklar lezzetleri seyretmek gerçekten çok keyifli. (Sanırım şimdilerde yayınlanmıyor ama internetden izlenebilir.) Blogda yer alan son davet sofrasının iki tatlısından biri olan elmalı rulo Antonio Carluccio tarafından izlediğim bölümlerden birinde yapılmıştı ve hemen denenecekler listesine girmişti. Antonio, bu tatlıyı hazırlarken Avusturyalı gençlik aşkını da anlatmıştı:)

Tarif baklava yufkası ile hazırlandığı için hem hafif hem de pratik. Davet günü tarifi istenmişti ancak sıra geldi:) Pratik tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

İç harcı için:

- 3 yemek kaşığı kuru üzüm
- 1 portakalın kabuk rendesi ve suyu
- 4 adet elma soyulup, ufak küpler halinde doğranmış
- 50g tereyağ
- 100ml su
- 100g pudra şekeri
- 1 tatlı kaşığı tarçin
- 2 yemek kaşığı galeta unu

Hamuru için:

- 50g eritilmiş tereyağ
- 8 yaprak baklava yufkası
- 1 yemek kaşığı haşhaş tohumu

Servis için:

- Çırpılmış krema

Yapılışı:

Öncelikle içimizi hazırlıyoruz. Doğranmış elmalarımızı, tereyağını, suyu ve şekeri bir tavaya alıp, elmalar yumuşayana ve suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Daha sonra ocaktan alıp, diğer malzemeleri ekleyip, karıştırdıktan sonra, ılıması için bırakıyoruz.

Baklavalık yufkalarımızı açıp, kenarlarını keserek bir kare haline getiriyoruz ve fırça yardımı ile eritilmiş tereyağımız ile yağlıyoruz. Hazırladığımız harcı yufkaya koyup, kenarlarını katlamadan rulo şeklinde sarıyoruz ve üzerine tekrar tereyağ sürüp, kenar boşluk kısımları üzerine gelecek şekilde katlayıp, fotoğrafta olduğu gibi gül şeklini yapmaya çalışıyoruz. Bunun için rulonun yapraklarını açıyoruz. Tüm yufkalarımıza aynı işlemi uyguladıktan sonra, en üst kısmını da yağlayıp, haşhaş tohumunu serpiştiriyoruz ve önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dakika kadar pişiriyoruz. Servis sırasında yanına çırpılmış krema ekliyoruz. Afiyet olsun...

Devamını Oku...

08 Ekim, 2013

TAHİNLİ VE PEYNİRLİ PATLICAN SALATASI


Yağmur'un parti menüsü tariflerine devam. Bu salata patlıcan közlemeyi gerektirdiği için biraz zahmetli olsa da, lezzeti için değer. Orta Doğu, özellikle Lübnan mutfağında, tahin, patlıcan ve yoğurtla hazırlanan mezenin adı babagannush. Biz de ise abagannuş ismiyle yapılan patlıcan mezesinde tahin yok, tarifi daha çok klasik bir patlıcan salatasıninkine yakın, benim tarifim babagannush tarifine benziyor, farklı olarak yoğurt yerine beyaz peynir mevcut. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 4 adet patlıcan
- 2-3 diş sarmısak
- 1/2 çay bardağı tahin
- 100 gr ezine peyniri
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 limonun suyu
- Tuz, kimyon
- Süslemek için maydanoz

Yapılışı:

Patlıcanları közleyip, kabuklarını soyup, çatal yardımıyla iyice eziyoruz, peynirimizi ve sarmısaklarımızı da eziyoruz, tahini de ekleyerek tüm malzemelerimizi derin bir kasede iyice karıştırıyoruz. Limon, tuz ve kimyonu damak tadımıza göre ayarlayarak ilave ediyoruz. Benim yaptığım gibi ufak servis kaplarında porsiyonluk servis hazırlayabilir, maydanoz ile süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun...

Not: Çalışanlar pratik olması için hazır közlenmiş patlıcan da kullanılabilir.

Devamını Oku...

18 Haziran, 2013

GÜNDEM VE YOĞURTLU BULGUR SALATASI


2 haftadır sessiz blog, yeniden yazma heyecanı duyduğum günlerde ülkemizde yaşananlar enerjimi aldı, gelişmeleri takip ederken (tabi ki internet ve sosyal medya üzerinden) keyifle yapılacak şeylere sıra gelmedi. Yaşananlara tepkili, haksızlıklara kızgın, gelecek için kaygılı bir halde daha huzurlu, daha birlikte, daha eşit, daha özgür bir ülke diliyorum daha çok da bir anne olarak.....

Sonuç olarak çok şey düşünsem ve yazmak istesem de burası bir yemek blogu ve öyle kalmasını istiyorum, o nedenle yorum yayınlamak konusunda seçici olacağım.

Gelelim bugünkü tarifimize, yoğurtlu bulgur salatası, çay daveti sofrasının yazılmayı bekleyen son tarifi. Blogumu yeni açtığım günlerde öğrendiğim bir tarifti, bulguru çok seven biri olarak lezzetli bir alternatif olduğunu söyleyebilirim. Blogda yeralan diğer bulgur salatalarından farklılığını ise yoğurt sağlıyor. Meze olarak menüye eklenebilecek olan bu salata ile ilgili bir önerim de, hazırlayacağınız misket köftelerini üzerinde servis etmeniz.

Pratik tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 1,5 su bardağı ince bulgur
- 3 su bardağı yoğurt
- 1 su bardağı iri çekilmiş ceviz
- 3 diş sarmısak
- 1 tatlı kaşığı mayonez
- 5-6 dal dereotu
- 5-6 dal maydanoz
- Tuz
- 1 tatlı kaşığı tereyağ veya 2 yemek kaşığı zeytinyağ
- 1 çay kaşığı pulbiber
- Süslemek için taze nane yaprakları

Yapılışı:

Bulgurumuzu derin bir kaseye koyarak, üzerine yoğurdumuzu ekliyoruz ve karıştırdıktan sonra, ağzını kapatarak 12 saat kadar  bekletiyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, eğer hazır yoğurt kullanıyorsanız kıvamı çok yoğun olabileceğinden biraz su ekleyerek yoğurdun kıvamını açmak. Bulgur yumuşayınca dövülmüş sarmısak, çekilmiş ceviz, mayonez, ince kıyılmış maydanoz, dereotunu ve tuzumuzu ilave edip, karıştırarak salatamızı hazırlıyoruz. Salatamızı servis tabağına aldıktan sonra, üzerine tercihimize göre tereyağ veya zeytinyağını tavada ısıtarak, pulbiber ilavesiyle hazırladığımız sosu döküyoruz ve nane yapraklarıyla süslüyoruz. Afiyet olsun....
Devamını Oku...

03 Nisan, 2012

PEYNİRLİ KABAK RULOLARI

Kabak rulo

Peynir dolgulu ızgara kabak ruloları da çay daveti soframdan. Bu yazıda bahsetmiştim, tarifi Kerem'den etkilenerek hazırladığımdan. Şimdi kim bu Kerem nasıl etkilendin diyeceksiniz, ben de sizlere İtalyanca grubumu hatırlatacağım ve İtalyan trifle hazırlayarak gittiğim Tanju ve Kerem'in yemek davetinden bahsedeceğim. Bu yemekte Kerem ızgara kabak hazırlamıştı. Çok lezzetli bulmuş ve gecikenlere bırakmadan bitirmiştik, ben de yine geçen yıl Mayıs ayında gerçekleşen kendi davetimde kabak rulo yapmaya öyle karar vermiştim. Aklımda patlıcan da vardı ama kabağın tadı damağımızda kalınca iş değişmişti.

Bu tarifi de "Farklı Şeyler" kategorisine ekliyorum, çünkü kesinlikle farklı bir lezzet ve şık bir sunum. Blog gibi bu kategoriyi de bir süredir ihmal etmişim, güzel sunum önerileri ve lezzetli tarifler "farklı şeyler"i de canlandıracak. Ayrıca tam baharlık bir tat (hava bugün güzel İstanbul'da, bahar havası var gerçekten), fırınlandığı için hafif ve sağlıklı.

kabak rulo 2

Tarife geçmeden önce kabakları ince dilimler halinde çok az zeytinyağı sürerek fırınladığımı belirteyim. Kabakları bu şekilde de herhangi bir dolgu malzemesine ihtiyaç duymadan et yemeklerinin yanına hazırlayabilirsiniz. Benim yaptığım gibi peynirli bir dolgu veya yoğurtlu bir dolgu hazırlayabilirsiniz. Başka bir önerim de rendelenmiş veya doğranmış olarak çiğ veya hafif soteleyerek başka bir sebzeyi dolgu için hazırlamak olabilir. Ben yoğurtla yapacak olursam, çok az sarmısakla lezzetlendirdiğim harca, havuç, kırmızı biber ekleyebilirim. Sırf sebzeli yaparsam da yine havuç, mantar ve renkli biberlerden oluşan baharatlı bir sote kullanırım. Bu önerilerin üzerine tarife geçiyorum.

Malzemeler:

- 3 adet kabak
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı (kabakları yağlamak için)
- 75 gr beyaz peynir
- 50 gr tatlı lor peyniri
- yarım limonun kabuk rendesi
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı (iç harç için)
- 1-2 dal ince kıyılmış dereotu
- 1 tatlı kaşığı tane keten tohumu
- Servis süsleme için 3-4 dal dereotu ve 1 adet kırmızı biber

Yapılışı:

Fırınımızı 200 dereceye ısıtıp, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizdiğimiz ve her iki tarafını da fırça ile yağladığımız kabakları pişiriyoruz. (Kabakları soymadan veya alacalı soyarak da kullanabilirsiniz.) Kabaklar 15-20 dakikada kolayca pişiyorlar, ihtiyaç duyarsanız kabakları çevirip diğer yüzlerini de pişirebilirsiniz ama ince dilimlediğimiz için (1/2 cm civarında) her iki tarafı da aynı sürede pişecektir.

Kabakları hazırladıktan sonra iç harcını hazırlıyoruz. Bunun için peynirlerimizi, limon kabuğu rendemizi, dereotunu, zeytinyağını ve keten tohumunu karıştırıyoruz. (Ben bu karışımı biraz doğaçlama hazırladım, misafirlerim beğenmişti, ancak farklı bir şey denemeyeyim derseniz, peynir, yağ ve dereotu ile de hazırlayabilirsiniz harcınızı) Hazırladığımız harcımızdan 1'er tatlı kaşığı kadar alıp kabak dilimlerimizin üzerine koyup, rulo şekilde sarıyoruz üzerlerini ve dereotu ile süslüyoruz. (Rulo sardığınızda ucunu birleştirmekte zorlanırsanız, kabakları dikey yerine yatay koyabilirsiniz veya kürdan kullanabilirsiniz.) Kabak rulolarını dilimlenmiş kırmızı biber ile servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

kabak rulo -1
Devamını Oku...

30 Mart, 2012

ZEYTİNLİ, PEYNİRLİ OTLU ÇÖREK

Otlu Zeytinli çörek

Otlu çörek blog buluşmalarımızın vazgeçilmezlerinden biri, Selen'e ait bu tarifi Selen olmazsa içimizden biri genelde yapıyor. Hepimizin beğendiği ekmekle poğaça arası bir tarif olan bu çöreği ben de blogdaki son davet sofrasında biraz değiştirerek hazırlamıştım. (Tarifte taze soğan vardı, ben kullanmadım, ay çekirdeği ve zeytin ekledim ve unu farklılaştırdım, benim tarifi aynen uygulayıp taze soğan da ekleyebilirsiniz, kesinlikle yakışır. ) Çörek bu haliyle de yiyenlerden tam not aldı ve tarif hemen yazıldı. Hatta ben kendim için hazırladığım tarif notlarımı kaybedince, o gün tarif alanlaradan tekrar istedim:)

Oldukça pratik olan bu çörek, yoğurmadan, şekillendirmeden hazırlandığı için malzemeleriniz varsa son dakikada yapılabilecek bir tarif. Ben o gün son dakikaya pişirmek istediğim için hamurunu hazırlayıp, streçleyerek buzdolabına koymuştum, ertesi sabahta çıkarıp, oda ısısına gelince fırın tepsisine alıp, misafirler gelmeden pişirmiş sıcak sıcak ikram etmiştim. Kolay tarifimiz şöyle;


Malzemeler:

- 3 yumurta (bir yumurtanın sarısı üzeri için ayrılacak)
- 1 su bardağı yoğurt
- 1/2 su bardağı fındık yağı
- 200 gr beyaz peynir
- 1/2 su bardağı dilimlenmiş zeytin
- 1 yemek kaşığı ay çekirdeği
- 1 paket kabartma tozu
- 7-8 dal dereotu
- 4-5 dal taze nane
- 9-10 dal maydanoz
- 1,5 su bardağı beyaz un
- 1,5 su bardağı tam buğday unu
- 1-2 yemek kaşığı mısır unu

Yapılışı:

Yumurtalardan 1'inin sarısını hamurun üzerine sürmek için ayırıyoruz ve diğer yumurtalar, sıvıyağ ve yoğurdu karıştırıyoruz. Karışımımıza önce normal unumuzu, sonra tam buğday unumuzu ve mısır unumuzu son olarak kabartma tozumuzu ekliyoruz. Dereotu, maydanoz ve naneyi doğruyoruz, peynirimizi eziyoruz. Bu malzemelerimizi de çörek hamurumuza ekleyip, ay çekirdeğimiz ve dilimlenmiş zeytinimizi de ilave ediyoruz ve tüm malzemelerimizi hamura karıştırıyoruz. Fırın tepsimize yağlı kağıt serip, hamurumuzdan 1 yemek kaşığı kadar alıp, aralarında 2 cm boşluklar bırakarak koyuyoruz. Üzerine ayırmış olduğumuz yumurta sarısını fırça yardımıyla sürdükten sonra, önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

masa-2
Devamını Oku...

28 Mart, 2012

PEYNİRLİ VE KEKİKLİ KARNIYARIK BÖREK

Karnıyarık Börek

Bir önceki yazım olan çay daveti sofrasından, blogda yeralmayan bir tarif, karnıyarık börek. Karnıyarık börek aslında ismine uygun olarak daha çok kıymalı yapılan bir börek, ben sofrada başka bir kıymalı tarifim olması nedeniyle, peynirli bir iç ile yaptım. Böreğin şeklini kullandım demek daha doğru olur sanırım. Börek içi hazırlarken klasik bir karışım yapmak istemedim, 1-2 çeşit peynir, taze kekik ve kurutulmuş domates kullandım. Kolay tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 3 adet yufka
- 1 fincan soda (Türk Kahvesi)
- 1 fincan sıvıyağ (zeytinyağı veya fındık yağı)
- 1 yumurta sarısı
- 3-4 adet sivri yeşil biber
- 2 adet domates

İç Harcı İçin:

- 200 gr beyaz peynir
- 150 gr lor peyniri (tuzsuz ve kaymak loru denilen yağlı çeşidinden)
- 4-5 adet kurutulmuş domates
- 3-4 dal taze kekik yaprağı
- 1/2 çay kaşığı tuz

Yapılışı:

Börek harcı için, kurutulmuş domateslerimizi 2-3 dakika sıcak suda bekletip, süzdükten sonra, ufak küpler halinde doğruyoruz. Peynirlerimizi ezip, domatesler ve kekik yapraklarını (eğer büyükse doğrayabilirsiniz benim kullandıklarım ufaktı, o nedenle doğramadan kullandım) ve tuzu karıştıyoruz.

Yufkalarımızdan birini kare olacak şekilde 8 eşit parçaya bölüyoruz. (Pratik olması için 3 yufkayı üst üste koyup kesebilirsiniz) her bir parçanın üzerine bir kasede karıştırdığımız soda ve yağ karışımdan fırça yardımı ile sürüyoruz ve peynirli harcımızdan koyup kenarlarını kıvırarak rulo yaparak sarıyoruz. Tüm yufkaları bu şekilde sararak yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine diziyoruz. Böreklerimizin orta kısmına resimde görüldüğü gibi 4-5 cm büyüklüğünde bir kesik yapıyoruz. Daha sonra ise yumurta sarısı sürüyoruz ve dilimlediğimiz domatesleri kesiğin bir kenarına, biberleri diğer kenarına diziyoruz. Önceden ısıttığımız 180 derece fırında üzeri kızarana kadar 30 dakika pişiriyoruz. Afiyet olsun...


karnıyarık börek 1
Devamını Oku...

13 Haziran, 2011

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR

Zeytinyağlı Enginar

Enginarda yazın vazgeçilmezlerinden, çok lezzetli ve faydalı olan bu sebzenin aslında bir mevsimi olmadığını tesadüfen tv'den öğrendim. Ülkemizde farklı bölgelerde yetişen enginarların şubat ve ekim ayları arasında çıktığını, sadece 3 ay taze enginar olmadığını öğrenince şaşırdım. Karaciğere iyi geldiğini pekçoğumuz biliyoruz, bunun yanısıra, kalbe ve safra kesesine de iyi geliyormuş, ayrıca kanı temizleyen bu şifalı sebze yorguluğu da gideriyormuş.

Mevsiminde tazesini yapmanın yanısıra, buzluğumda da bulunduruyorum enginarı. Dolmasından çok bu tarifle pişiriyorum. Tarif Hatsum'dan, son 1-2 kez yapışıma kadar her seferinde nasıl yapıyorduk diye arıyordum ama bloga ekleyerek tarifi bu sıkıntıdan kurtardım Ablamı:) Tarif kolay, niye takıldığımı merak edenler olabilir ama bazen oluyor, her zaman ulaşabileceğiniz bir kaynak olunca kayıt yapmıyorsunuz. Tarife geçmeden önce son nokta olarak tarifte, bütün soğan yerine arpacık soğan kullanabileceğinizi belirteyim. Umuyorum yaz bitmeden 1-2 enginar tarifi daha ekleyeceğim. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler : (4 kişilik)

- 5 adet enginar
- 1 büyük boy kuru soğan
- 4-5 adet ufak boy taze patates
- 2 havuç
- 1 adet kırmızı biber
- 1/2 su bardağı bezelye
- 2 çorba kaşığı un
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı tozşeker
- 1 limonun suyu
- 9-10 dal dereotu
- Tuz

Yapılışı:

Öncelikle enginarlarımızı limonla ovup, 5-6 üçgen dilim olacak şekilde kesiyoruz ve derin bir kapta limon suyu ve un ilave edilmiş suyun içinde bekletiyoruz. Bu sırada kırmızı biberlerimizi küp veya halka şeklinde doğruyoruz, soğanımızın ve havuçlarımızın da kabuklarını soyup halka şeklinde doğruyoruz. Taze patateslerimizi yine halka şekilde doğrayıp, tencerimize soğan, havuç, biber enginar ve patates olarak 2-3 kat sıra olacak şekilde diziyoruz. Üzerine 1,5 su bardağı soğuk su, 1 çay bardağı zeytinyağı, şeker ve tuz ilave edip kapağı kapalı olarak 25-30 dakika pişiriyoruz. Yemeğimiz biraz ılınınca dereotunu kıyıp üzerine serpiştiriyoruz. Soğuk servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

Zeytinyağlı Enginar
Devamını Oku...

09 Haziran, 2011

KABAKLI DEREOTLU OMLET

Kabaklı ve dereotlu omlet

Bir önceki yazımın tek tarifi kabaklı, dereotlu omlet. Haftasonu gelmeden yazmak niyetindeydim, bu yönde okuyucu yorumları da gelince hemen paylaşmak istedim. Omlet daha önce yazdığım gibi bizim evde kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi, sayfamda 3 farklı omlet tarifi paylaşmıştım, evde blogdaki tariflerin yanısıra, sık sık otlu (taze veya kuru otlarla) peynirli veya sucuklu omlet yapıyorum, bir de söylemem gerek ki ben patatesli omleti çok seviyorum, onu da sık sık yapmaya çalışıyorum...

Sebzelerle biraraya gelince yumurta daha besleyici ve doyurucu oluyor ben de hafif tatlı lezzeti ile kabak ile yaptım bu defa, biraz havuç da ekleyecektim ama zaman sıkışınca unutmuşum, siz karışık olarak veya seviyorsanız tek başına havuçla da yapabilirsiniz. Bir diğer planım da sunum ile ilgiliydi, arasına rende kaşar serpiştirerek rulo haline getirmek niyetindeydim omleti, ancak biraz kalın gelince kıvrılmadı ben de katlayarak hazırladım, siz benim ölçülerimle oynayarak, daha ince bir omleti rulo şeklinde hazırlayabilirsiniz. Haftasonu kahvaltınız için partik tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 5 yumurta
- 1 adet büyükce kabak
- 7-8 dal dereotu
- 1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1/2 çay kaşığı karabiber
- 1 çay kaşığı tereyağ
- 1 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı:

Kabağımızın kabuğunu soyup, iri şekilde rendeliyoruz ve zeytinyağında suyunu çekene kadar karıştırarak pişiriyoruz. (suyunu çekene kadar yeterli, iyice kavrulmasına gerek yok) Derin bir kasede yumurtalarımızı çırpıyoruz, içine tuzumuzu ve karabiberimizi, kıyılmış dereotumuzu ekleyip iyice karışmasını sağlıyoruz. 25 cm çapında bir tavada tereyağımızı eritip, kabaklarımızı ve hemen arkasından yumurta karışımımızı ekliyoruz ve karıştırdıktan sonra pişmeye bırakıyoruz, alt yüzey pişince diğer tarafını çevirip, pişiriyoruz. Ocaktan alıp, omletin üzerine kaşar peyniri rendemizi serpiştirip, rulo şeklinde sararak veya ikiye katlayarak hazırlıyoruz. Dereotu ile süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

06 Mayıs, 2011

YOĞURTLU HAVUÇ SALATASI

Yoğurtlu Havuç Mezesi

Havuç salatası sevdiğim mezeler arasında önde yeralır. Aslında bu şekilde yapılan salataların hepsini severim, çok pratikler ve özel bir tarifleri yok. Sarmısak ilaveli (belki ilavesiz) süzme yoğurtla (belki az miktarda mayonez ile) hafif sotelenmiş, haşlanmış veya közlenmiş pek çok sebzenin salatasını da bu şekilde yapmak mümkün. Blogda da bu tarz salatalardan epeyce var. Bazen içine ceviz ekleyerek veya birbirine yakışan 1-2 sebzeyi birararaya getirerek pek çok çeşidini yapıyorum. Hem akşam yemeklerinde hem de çay saatlerinde yumuşak tadlarıyla menüyü dengelemiş oluyor bu salatalar. Ben en çok kabak ve havucu karıştırarak yaptığım salatayı tercih ediyorum böyle zamanlarda. Ceviz ise en çok bugün yazıdığım havuç salatasına ve kabakla yapılan salataya yakışıyor. Yeniyıl menümüze eklediğimizde çok sevdiğim salatanın blogda yeralmadığını farkedince ilk yapışımda fotoğrafladım ama yazmak yine biraz zaman aldı. Bu kadar sözden sonra tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-5-6 adet orta kalınlıkta havuç
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1,5 su bardağı süzme yoğurt
-2-3 diş sarmısak
-Tuz
-Süslemek için pul biber, kurutulmuş nane

Yapılışı:


Havuçlarımızın kabuklarını soyup, rendeliyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şeyler havuçların taze ve sert olması ve rendenin kalın tarafını kullanmak. Derince bir tavada zeytinyağını koyduktan sonra havuçlarımızı yumuşayana kadar soteliyoruz. Havuçlar biraz su salacak ve sonra çekecektir. Havuçlarımızı pişirince soğumaya bırakıp, derin bir kasede sarmısakları ezerek süzme yoğurtla ve damak tadımıza uygun miktarda (1 çay kaşığı kadar) tuzu karıştırıyoruz. (İsterseniz 1 tatlı kaşığı mayonez de ilave edebilirsiniz) Soğuyan havuçlarımızı da ilave edip, iyice karışmasını sağlıyoruz. Servis sırasında üzerini kurutulmuş nane ve çok az yağda hazırladığımız pulbiber ile süslüyoruz. Eğer ceviz de eklemek isterseniz çok ufak olmayacak şekilde çekmiş olduğunuz 1 çay bardağı ceviz içi kullanabilirsiniz. Afiyet olsun...

Yoğurtlu Havuç Mezesi
Devamını Oku...

18 Nisan, 2011

PATATESLİ BÖREK

Patatesli Börek

Nisan ayında kasvetli bir pazartesi ile başladık haftaya. Yağmurlu, kapalı ve soğuk havalardan çok sıkıldım. İçimizi ısıtan, canlandıran neşe veren güneşli ve ılık bahar havası olmayacak galiba ve kışdan yaza geçivericeğiz. Olumsuz olmak istemiyorum ama hava şu sıralar ruh halim üzerinde oldukça etkili. Neyse havaları boşverelim şimdilik...

Haftaya lezzetli ve pratik bir börek tarifi ile başlayalım. Ben patatesi çok sevenler grubundayım, her türlü seviyorum, en çok da kızartma olarak ama artık pek sık yapmıyorum evde, bazen fırınlama şeklinde baharatlı yapıyorum, yakışan tüm sebze yemeklerine ekliyorum ve salatasını yapıyorum. Böreğini ise bir süredir yapmamıştım, ufak bir tepsi ile hazırladığım börek bu özlemle sanırım hemen bitiverdi. Patatesli böreği tepsiye ruloları sararak yapmayı tercih ettim, sizler ufak gül böreği şeklinde porsiyonluk olarak da yapabilirsiniz. Böreğim hafif acılı olmuştu, pul biber ilavesini damak tadınıza göre ayarlayabilir ve yine bu böreğe yakışacak olan nane, kekik, fesleğen gibi baharatlardan ilave edebilirsiniz. Üzerine ise çörek otu, susam yerine haşhaş tohumu serpiştirebilirsiniz. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 3 adet yufka
- 3-4 adet orta boy patates
-3-4 dal maydanoz
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1/2 su bardağı süt
-1/2 su bardağı sıvıyağ
-Tuz, karabiber, pulbiber
-1 yumurta ve 1 yumurta sarısı
-Üzeri için çörekotu ve susam

Yapılışı:

Böreğimizin iç harcını hazırlamak üzere patateslerimizi haşlıyoruz ve ılık iken kabuklarını soyup eziyoruz. İçine zeytinyağını, ince kıyılmış maydanozu, tuzu, karabiberi ve pulbiberi ekleyip iyice karıştırıyoruz. Ayrı bir kasede yarım su bardağı sütü, sıvıyağı ve 1 yumurtayı çırpıyoruz ve ön hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Yufkamızın birini alıp, ortadan ikiye kesiyoruz ve düz tarafı önümüze gelecek şekilde tezgahımıza açıyoruz. Süt, yumurta ve sıvıyağdan oluşan karışımımızdan 2-3 kaşık yufkanın üzerine serpiştirdikten sonra fırça yardımıyla her tarafına sürüyoruz ve patatesli harcımızda 3 kaşık kadar yufkanın düz tarafına eşit olarak koyuyoruz. Yufkamızın kenar kısımlarını hafifçe içe kapatıp, rulo yaparak sarıyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz veya yağladığımız yuvarlak tepsimizin ortasına sararak yerleştiriyoruz (gül böreği gibi) Yufkamızın diğer yarısını da aynı şekilde hazırlayıp, tepsimizin ortasına koyduğumuz parçanın etrafına sarıyoruz. Diğer 2 yufkayı da aynı şekilde hazırlayarak, yine tepsimizdeki ruloların etrafına sarıyoruz. Tepsimiz dolunca yumurta sarısına 1 kaşık kadar süt ve sıvıyağ karışımızdan ilave edip, böreğimizin üzerine sürüyoruz ve üstüne çörekotu ve/veya susam serpiştirerek önceden ısıttığımız 180 derece fırında 30-35 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Böreğimizi üçgen şeklinde dilimleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


Patatesli Börek
Devamını Oku...

08 Mart, 2011

PORTAKALLI VE BULGURLU PIRASA

Bulgurlu Pırasa

Blogumun 4. yaşını kutlarken, blogların kapalı olması çok can sıkıcı. Benim sayfamda bir blogger sayfası ama kendi alan adımı almış olduğum için sayfama erişilebiliyor, bazı bölümler de sorun olsa da sayfa çalışır durumda. Ama bu durumu değiştirmiyor, arkadaşlarım yokken buraların tadı da yok. Bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini biliyorum ve bekliyorum. Bloga yazmak da aynı nedenle içimden gelmedi ama neden duralım bekleyelim dedim, yasakları kabul etmek olacaktı bloga yazmamak.

Havaların iç karartıcı hali de devam ediyor, ben bu yıl soğuklardan çok sıkıldım, zaten bir arkadaşımın duyduğu bir habere göre bu kışın havası daha çok kadınlarda olmak üzere depresyon eğilimlerinlerini arttırmış. Neyse ki az kaldı şurda en fazla bir hafta on gün içinde bol bol güneş görüp, eski enerjimize kavuşuruz. Bu iki keyifsiz durum üzerine daha keyifli bir konuya geçelim...

Sebze yemeklerini genelde bir şey eklenecekse pirinç ile yaparız, neden bilmiyorum ama aile evimde de ıspanak, pırasa gibi sebzeler genelde biraz pirinç ilavesi ile pişerdi. Sade de yapılırdı ama eklenen nedense pirinç olurdu. Son yıllarda ise suçlanan beyaz pirinç nedeniyle yerini daha çok bulgur aldı. Ben genelde bulguru pirince tercih ederim. İstanbul'da yaşamaya başlayana kadar pek yemezdim pirinç pilavını, dışarda yemek yemek zorunluğu başlayınca ve restoran tabaklarının rakipsiz eşlikcisi pirinç pilavı olunca alıştım, şimdilerde seviyorum da, içine birşeyler ekleyince daha da güzel oluyor ama yine de bulgur...

Böyle düşünerek yaptım bu yemeği. Son zamanlarda dikkat ettiğim bir diğer konu da yemekleri mümkün olduğunca ekstra su eklemeden, sebzelerin suyu ile pişirmek. Çok su içermeyen sebzelerde ise yakışacak ise portakal ve limon suyundan faydalanıyorum. Bu şekilde pişen yemeğin lezzetinin başka olduğunu söylemem şart ve sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Sebzenizin suyu azsa, yakışıyorsa domatesin suyundan faydalanın veya uygun meyve sularından, lezzet farkını göreceksiniz. Pratik ve sağlıklı tarifimiz şöyle;

Malzemeler:
- 3-4 dal pırasa (500 gr)
- 1 adet havuç
- 1 adet kırmızı biber
- 1 adet portakal
- 2 yemek kaşığı zeytinyağ
- 1 adet limon
- 1/2 su bardağı bulgur (ince)
- Tuz

Yapılışı:

Pırasalarımızı yıkayıp, gerekiyorsa dış yapraklarını temizledikten sonra kalın halkalar şeklinde doğrayalım (ben genelde doğrama sonrasında tekrar yıkama yapıyorum aralarda kalan toprak vs olabilir diye), havucumuzun kabuklarını soyup, yine halka halka doğrayalım. Kırmızı biberimizi doğralım. Tencerimize zeytinyağımızı koyup, havuç ve biberimizi ekleyelim ve hafifçe kavuralım. Daha sonra pırasamızı ekleyelim ve kavrularak hafifçe yumuşamasını sağlayalım. Sonra bulgurumuzu ekleyip, üzerine sıkılmış portakal ve limon suyumuzu ilave edip, tuzumuzu ayarlayarak, kısık ateşte, bulgurumuz yumuşayana kadar 15-20 dakika kadar pişirelim. Servis yaparken taze nane yapraklarıyla süsleyebiliriz. Afiyet olsun....

Bulgurlu Pırasa
Devamını Oku...

24 Şubat, 2011

KURUTULMUŞ DOMATESLİ MAKARNA SALATASI

Kurutulmuş Domatesli Makarna Salatası

Blogumun şablonu değişti, bilmiyorum ne düşünüyorsunuz ama planlanmış bir şey değildi, 2 gün önce bloga baktığımda, eski şablonun başlık kısmındaki görselin kayıtlı olduğu web sitesinin logosunun tüm bloga yayıldığını gördüm ve hemen şablon değiştirdim, çünkü yazılar üst üste binmiş gibiydi ve okunamıyordu. Eski başlık için yaptığım çalışma eski bilgisayardaydı ve bulamadım, bilmiyorum sanırım eski pembeli, somonlu sayfama tekrar dönemeyeceğim. Diğer taraftan bakarsak da neredeyse 3 yıldır o şablonu kullanıyordum, değişiklik iyidir. Neyse zaten önemli olan fotoğraflar ve içerik, elbette şablonda çok karışık olmamalı, bakalım göreceğiz ne yapabileceğim.

Bu salata 1 yıldır evde sıklıkla yaptığım bir salata. Makarnalı olduğu için doyurucu, bir çorba ilavesi ile gayet güzel öğün olacağı gibi, çay davetlerine, açık büfelere de çok yakışır. Bu tarifin kaynağına gelince, bir çok yerli blogun yanısıra severek takip ettiğim yabancı bloglar var. Açıkcası farklı kültürlerden blogların paylaşımlarının da damak tadımız açısından bizleri zenginleştirdiğini düşünüyorum. Dünya mutfaklarının tarifleri için de sıklıkla başvurduğum kaynaklar oluyor yabancı bloglar, bu bilgileri ve elimdeki kitap dergi tariflerini karşılaştırıp, harmanlayarak, bazen de birebir uyarak yeni şeyler deniyorum.

Severek takip ettiğim ve bu salatanın tarifi aldığım sayfa "the pioneer woman". Bu tarifi Hatsum için yazıyorum, o kadar övdüm ki, o da yoğun bir şekilde kırmızı şarap sirkesi arayışına girdi, ben evde olduğu için kullandım, ama bulunmayanlar yerine üzüm sirkesi kullanabilirler çünkü kırmızı şarap sirkesi de kırmızı üzümlerden yapılan bir sirke. Gerçi salatanın bu kadar lezzetli olmasının nedeni, kurutulmuş domates ile hazırladığımız sos, bu sosun sıcak makarnalara ve hatta etlere de çok yakışacağını düşünüyorum. Bu açıklamalar üzerine tarifimiz şöyle;

Tarif "http://thepioneerwoman.com/cooking/" 'den uyarlanmıştır.

Malzemeler:

- 1 paket burgu makarna (500 gr)
- 1 çay bardağı dilimlenmiş siyah zeyin
- 15-20 adet kiraz domates
- 9-10 yaprak taze fesleğen
- 1 çay bardağı rendelenmiş parmesan peyniri
- 9-10 adet kurutulmuş domates
- 4 diş sarımsak
- 3 yemek kaşığı kırmızı şarap sirkesi veya üzüm sirkesi
- 1 çay bardağı sızma zeytinyağı
- Tuz ve karabiber

Yapılışı:

Makarnamızı kaynar suda 7-8 dakika çok yumuşak olmayacak şekilde haşlıyoruz. Suyunu süzüp, ılımaya bırakıyoruz. Salatamızın sosu için kurutulmuş domatesleri 3-4 dakika sıcak suda bekletiyoruz. Daha sonra ince şekilde doğrayıp, karıştırıcımızın(blender) içine koyuyoruz. Kabuklarını soyup irice doğradığımız sarımsakları, sirkeyi, zeytinyağını, tuz ve karabiberini ekleyip karıştırıcımızı çalıştırıp, sosumuzun ezme kıvamına gelmesini sağlıyoruz. Derin bir kaseye ılımış olan makarnamızı alıp, hazırladığımız sosu, dilimlenmiş siyah zeytini ekleyip karıştırıyoruz. Daha sonra jülyen (uzun, ince) kıyılmış taze fesleğenleri ve ikiye kesilmiş kiraz domatesleri ilave ediyoruz. Son olarak taze rendelenmiş parmesan peynirini ekleyip, karıştırıyoruz ve servis tabağına alıyoruz. Servis sırasında üzerine biraz daha parmesan ilave edebilirsiniz. Afiyet olsun…

Kurutulmuş Domatesli Makarna Salatası
Devamını Oku...

21 Şubat, 2011

YAYLA ÇORBASI

Yayla Çorbası

Şu sıralar sanırım herşeyi mecburen yapıyorum. Yanlış anlaşılmayayım, içimde istek var, bir sürü şeyi düşünüp yapma isteğim var, ki bunların arasında yeni tarifler de var, ama enerjim çok az gibi geliyor. Havalardan mı, yoksa geçirdiğim soğuk algınlığından sonra kalan halsizlikten mi anlayamadım, planlarımı gerçekleştiremiyorum, yakın zamanda geçmesini ve isteğini duyduğum şeyleri yapmak için kendimi enerjik hissetmeyi umuyorum.

Az miktarda hissettiğim enerjimi işe gelip, gitmek ve evdeki hayatı sürdürmek için gereken şeylere ayırınca, yemek hazırlıkları için tercihim daha çok pratik şeylere kaydı, yazdan dondurduklarım ve pratik ve genelde bakliyat içeren çorbalarla menü oluşturuyorum.

Bu pratik tariflerden biri de yayla çorbası. Aslında anne evimde pek pişen bir çorba değildir, onun yerine annemin nefis "tahıllı yoğurt çorbası" pişer kışın sık sık. Annemin çorbasını çok sevsemde, bugün tarifini yazdığım yayla çorbasından biraz daha zahmetli, pişme süresinin daha uzun olması nedeniyle, Hatsum'un sıklıkla yaptığı bu çorbayı yapar oldum. Evde hafifçe ekşimiş yoğurt varsa hemen bu çorbaya dönüşüveriyor. Tabi burada yoğurdumuzu evde yaptığımı ve hazırlar gibi dayanıklı olmadığı için, bazen ekşime sürecine girebildiğini belirtmeliyim. Bu çorbaya bir de eşimin isteği üzerine buzlukta genelde bulunan haşlanmış nohuttan da bir avuç ilave ediyorum. Sizler de isterseniz bakliyat zenginliği için nohut veya yeşil mercimek ilavesi yapabilirsiniz. Bu soğuk haftaya çok uyacak sıcak tarifimiz şöye;

Malzemeler:

- 1 çay bardağı pirinç
- 2 su bardağı yoğurt
- 1 adet yumurta
- 1 çorba kaşığı un
- 1 yemek kaşığı tereyağ
- 1 tatlı kaşığı kuru nane
- 1 tatlı kaşığı salça
- Tuz ve pulbiber

Yapılışı:

Yıkanmış pirincimizi haşlıyoruz. Derin bir kasede yoğurdumuzu, yumurtamızı ve unumuzu iyice çırpıyoruz. Haşlanmış pirince biraz soğuk su ilave edip, bu karışımdan yoğurt karışıma biraz su ekleyip karıştırıyoruz. Bunun amacı yoğurdun, birden çok sıcakla temas ederek kesilmesini önlemek, yoğurt karışımını ılık hale getirince, pirincin üzerine yavaş yavaş ve sürekli karıştırarak ekliyoruz. Daha sonra 1 su bardağı su ve tuz ilave ederek çorbanın kıvamını ayarlıyoruz ve kaynayana kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Eklediğimiz su az gelmişse istediğimiz kıvama gelene kadar kaynamış su ekleyebiliriz. 5 dakika kadar kaynadıktan sonra ocaktan alıyoruz. Ayrı bir tavada tereyağımızı eritip, nanemizi ve pulbiberi ekliyoruz, sonra salçamızı ekleyip, 1 kaşık su ile çorbamızın sosunu hazırlıyoruz. Servis kaselerine aldığımız çorbamızın üzerine sosunu ilave edip, taze ve kuru nane yapraklarıyla süslüyoruz. Afiyet olsun…

Not: Çorbanın sosunu tüm çorbaya ekleyip, karıştırarak salçalı olarak da servis edebileceğiniz gibi, sosu sadece tereyağı ve nane ile hazırlayıp, beyaz bir çorba olarak da içebilirsiniz.

Yayla Çorbası
Devamını Oku...

05 Şubat, 2011

YİNE KANEPE TARİFLERİ

karışık kanepe-1

Bu tarifle birlikte elimdeki kanepe tarifleri bitiyor. Artık yenileri yeni buluşmalar için hazırlanıp, tarifleri paylaşılacak. Bugünün tarifleri de nişan davetinden ve Hüner Teyzemizden. Sanırım kanepe hazırlamak isteyen biri için yeterli ve pratik seçenek oluştu blogda. Gerçi kanepe hazırlamakta sınır yok ama klasik tarifler ve fikirler sıralanmış oldu.

Maalesef fotoğraflar çok iyi değil ama ışık yetersizliğinden çekebildiğim en düzgün fotoğraflar bunlar çıktı. Ayrıca bu tarifler için malzeme listesi vermeyeceğim. İstediğiniz adete göre ayarlayabilirsiniz.

Yukarıdaki fotoğrafta 4 çeşit kanepe bulunuyor. Hepsi tost ekmeğine hazırlanmış, kenarları kesilen tost ekmekleri üçgen kesilerek hazırlanmışlar.

1. çeşidimiz krem peynir (labne) sürülmüş ekmek dilimin üzerine minik salam dilimi rulo yapılarak kürdanla tutturularak hazırlanıyor.

2. çeşidimiz muhammaralı, muhammara sürülmüş ekmek dilimlerinin üzerine sıkma aparatıyla labne peyniri sıkılarak hazırlanıyor.

3. çeşidimiz yeşil zeytinli, yeşil zeytin ezmesi sürülmüş olan ekmek dilimlerinin üzerine biberli zeytin dilimleri konularak hazırlanıyor.

4. çeşidimiz ise zeytinli-kaşarlı, siyah zeytin ezmesi sürülen ekmeklerin üzerine minik kaşar dilimleri rulo yapılarak kürdanla tutturularak hazırlanıyor.

Alttaki fotoğrafta yeralanlar ise sakallı sandviç ismiyle tanınan peynirli minik sandviç kanepeler. Bunlar minik sandviç ekmekleri ile hazırlanıyor. Bu ekmeklerin kendiniz yapabileceğiniz gibi, büyük market ve pastanelerden temin edebilirsiniz. Bizim sakallı sandviçlerin bir kısmı ince kıyılmış maydanozlu, diğer kısmı ise ince rendelenmiş kaşar peynirli. Arası kesilen minik tombik ekmeklerin içine ezilmiş beyaz peynir ile krem peynir karışımı sürdükten sonra, etrafını kaşar peyniri rendesi veya kıyılmış maydanoz ile kaplıyoruz. Afiyet olsun...

Sakallı kanepeler
Devamını Oku...

01 Şubat, 2011

KALP ŞEKİLLİ TAVUKLU KANEPELER

Tavuklu kanepe
Kanepeler başlıklı etiketi oluşturduğumu yazarken, blogda yeralan eski kanepe tariflerini de vereceğimi böylece, faydalı ve çeşitli bir "kanepeler" dosyası oluşturmayı hedeflediğimi söylemiştim. İşte eskilerden kalma ama blogda kesinlikle olması gereken bir tarif. Tarifi eşimin teyzesi, adı gibi olan Hüner Teyzemiz, nişan daveti için hazırlamıştı. Bu davette yeralan diğer kanepe tarifleri de çok yakında burada olacak. Hem görünüm hem de lezzet açısından çok başarılı olan bu kanepeleri yaklaşan sevgililer günü için hazırlayabilirsiniz. Kalp şekilli tatlılara alışık olan gözler ve damakları biraz şaşırtmak fena olmaz sanırım. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

- 10 dilim tost ekmeği
- 200 gr tavuk göğsü
- 9-10 adet kornişon turşu
- 3 yemek kaşığı mayonez
- 1 yemek kaşığı süzme yoğurt
-1 tatlı kaşığı zeytinyağ ve aynı miktarda limon suyu
-Tuz, süsleme için tatlı toz kırmızı biber
- İnce kıyılmış 3-4 dal dereotu

Yapılışı:

Tost ekmeklerimizin kabuk kısımlarını almayacak şekilde kalp kalıbımızla şekillendiriyoruz. Tavuk harcı için, tavuk göğsümüzü haşlayıp, diderek ufak parçalara bölüyoruz. Mayonez, süzme yoğurt, zeytinyağı, limon suyu ve tuzumuzu iyice karıştırdıktan sonra tavuklarımızı da ekliyoruz ve macun kıvamına gelene kadar ezerek karıştırıyoruz. Son olarak ufak küpler şeklinde doğradığımız kornişon turşumuzu da ekliyoruz ve kalp şeklinde kestiğimiz ekmeklerin üzerine sürüyoruz. Ekmeklerin kenar çizgilerini belirleyecek şekilde tatlı toz kırmızı biberle sınır çiziyoruz, yani kenarlarına toz biber serpiştiriyoruz. Orta kısımlarını da ince kıyılmış dereotu ile süslüyoruz. Afiyet olsun...
Devamını Oku...

28 Ocak, 2011

KANEPE CENNETİ

Kanepe cenneti jpg

Kış İstanbul'a hep geç geliyor. Biz Aralık ayında sıcacık bahar havalarından şikayet ederken kış İstanbul'a gelmek için yılbaşını bekliyor. Geçmiş tecrübelerimle söyleyebilirim ki Mart sonuna kadar ara da ısınsa da hava soğuk kalacak. Kış başında giymediğim tüm kalın kıyafetlerimi kullanır oldum, hatta iş yerinde o kadar üşüyorum ki genel de battaniye kıvamındaki yeni moda:) hırkalardan giyiyorum. Sizin aranız nasıl bilmem soğukla ama hep kansızlık seviyesinde dolaşan benim için kalın kıyafetler ve sıcak su torbası ile uykular demek...

Kanepe cenneti de İtalyanca davetinden ama korkmayın artık bitti. Eskiden kalma blogda fotoğrafı yeralan ama tarifi bulunmayan, yorum ve maillerle sorulan 1-2 tarifi de ekleyip tamamen yeni tariflerle burada olacağım. Daha önce de yazmıştım davet için kanepe yapmaya karar verince hem kitaplarımın hem de internetin sayfalarını karıştırdım diye. Çeşit olarak uğur böceklerini, ton balıklı kanepeyi ve bu yazıdaki ezmeli, zeytinli, peynirli, cheddarlı-jambonlu çeşitleri seçmiştim. Bir de somonlu yapacaktım ama fırsat olmadı, onu da yapınca sayfanın kanepeler bölümüne eklerim.

Kanepe cennetini hem kepekli ve beyaz tost ekmeği, hem de şekilli krakerler ile hazırladım. Açık büfemize kek standı ile dizdikten sonra kalanları da aşağıdaki gibi ayrı bir tabakla orta sehpada servis yaptım. Tarifi her zamankinden farklı olarak malzeme miktarı vermeden yazacağım. Standda görülen çeşitlere göre gruplandırarak sıralayacağım. Siz davetli sayınıza göre miktarı ayarlarsınız. Ancak şunu söyleyebilirim ki kanepe malzemeleri bereketli oluyor. Ben 1'er paket kepekli ve beyaz tost ekmeği ve 1-2 paket tuzlu kraker ile 100-200 gr civarında sürülen malzeme ile 11 kişilik kanepe hazırladım. Tost ekmeklerinin kabuk kısımlarını çıkardıktan sonra kurabiye kalıplarımla kesip hazırladım. Bu işlemi bir önceki akşam yaptım yaparken ekmekler biraz kurudular (bu istediğimiz bir durum, üzerine sürdüklerimizle iyice yumuşayıp hamur olmaması için) sonra kapaklı bir kaba alıp dolaba koydum. Ertesi günde aşağıdaki çeşitleri hazırladım. Tariflerimiz şöyle;

Kanepe

Cheddarlı-jambonlu kanepeler:

Alttaki kolajın sağ köşesindeki kanepeler için, hem cheddar peynirini hem de jambonları, ekmeği kestiğim kalıplarla kesip, her ikisini de orta noktasına gelene kadar bıçakla kestim. Böylece jambon ve peynir üstüste gelince kesik kısımdan diğerini üzerine çıkarıp iki renkli bir görüntü oluşturdu.

Ezmeli kaşarlı kanepeler:

Bu kanepe için kaşar peynirlerini yine ekmeği kestiğim kalıplarla kestim ve bu defa bazılarına tek bir yuvarlak, bazılarına daha ufak 2-3 yuvarlak açarak pencereler oluşturdum. Ekmeklere önce ezme sürdüm, sonra kestiğim peynirleri koyup, hafifçe bastırdım ve ezme pencerelerden çıkıp güzel bir görüntü oluşturdu.

Krem peynirli kanepeler:

Bu kanepeler için ise krem peynirin bir kısmını sade olarak ayırdıktan sonra diğer kısmına az miktarda salça ve kekik (veya nane veya fesleğen) ekleyerek karıştırdım ve turuncu renkli karışımı elde etmiş oldum. Kesilmiş ekmeklerin veya krakerlerin üzerine sade veya renkli krem peynirleri sürdüm veya sıkma aparatıyla sıktım ve kaşarları keserken çıkan ufak parçalardan koydum. Bazılarını ise ezme sürdükten sonra krem peynir sıkarak hazırladım.

Zeytin ezmeli kanepeler:

Bunlarda son derece kolay, aynen fotoğrafda görüldüğü gibi, ben siyah zeytin ezmesi kullandım, isterseniz yeşil zeytin ezmesi de kullanabilirsiniz. Sadece zeytin ezmesinin kıvamını biraz açmak ve lezzetlendirmek için çok az zeytinyağı ve nar ekşisi kullanmanızı tavsiye ediyorum. Bu şekilde hazırladığımız karışımları da ekmek ve krakerlerimize sürüyoruz veya sıkıyoruz, üzerine isterseniz biraz krem peynirli karışımdan sıkabilirsiniz, veya sade olarak bırakabilirsiniz, bir diğer önerim de üzerilerine kaşar peyniri dilimi, siyah zetyinle hazırlanmışda yeşil zeytin dilimi, yeşil zeytinle hazırlanmışsa siyah zeytin dilimi eşliğinde ikram etmeniz.

Kanepe hazırlamak el oyalasa da son derce zevkli eminim sizde çok farklı seçenekler oluşturacaksınız. Afiyet olsun...


Kanepe kolaj

Devamını Oku...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...